25 yaşındaki Halil İbrahim Koşdaş, "Çalıştığım yer Atatürk Havalimanı'na çok yakın bir yerdeydi, Yeşilköy'deydim. O gece uçak sesinden uyuyamıyorduk. Pistin ışıklarının yanıp söndüğünü fark ettik. Halam, babamı telefonla arayarak darbe olduğunu söyledi. Biz de hemen televizyonu açtığımızda durumun vahametini anladık. Ne yapacağımı şaşırdım, daha önce darbe görmemiştim. Televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın 'Meydanlara çıkın' çağrısını duydum. Bu çağrıdan sonra yalınayak koşarak havalimanına gitmek için otostop çekmeye çalıştım ve oraya gittim" dedi.
BEN TAŞ ATTIM ONLAR BANA MERMİ SIKTI
Koşdaş, "Atatürk Havalimanı'na vardığımda kapının önündeki tanklar polisler tarafından alınmıştı. Polisler içeride asker olması sebebiyle bizi havalimanına sokmadılar. 5-6 kişi örgütlenerek 15 metre yükseklikteki jiletli tellerden atlayıp içeri girdik. Birden zırhlı personel taşıyıcı ve FETÖ'cülere ait iki pikap birden bize ateş açtı. Orada tanıştığımız bir kardeşim şehit oldu. Sonra ikinci arkadaşım vuruldu. Ben de elimdeki taşı onlara doğru fırlatırken sağ göğsümün altından giren G3 mermisi sol göğsümü patlatarak çıktı. Akabinde ben dizlerim üstüne çöktüm ve kelime-i şahadet getirdim. Yaklaşık 3 saat orada kaldım" şeklinde konuştu.
VURULDUM AMA ACI HİSSETMEDİM
O gece neler hissettiğini anlatan Halil İbrahim Koşdaş, "İnsan bir yerde patlama olduğu zaman ister istemez korku ve panik duygusuyla saklanır ama biz o gece mermilerin üstüne koştuk. Biz o gece Çanakkale ruhunu yaşadık. Ben yaşandığına inanıyorum, en canlı örneği benim. Vurulduğumda hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti ama hiçbir acı hissetmedim" dedi.
DEVLETİMİZ BİZİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI
Koşdaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ambulansta parçalanarak şehit olan bir kardeşimiz vardı. Ben ona baktığımda yüzü hep gülüyordu, o şekilde şehit oldu. Hastane sürecimde bana '1 buçuk sene ayağa kalkamazsın' dediler ama ben bir hafta sonra ayağa kalkıp merdiven çıkmaya başladım. O gece ben de şehit olabileceğimi düşündüm, çünkü mermilerin üstüne koştuk. Biz o gece ölümü göze aldık. O hainleri elimizden geldiğince engellemeye çalıştık. Bazı siyasi partilerin söylemleri var. Onlar da FETÖ gibi söylemlerde bulunuyorlar. Bu durum bizi gerçekten çok rahatsız ediyor. O geceye 'tiyatro, kurgu' diyen genel başkanlara kanımı vatana feda etmiş bir gazi olarak hakkımı helal etmiyorum. Allah devletimizden razı olsun, bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadılar."
ÖNCE VATAN VE MİLLET DEDİM
Ailecek meydanlarda olduklarını söyleyen gazinin annesi Füsun Koşdaş ise, "Annemler İstanbul'da oturdukları için ben de Kocaeli'den annemleri ziyarete gitmiştim. Darbeyi televizyondan duyduk ve ailecek dışarı çıktık. Bayrak elimde 'Vatan millet' dedim. 'İki tane erkek evlat yetiştiriyorum vatanıma feda olsun' dedim. Sonra bana bir üzüntü, dert, keder geldi. Saat 04.00'e kadar dışardaydık. 04.30'da eve geldiğimde hafif uykuya dalınca eşim beni aradı ve Halil'in vurulduğunu söyledi. Ne yapacağımı şaşırdım. Saat 10.00'da oğlumun yanına hastaneye ulaşabildim. Üzülmedim, çünkü söz konusu vatandı. Oğlum şehit de olsaydı üzülmezdim, çünkü oğlumun içinde hep şehitlik vardı ama gazilik nasip oldu. Oğlum gazi olduğu, vatanı milleti için mücadele ettiği için mutluyum, sevinçliyim" diye konuştu.