Otomobil almak başlı başına bir iş. Özellikle araştırma yapabilmenin bu kadar kolay olduğu, internetin ve tüm sanal dünyanın cebimizdeki akıllı telefonlarla önümüze serildiği bir ortamda. Dijital dünya sayesinde kitapevinden kitap almak yerine daha ucuzunu internetten alan, çocuk bezlerini, yemeği, oteli, tatili, yan sokakta satılan dairenin metrekaresini, akıllı telefonun Amerika'daki fiyatını araştırmayı öğrenen ve buna hızlıca alışan bir toplumun, araştırma yapmadan, kendisi için bu kadar değerli hatta kimileri içinse evden bile değerli otomobili rastgele alıyor olması düşünülemez. Araştırmalara göre bir tüketici otomobil almaya kesin karar verdikten sonra 2-3 ay içerisinde amacına ulaşıyor. Yani bu süre içerisinde tüm modelleri, aklındakileri, aklına gelmeyen fakat "bilenlerin önerdiklerini", stoktaki otomobilini satmaya çalışan showroomdaki yetkili satıcının tavsiyelerini süzgeçten geçirip, testleri, analizleri, tüketim raporlarını değerlendirmek gerekiyor. Türkiye'de herkesin anladığı, siyaset, futbol ve otomobil üçlüsünden konumuz olan otomobil alımına odaklanıldığında müşterilerin fazlasıyla bilinçli olduğu ortada. Fakat genel anlamda otomobil alırken evdeki hesabın çarşıya uymadığı gerçeği de. Bu nedenle hiç aklımızda olmayan donanımlara verdiğimiz bol parayı unutamıyoruz. Ya da hayatı boyunca şehirde otomobil kullanan, aracı pislenmesin diye toprak zemine dahi sokmayan kullanıcıların 4x4 SUV aldığına şahidiz. "Otomobilimin en önemli noktası bagajı" diyen bir müşterinin station otomobile burun kıvırmasına ne demeli. Ya da sadece yüksek diye yüz binler ödenen otomobiller yok mu? Park sorunu yaşıyorum diyerek Küçük sınıf araç yerine 5 metrelik orta sınıf otomobili sevenleri de görmüşlüğümüz vardır. 5 yıl kullanacağı otomobile istediği kırmızı renk yerine ikinci elde iyi satılır düşüncesiyle gri alan ve içindeki keyfe kulaklarını tıkayanlar yok mu? Halbuki 5 yıl sonra belki 1.0000 TL yüksek fiyatla satılacak otomobilinizin kırmızı rengi sizi çok daha mutlu edebilirdi. İstanbul'da zaman anan karşılaştığımız, 3.0 litre ve üzeri otomobillere binen orta yaşlı kadınlarımızın- amcalarımızın içlerinde birer yarışçı mı var yoksa "almışken iyisi olsun" düşüncesi mi? İşte bu yüzden otomobil almak sanat. İhtiyaç duyulanlarla fazlasını alıp almama arasında geçen bir mücadele.