Huyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, yerli otomobilin 1-2 yıl içinde üretileceğini belirtirken, Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, 3-4 yıl içinde en az 2-3 yerli marka üretileceğini kaydetti. Patronlar teşvikin ise geç kaldığını dile getirdi.
Türkiye'de ilk kez Uludağ'da gerçekleştirilen Ekonomi Zirvesi'nin 3. oturumunda otomotivin geleceği ele alındı. Moderatörlüğünü Murat Sabuncu'nun yaptığı 'Otomobilin Yarını' konulu oturumda, sektörün 2023 hedefleri, yeni yatırım hedefleri ve ihracatta gelecek beklentileri konuşuldu. Oturumda, Huyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu birer konuşma yaptı.
"YERLİ OTOMOBİL ZATEN ÜRETİLİYOR"
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, her şeyin yerli yapılması yönündeki beklentilere karşı çıktı. Otomobilde yaklaşık 5 bine yakın parça bulunduğuna işaret eden Aybar, bunun çok farklı ülkelerden tedarik edildiğini vurguladı.
Aybar, şöyle konuştu: "Peki ne olmalı da yerli olmalı, kritik parçalarını Türkiye'de üretelim. Zaten üretiyoruz. Bizim kendi fabrikalarımızda yüzde 80'e yakın yerli kamponent üretim olduğu gözüküyor. O zaman bu tartışma niye. Başka bir konsensüs oluşturmamız lazım. Ürettiğiniz ürün kadar sizin karar verdiğiniz dizaynını, üretimden adedine, üretimin içindeki komponent tedarikindeki detaylara, üretimin yerine, kapasitesine ve satacağınız ürünün pazarına ve onun pazarlama detaylarına tamamen siz yerli bir kuruluş olarak karar veriyorsanız, bence bu tanımda uzlaşmanız lazım."
"ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLER ÇOK YOĞUN KULLANILACAK"
Aybar, "Nisan sonunda elektrikli otomobiller yollarda görülebilecek. Nasıl bir ivme ile başlayacağız, özellikle şarj konusu nasıl olacak?" şeklindeki soru üzerine ise şunları kaydetti: "Geleceğin otomobillerini konuşuyoruz malum. Çok yakın gelecekte artık farklı bir enerji kullanacağız, elektrikli otomobili görmeye başlayacağız yollarda. Bu otomobil artık fosil yakıt kullanan bir otomobil değil. Bu elektrik motoru ile ayrıca onun besleyen bir pil var, pil enerjiyi elektrik motoruna veriyor ve motor da tekerleklere elektriği aktararak sürüş sağlanıyor. Burada şu gerçeği çok net ortaya koyduğunuz, fosil yakıtı motorların dışında farklı enerji kullanan motorlarla teçhiz edilmiş otomobillerin önümüzdeki yıllarda çok daha yoğun pazara çıkacağını fuarlarda görmekteyiz. Her markada ciddi bir yatırım var."
"ELEKTRİKLİ OTOMOBİL, PAZARIN YÜZDE 10'UNU ALACAK"
Bu sürenin ne kadar olacağının sorulması üzerine Aybar, şöyle devam etti: "Bir çok anket yapılıyor ama genel kabul 10 yıl içinde 2020 yılı itibariyle benzin ve dizel kullanan otomobiller ciddi kullanılacak ama toplam pazarın yüzde 10'u bu tür otomobillerin emrinde olacak. Gözüken bu. Bu, ülkelere göre değişebilir."
Aybar, AB ülkelerindeki daralmanın, otomotive etkisi konusunda ise şunları dile getirdi: "Ben özellikle 2015 yılından itibaren Türkiye'de de çok daha fazla talebin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ama fabrikamız yıllık 40 bin üretim yapabilecek şekilde donatılmış durumda. AB'de daralma var. Dolayısıyla özellikle bizim ürünlerimizi ithal eden pazarlar biraz daha fazla daralma gösteriyor. Bu bizim için bir sıkıntı ama Türkiye'de kararların çok dinamik ve çok çabuk verildiğini de unutmayalım. Batıdan doğuya kayan talep dengesinin getirdiği fırsatları da germeye başladık. Kuzey Afrika ve Rusya'da ciddi bir yükselme var, Türkiye'den ihracat oraya yapılıyor. Diğer ülkelerde de yeni açılımlarımız var. Ben bir sıkıntı yaşayacağımızı öngörüyorum. Otomotiv üreten firmaların olumlu planlarının devam ettiğini biliyorum."
KİBAR: 1-2 YILA TÜRK MARKALI OTOMOBİL ÜRETİLİR
Huyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar ise yerli otomobil istenirken kast edilen şeyin yerli markalı bir otomobil olduğunu belirterek, görüşlerini şöyle açıkladı: "Önümüzdeki dönemde ben Türk markalı bir otomobilin piyasaya sunulması sürecini uzun görmüyorum. Önümüzdeki bir iki yıl içinde bu süreç tamamlanabilir. Türkiye'ye yönelik başka yerde olmayan bir ürünün geliştirilmesi lazım. Birtakım sıkıntılar var. Türkiye gümrük birliğine girdiğinden bu ayna motor teknolojilerini Türkiye'deki tüketim alışkanlıkları sedan tarzı otomobiller doğrultusunda. Avrupa'da ise hatchback yönünde. Bizler de çalışmalarımızı az hata yapacak şekilde yapmaya çalışıyoruz."
