Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan,'Geçmişte bizi çok kısa süre önce 'hasta' diye nitelendiren Avrupa'nın bugün Allah şifa versin birçok ülkesi yoğun bakım çadırında' dedi. Çağlayan, geleceğin dünyasında elinde en güçlü madenleri bulunduran ülkelerin en güçlü ülke olacağını söyledi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) Ramada Otel'de düzenlediği 19. Akdeniz Toplantısı programı kapsamında 'Ekonomideki Gelişmeler' başlığını içeren bir konuşma yaptı.
Bakan Çağlayan, saatin geç olması nedeniyle salondakilere; 'Saat geç oldu. Ama beni çağırdınız bir kere dinleyeceksiniz. Salonda uyuyan varsa ihbar ederim mümkün olduğu kadar uyumamaya çalışın' dedi.
Konuşmasına öğretmen öğrenci fıkrası anlatarak başlayan Çağlayan, şunları söyledi:
'Antalya gerek turizmi gerek ihracatı ile çok ekmeğini yediğim bir il olmakla beraber Türkiye'nin en önemli illerinden birisidir. Salondakilere işadamları demeyeceğim, bayanlarda var. Sanayici ve işadamları ile pozitif ayrımcılık yapıyorsunuz. Biz parti olarak pozitif ayrımcılığa karşıyız.'
AVRUPA YOĞUN BAKIM ÇADIRINDA
Çağlayan, Avrupa'daki ekonomik krize rağmen, Afrika ve Orta Doğu'daki siyasi ve ekonomik depreme rağmen ekonomik gelişmemizin devam ettiğini söyledi. Olabildiğince güçlerimizi kullanıp yeni pazarlara girdiğimizi anlatan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhracatımızı bu noktaya getirdik. Getirdiğimiz ortamda Avrupa ekonomisini iyi irdelememiz gerekir. Bakın geçmişte bize çok kısa süre önce hasta diye nitelendiren Avrupa bugün, Allah şifa versin birçok ülke bugün yoğun bakım çadırında. Bihassa İzlanda, İrlanda hakikaten şu an son derece kötü durumda. Yunanistan ekonomisinin durumunu görüyoruz. Öyle bir kriz Avrupa yaşıyor ki 2012 yani bu yılda AB'nin büyümesi değil, küçülmesinin konuşulacağı binde 3'ler civarında bir küçülmenin yaşanacağı bir Avrupa. Sadece 3 ülkenin yüzde birden fazla büyüyeceği öngörüsü olan bir Avrupa. Bu krizin en etkin tesirini de 12 hükümeti devre dışı bırakarak ortaya çıktı. Bugün Avrupa'daki bu kriz 12 hükümeti al aşağı etti. Bu işi bir siyasi sıkıntı haline getirdi. Afrika ve Orta Doğu'daki gelişmeleri görüyoruz. Türkiye'ye karşı her türlü iki yüzlü davranışı çok açık şekilde AB sergiliyor. Başka ülkelere ayrı ayrı standart uygulayan AB şükürler olsun kendi koyduğu kriterlerin tamamen dışına çıkmıştır'
OTOMOTİV SEKTÖRÜ SOS VERİYOR
Türkiye'de otomotiv sektörünün de SOS vermeye başladığına değinen Bakan Çağlayan, şunları söyledi:
'Bizim ihracattaki gözbebeğimiz ve lokomotif sektörümüz 21-22 milyar dolardan fazla ihracat gelirimiz olan sektörümüz açık vermeye başlamıştır. Sebebi çok basit. Bizi işin hamallığına mahkum etmişler. Yüzde 56'sı ithalata bağlı bir sektör düşünün. Ancak yüzde 44'ü yerli üretimlerle olan bir sektör düşünün. Sayın Başbakanımızın yerli otomotiv yapacak bir babayiğit arıyorum. Altındaki mesajında o otomotivin altındaki adının Ali, Veli, Ahmet, Mehmet olması yatmıyor. Bunlar zaten geçmişte yapıldı. Bindiğimiz bütün kuş isimleri var. Ama şimdi Türkiye'nin kendi mühendisinin, kendi tasarımı olan ve mümkün olduğunca teknolojisini, üretimini Türkiye'de yapacak, dışarıya mahkum olmayacak sektörlere üretim miktarına ihtiyacı vardır. Bugün Türkiye'de dünyanın çok önemli otomotiv sektörleri var. Hepsine teşekkür ediyoruz. Ama hiç bir tanesi Türkiye'de motor teknolojisini, motor yapım görevini vermemiştir. Türkiye bundan dolayı her yıl 6 milyar dolar otomotiv motoru ithalatı yapan bir ülkedir. Yani bizim zekamız çok mu eksik. Sanayimiz çok mu yetersiz. Kabiliyetimiz mi yok, mühendisimiz, teknoloji tasarımı yok. Alası var, Allaha şükürler olsun bugün Türk otomotiv yan sanayi 8.5 milyar dolar ihracat yapan bir yan sanayidir. Bugün Türk otomotiv yan sanayi bir otomotivin yüzde 85'ini yapar haldedir. Ama nedir buradaki mesele Türkiye'ye bunu üretme görevini verenler sen kaportayı al, üzerine otur ben sana motoru göndereyim sen bağla ve otur. Katma değer ve işiniz rast gelsin. Bundan dolayı açık vermeye başlıyoruz'
NÜKLEERE KARŞI OLANLARA KARŞIYIM
Bakan Çağlayan, 2023 yılına giderken şu an 55 bin megavatlık kurulu elektrik kapapasitemizi 125 bin tona çıkarmamız gerektiğini söyledi.
