Geçtiğimiz günlerde trafikteyken elindeki cep telefonuyla 'muhtemelen önemli bir konu hakkında' mesajlaşan dikkatsiz sürücünün içinde bulunduğum araca arkadan çarpmasının ardından "bu yazıyı yazmalıyım" dedim. Bu ülkenin vatandaşları Akdeniz genlerinden mi DNA'mızdaki savaşçı yapıdan mı bilinmez pek bir sinirli. Trafikteki sinirimizi geçtim, en ufak bir bakışmada dahi "birader ne baktın" şeklindeki tepkileri verdiğimize herhalde kimse itiraz etmez. Küçük bir selamlaşma bakışı bakışından veya günaydın demekten imtina eden, bir anda parlayabilen bir sistematiğimiz var. Peki "o eli bir indir" cümlesini duymayan var mı? Genelde yine daha çok genç yaşlardaki tartışmaların cümlesidir. Peki asıl "o eli" kim indirmeli. Otomobil kullanırken elini cep telefonuna götüren herkes. Neden mi? Çünkü o hayatımızın her anına soktuğumuz, bizi melodisiyle uyandıran, müzik arşiviyle uzaklara götüren, selfie ile kaynaştıran, kamerasıyla içimizdeki sanatçıyı ortaya çıkartan, yol bulduran enfes aletler yani cep telefonları alkolden bile riskli ve bizi öldürecek kadar tehlikeli. Evet öyle. İtiraf edin siz de kullandınız. Tamam trafik vardı, kırmızı ışıkta durmuştunuz fakat yaptınız. Yapılan araştırmalara göre son dönemdeki trafik kazalarının en temel sebeplerinden biri o "akıllı" arkadaşımız. İnternette konuyu araştırırken dikkatimi çeken www.textinganddrivingsafety.com/ adresinin verilerine göre kazaların yüzde 23'ünün sebebi cep telefonları ve yolda mesajlaşmak. Ortalama mesajlaşma süresi ve telefon üzerinde geçirilen 5 saniyenin ardından olası riskler akıl almaz boyutta. 80 km/s hızla ilerleyen bir aracın saniyede ortalama 22 metre yol aldığını düşünürsek tehlikeyi bir kere daha hatırlamış oluruz. İstanbul'da özellikle trafikteyken lütfen bir sağınıza solunuza bakın. Cep telefonuyla vakit geçirmeyen sürücü sayısı pek az gözükmeye başladı. Pek araç kullanırken mesajlaşmak başka ne tür tehlikelere yol açıyor? İstatistikler söylüyor, Mesajlaşmak kaza riskini 23 kat, telefonla birisini aramak 2.8 kat, telefona ulaşmaya çalışmak riski 1.4 kat arttırıyor. Amerika'da yapılan araştırmalara göre yolda cep telefonuyla konuşan veya mesaj atan sürücülerin yüzde 77'si bunun tehlikeli olmadığını düşünüyor ya da tehlikenin farkında değil.
Çocuklara kötü örnek
Bir de işin sosyolojik boyutu var. Babasını direksiyon başındayken izleyen ve trafikteki rol modeli olarak belirleyen çocuklar, yani geleceğin sürücüleri bu davranışları da genellikle normal kabul ediyor. Yani direksiyon tutuş stilinden tutun sürüş pozisyonuna kadar ebeveynlerden izlenimlenilenler doğru veya yanlış örnekleniyor. Yani sürücüsü emniyet kemeri takan ve çocuğuna çocuk koltuğunun zorunluluğunu öğreten bir anne- babanın çocuğu gelecekte emniyet kemerini takmadan yola çıkmıyor. Araştırmaya göre çocukların yüzde 48'inin anne veya babalarını araçta mesajlaşırken gördüklerini ve bunu normal karşılayabileceklerini gösteriyor. Yani baştan yanlış yetişen sürücüler… Ülkemizde bir de trafik derslerinin kaldırılma riskinin olduğunu düşünürsek, geleceğin sürücülerinin trafikteki tehlikelerle daha çok uğraşması gerekeceğini bilmek için alim olmaya gerek yok. Aman siz de indirin o eli.