"TEŞVİK GEÇ KALDI"
Teşvikle ilgili bir paketten bahsedildiğini hatırlatan Kibar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada ne tip katkılarda bulunulacağını görmemiz lazım. Tabii ki bizler de bu yarışın içinde olabilecek şekilde neler geliştirebileceğimizin planını yapıyoruz. Paket de çok gecikti aslında. 6 aydır geldi gelecek deniyor, zamanı kaybediyoruz gibi geliyor bana. Bizler de bu yarışın içinde oluruz ama burada verilecek destekler heba edilmeyecek şekilde yönlendirilmesi gerektiğini belirtmek isterim."
Yatırımla ilgili teşvik paketinin çok önemli olduğunu vurgulayan Kibar, "Otomotiv pazarında yeni yatırıma yönelik çalışmalarımız var zannediyorum, önümüzde şeffaflık oldukça kamuoyu ile bilgiyi paylaşacağız. Türkiye'ye baktığımız zaman endirekt vergilendirme sitemlerinin çok etkili olduğunu söylemek lazım. Otomobile baktığınız zaman da ÖTV'si yüzde 37, mukayese ettiğiniz zaman yüzde 25'lik vergi farkı çıkıyor. Bunu hiç bir üretim maliyeti ile tasarruf edebilme imkanınız olamaz." diye konuştu.
NAHUM: MUTLAKA KENDİ MARKALARIMIZ OLMASI LAZIM
Karsan Murahhas Azası Jan Nahum ise Türkiye'nin, dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olması için hangi sektör olursa olsun marka üretmek gerektiğine dikkat çekti. "Biz 2023 Türkiyesini görmek istiyorsak olmazsa olmaz kendi markalarımız olması gerekiyor." diyen Nahum, şunları ifade etti: "Başkalarının markalarını yöneterek olmaz bu. Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda bu süreci mutlaka yaşaması lazım. Yaşayacaktır da. Türkiye, önümüzdeki 2-3 yıl içinde kendi markalarına sahip olacaktır otomotivde. Bir tane değil, nümüzdeki 3-4 yılda Türkiye'nin otomotiv sahasında en az 2-3 markası çıkacaktır."
"HAREKET ZORLUĞU OLAN NÜFUSA GÖRE OTOMOBİL YOK"
Cenevre Fuarı'nda uluslararası bir ihtiyacı tespit ettiklerine işaret eden Nahum, sözlerine şöyle devam etti: "Dünya nüfusu yaşlanıyor, engelli nüfus var. Hareket zorluğu olan insanlar var. Bu insanlara modern araçlar çok zor geliyor. İnsanlar çok şişman, çocuk bekleyen hanımlar, eşyası olanlar, onlara cevap veren ürün şu anda yok. Hepsi alçak, girmesi zor, şekilleri olan fakat tüketime yönelik ürünler. Biz burada bir boşluğu doldurmaya çalışıyoruz. Bunu batı zaten kendisi gördü ve New York taksi ihalesinde bunu yaptılar. Cenevre'de farklı olan 3-4 araçtan biri olarak özel o olarak bizim aracımızı incelediler. Biz şunu gördük, farklı bir konsepti ortaya koymaya ihtiyacımız var. Ürünümüzü satmak için bayilik isteyenler çıkıyor. Mesela tüm Kanada'yı isteyenler çıkıyor. Dolayısıyla boşluk olduğu zaman hakikaten talep çıkabiliyor. Türkiye'de araç geliştirme mühendisliği var."
Türkiye'nin, markalarını kendi insanına değil bütün dünyaya üretmesi gerektiğini ifade eden Nahum, "4 milyon üretim 3 milyon ihracat hedefi için 10 yılımız var. Sadece yabancı ortaklıklarla bu rakamları yapmaksa bu sıkıntı doğar. Bir taraftan var olan yabancı birlikteliklerin üretimini artırmaya ihtiyaç var. Bazı konularda bu sıkıntılı duruma gelmiş durumda. Bazıları kendi ülkelerinden daha fazla üretim yapıyor. Gelmemişler var, onların gelmesini sağlamak lazım. Ama her ikisi de 3 milyon ihracat ve 4 milyon üretime yetmez. Kendi modelimizi, markamızı da oluşturmaya ihtiyaç var."
SABUNCU: 3 MİLYON İHRACAT, 4 MİLYON ÜRETİM HEDEFİ VAR
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu ise otomotivin son 6 senedir dış ticaret fazlası veren bir sektör olduğunu dile getirdi. Otomotivin geleceğiyle ilgili 2 yıl süren bir çalıştay yapıldığına işaret eden Sabuncu, burada çıkan hedefleri şöyle ifade etti: "2023 yılında 4 milyon adet üretim, 3 milyon adet ihracat ve 75 milyar dolar ihracat hedefi çıktı. Bu olabilecek bir şey."
Sabuncu, 2008-2009 krizleri sayılmazsa, geçtiğimiz yıl 81 milyon adet olan otomotiv üretiminin 2023 yılında 135 milyon adet hedeflendiğini sözlerine ekledi.