Türkiye'de her yıl enerji ihtiyacının yüzde 6 arttığını anlatan Çağlayan, şöyle konuştu:
"125 bin megavata çıkarmak için Türkiye'nin enerjisini çeşitlendirmesi ve kendi iç kaynaklarına dönmesi gerekir. Bizim ülkemiz o kadar aciz bir ülke değil ki. Bizim her türlü alt yapımız var. Ama bu oyunu kuranlar bizi ithalata bağımlı hale getirmişlerdir. Şimdi o yapıyı kırıyoruz. Bunun için 130 milyar dolarda fazla yatırım yapacağız. Evet nükleer. Zaman zaman karşıt olanlar var. Saygı duyarım. Ama ben nükleere kaşı çıkanlara karşıyım. Arkadaşlar nükleer santral iki tane Türkiye'de şu an yapılması planlanan. Nükleer santralin ikisi 85 milyar kilovat saat elektik enerjisi üretecek. Biri Mersin'de diğeri Sinop'ta. 85 milyar kilovat elektrik enerjisini doğalgazdan üretseniz bugünkü rakamla 4.5 milyar dolar doğalgaz parası ödersiniz. Nükleerde bunun maliyeti 320 bin dolardır. Biz 2023'e kadar 3 nükleer santral yapacağız. Burada halkın ve çevrenin güvenli olmazsa olmazımızdır. Ben enerji fiyatını ucuzlatmazsam Türkiye alüminyumu ve bakırı dışarında ithal etmeye devam eder.'
GENÇ EMEKLİLER
Enerji çok pahalı olduğu için bakırı ve demiri üretmediklerini ifade eden Bakan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Problem enerjide hammaddemiz var bizim niye enerji fiyatlarımız yüksek. Geçmişte bir pazar günü seçimi kurtarmak adına kim ne veriyorsa ben beş katını veriyorum deyip Türkiye'yi 38 yaşında genç emekliler cennetine çevirenler şimdi faturayı hep birlikte yaşıyoruz. Popülizmin Türkiye'ye neler getirdiğini hep birlikte gördük. Artık popülizme halkımız itibar etmiyor'
ELEKTRİKLİ OTO
Bakan Çağlayan, geleceğin dünyasında elinde en güçlü madenleri bulunduran ülkelerin en güçlü ülke olacağını söyledi. Şimdi elektrikli otodan bahsettiklerini anlatan Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti: "Güzel başımın üstünde yeri var. Ama benim bazı çekincelerim var. Elektrikli otomobilde kullanılan bataryanın şu an Türkiye'de üretimi yok. Elektrikli bataryanın hammaddesi şu an lityumdur. Lityumun Türkiye'de varlığı kanıtlanmış tek gram rezerv yoktur. Botsvana'da var, Şili'de var, Zibabve'de var, Afganistan'da var. Peki ben gelecekte elektrikli otoya girip pil, batarya yatırımını yaptım. Bunu hammaddesi olan lityumu bulamazsam bir anlam ifade eder mi? Bu lityumu benim sanayicim alabilecek mi? Rekabetten dolayı alabilecek mi. Çin şu an 900'den fazla nadir elementin kendi ülkesinde ihracatını kısıtlama yoluna gidiyor. Bu alanda elimizdeki madenleri çıkarıp işleyecek, katma değer oluşturacak olanlar 5. bölge desteği alacaklardır.'
BÜYÜME HIZI
ANSİAD Başkanı Ergin Civan, ülkenin gelecekle ilgili uzun vadeli olanları üzerinde fikir ürettiklerini söyledi. Türkiye'nin geçen iki yılda büyük bir büyüme içinde olduğunu hatırlatan Civan, ülke içi kadar yurt dışındaki müteahhit hizmetlerinin de önemli bir payı olduğunu kaydetti. Civan, Türkiye'nin yurt dışına açılmasında sanayinin yanında kültür ve sanat alanında da evrensel değerle oluşturulmasının altını çizdi. Burdur ve Isparta'nın demir yolu ile Antalya'ya bağlanması gerektiğini vurgulayan Civan, 'Bunun yanında hızlı trenle Antalya'nın İç Anadolu'ya bağlanması turizm alanına bir canlılık katacaktır' dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Erdem Çenesiz ise ekonominin daha fazla rekabetçi yapıya ulaşması için daha fazla teknolojik ürün üretilmesi ve ihracat yapılması gerektiğini söyledi.
Programa, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse ile çok sayıda sanayici katıldı.
Konuşmaların ardından Bakan Çağlayan, ANSİAD ailesine katılan yeni üyelere rozet taktı.