Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla ölüme koşan yüzbinlerden sadece biri olan ve vücudunda hala 21 şarapnel parçası bulunan Abdurrahman Kafkas (30), 15 Temmuz gecesini SABAH'a anlattı.
TEREDDÜT ETMEDEN SOKAĞA ÇIKTIK
Kafkas, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da tesadüfi bir şekilde Ankara'da abisinin yanında olduğunu olayları televizyonda görünce tereddüt etmeden sokağa çıktıklarını anlattı. Hayatı boyunca unutamayacağı o gecede vatandaşların önemli yerlerde toplanmaya başladığını anlatan Kafkas, ''Biz de o gece Beştepe'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne geldik, o sırada bir ağabey bizlere doğru geldi. Üstünde sadece bir atlet var, 'Allah rızası için yetişin ZPT'ler külliyeye girecek' dedi. Biz de yaklaşık 30-40 kişi neyin nasıl olduğunun anlamadan Beştepe'de Külliyeye doğru koşmaya başladık" dedi. Kafkas şöyle devam etti: Tankın sesini duyduk o sırada. İşin ucunda ölüm var ama Allah için gönlümüzde hiçbir korku yoktu. Tam kavşağa yaklaştık, polisler durdurdu bizi. Burası tehlikeli bölge, elinizde kendinizi savunabileceğiniz bir şey yok. Bu tarafa geçmeyin dediler. Ben o arada çok uzaktan helikopterlerin ateş ettiğini görmüştüm. Sonra zaten ZPT'leri gördük. İçindeki hainler de bizi gördükleri anda korkutmak amacıyla havaya ateş açmaya başladılar. Allah'a şükür aramızdan geri dönen olmadı.''
"KORKUP GERİ DÖNEN OLMADI"
Genç, yaşlı, kadın hep beraber darbeci hainlere direndiklerini söyleyen Kafkas şöyle konuştu, "Ateş açmalarına rağmen beraber ölüme koşuyoruz insanlarla, sanki 10 yıldır birbirimizi tanıyormuşuz gibi... Yanlış hatırlamıyorsam iki tane ZPT vardı. Önlerine vardık tekbir getiriyoruz bir taraftan da slogan atıyoruz. ZPT'deki askerleri 'Yapmayın' diye ikna etmeye çalışanlar oldu. Ben bu arada video da çekmeye başladım. Tam telefonumla kayıt yaparken bir gümbürtü koptu. Üzerimizi taramaya başlamışlardı. O esnada birkaç adım önüme uçaksavar mermisi düştü. Ne olduğunu anlamadım. Canım acımadı hiç. Birkaç adım geri çıktım. Sağıma soluma bakıyorum. Herkes yerde. Yani tarif etmek istemediğim şekilde görüntüler gördüm. O esnada beş kardeşimiz şehit oldu, 36 yaralımız vardı" diye anlattı o geceyi. Bir vatandaşımızı durdurdum. Bende bir şey var mı? Anlayamıyorum ne olduğunu. Kendime bakmak da gelmiyor aklıma. Olayın verdiği heyecanla konuşmaya çalışırken ağzımdan kan döküldü. Kanı görünce iyice panikledim. Bir süre sonra koşarken bacaklarımı hissetmemeye başladım. Aşağıdan bir taraftan daha insanlar geliyor yukarı doğru. Ama o sırada anladım ki biz vurulmuşuz orada. Durum vahim ama Elhamdülillah bizim o durumumuzu gören vatandaşlarımız bir adım geri atmadı çok şükür. Biz düştük yerimizi başkaları aldı Allah'a şükür.''
"HASTANEYE 5 DAKİKA GECİKSEM ÖLEBİLİRDİM"
"Sağ olsun geldi tişörtümü çıkardık. Sol bacağımın arkasında bayağı büyük bir yara vardı. Orayı tampon yaptı. Biraz sonra da sırtına aldı beni uzaklaştırdı. Akabinde bir tane arabayı durdurmuş sağ olsun beni kurtarmaya çalışan ağabey. Üç kişi geldiler beni aldılar kucaklarına. O sırada 'abi arabanız batacak beni sonra bulursunuz' dedim onlara, onlar güldüler 'sen düşünme onu' diye. Bir tanesi elimi tuttu ayık tutmaya çalışıyor çok ciddi kan kaybetmişim. Yani hastaneye bir 4-5 dakika daha geç götürselermiş kan kaybından ölebilirmişim" diyerek gözyaşları içinde anlattı yaşadığı o korkunç olayları.
24 TANE ŞARAPNEL İSABET ETTİ
FETÖCÜ hainlerin helikopterden açtığı ateş sonucu ortaya çıkan şarapnel parçalarının vücuduna isabet ettiğini belirten Kafkas, ''24 tane isabet etti, yaklaşık 20 tanesi duruyor bacaklarımda. Yani bacaklarımda şarapnel parçalarının girmediği yer kalmamış. 2 tanesi göğsümü sıyırmış, 2'si kolumda, 1 tanesi de kafamda. Bir tanesi sol ayağımın dışında olduğu için Bursa Milletvekili Mustafa Eskin 'yürümende bir engel olursa bizzat kendim alacağım' dedi. O zaman milletvekili değildi. Bir süre sonra ayağımda ağrı olduğu için bir tanesi alındı. Geri kalanlar vücudumda; 20 tane. Onları da gururla taşıyorum" diye konuştu.
SOSYAL MEDYADAN KENDİSİNE ULAŞTI
"O abiyi normalde bulamamıştım, çok merak ediyordum kendisini, ismini hatırlıyordum sadece. Bir altı ay önce akşam evde otururken Instagram'dan bir takip isteği geldi. Tanıyamadım ama kabul ettim. Sonra 'Sen 15 Temmuz'da Külliyede miydin?' diye sordu. 'Evet' dedim. 'Seni kurtaran abinle beraberim' dedi. Profilini attı. Bir baktım gerçekten oymuş, doğru hatırlamışım, adı Harun'muş. Telefonla konuştuk. Daha buluşmak nasip olmadı. Bir gün inşallah Ankara'da buluşacağım onunla''