15 Temmuz'un en genç kahramanlarından Adviye Gül İsmailoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde darbecilerin açtığı ateş ile gazi oldu. Darbecilerin silahından çıkan merminin acısını sırtında hissetmesinin ardından bir anda yere yığılan Adviye, gözlerini açtığında artık vatan müdafaasına katılmış bir gaziydi. 15 Temmuz'da yaşadıklarını SABAH'a anlatan 15 Temmuz'un en genç gazilerinden Adviye Gül İsmailoğlu, "Şehadet mertebesine erişemedim ama hamd olsun gazi oldum" dedi. Gazi İsmailoğlu, "Ne mutluyum ki darbecilerin yüzüne 'Siz daha hani 14 yaşındaki bir kız çocuğuyla baş edemiyorsunuz. Daha beni geçemediniz. Bu ülkeyi nasıl ele geçirmeyi nasıl düşünüyorsunuz?' diye sorma fırsatım oldu.'
BAŞIMIZA GELECEK HER ŞEYE HAZIRLIKLIYDIK
Askerin köprüyü kapattığı haberini televizyondan öğrendik. Ben o zaman 14 yaşımdaydım ve ne olduğu anlamamıştım, ailem de olanlara bir anlam verememişti. Daha sonra darbe girişimi olduğu anlaşılınca kendi kendime 'Bizim ülkemizde neden darbe olur' diye sorgulamaya başladım. Cumhurbaşkanımızın bizleri sokağa davet etmesine kadar hala neler olduğunu anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorduk. Cumhurbaşkanımızın daveti gelince abdestimizi aldık, hazırlandık ve annem, babam ve ablam olmak üzere ailecek hep birlikte biz de birbirimizle helalleşerek meydanlara inmek üzere sokağa çıktık. Başımıza gelebilecek her şeye hazırlıklıydık. Çünkü insanlara mermiler sıkıldığını, üzerlerine tankların sürüldüğünü takip ediyorduk. Anneme işte o zaman sordum, 'Burada başımıza bir şey gelirse şehit olur muyuz?' Annem ise 'Biz oraya vatanımız için gidiyoruz. Bayrağımızla gidiyoruz. Allah'ın izniyle eğer ölürsek şehit oluruz, kalırsak da gazi oluruz. Vatan sevgisi imandandır' dedi. Bizim niyetimiz bu kadar samimiydi.
BİZE SİLAH DOĞRULTMAZLAR SANDIK
Ben oraya elimdeki Türk bayrağı ve dilimdeki tekbirle gittim. Tek niyetim bunları korumaktı. Bunları ortadan kaldırmak isteyenlere karşı durmak için gittim. İnsanlar akın akın sokaklardaydı. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne doğru yürümeye başladık. Tepemizde helikopterler uçuyor ve kulağımıza silah sesleri geliyordu. Evden çıkarken içimde bir korku varsa bile dışarıda yalnız olmadığımızı görünce onun yok olduğunu hissettim. Oradaki insanların hiçbirinde de korkuyu görmedim. Vurulmuş insanları gördüm, film sahnelerinde göreceğimiz sahneleri yaşıyorduk ama kimse korkup geri çekilmiyordu. Dilimizde tekbir vardı ve tek bir slogan atıyorduk: 'Asker kışlaya.' Elimizdeki tek silahımız ise Türk bayrağıydı. Allah'ın bizi koruyacağına dair inancım tamdı. Elimdeki bayrağın da beni koruyacağını düşünüyordum açıkçası çünkü karşımdaki bizim askerimizse zaten elimizde bu bayrak varken bizi silah doğrultmazdı.
SIRTIMDA HİLAL ŞEKLİNDE BİR İZ TAŞIYORUM
Biz darbecilerin üzerine gidince bize ateş etmeye başladılar. Önce yere doğru ateş ediyorlardı, daha sonra üzerlerine doğru daha fazla gidince insanları vurmak için hedef gözeterek ateş etmeye başladılar. Biz yere çöktük, o sırada yanıma bacağından vurulan biri düştü. Ona yardım etmek için ayağa kalktığım zaman ben de sırtımda bir acı hissettim. G3 mermisi sol kolumdan girmiş, kürek kemiğimi parçalayıp ciğerlerimin ikisine de hasar verip, sırtımda da 15 santim genişliğinde bir delik açarak çıkmıştı. O yüzden acıyı sırtımda hissettim. Sonrasında babam beni yakındaki hastaneye götürdü. 4 gün yoğun bakımda kaldım. Sonrasında aylarca tedavim devam etti. Geçen senede 2 ameliyat daha oldum. Şimdi sırtımda hilal şeklinde bir iz saklıyorum. Ama o izden de ben çok memnunum, mutluyum. Çünkü iki tane madalyam var. Birisi Sayın Cumhurbaşkanımızın taktığı madalya, birisi de şu an sırtımda dünyada gururla taşıyacağım, öbür dünyada da gurular göstereceğim bir madalyam daha var. Gazi olduğum için de rabbime binlerce defa şükürler olsun diyorum."
BAYRAKTA BENİM DE KANIM VAR
bayrakta artık benim de kanımın olduğunu ve vatanım için can vereceğimi düşündüm. Bunun benim için bir şans olduğunu düşündüm. Bundan sonra Rabbim, inşallah bir kez daha 15 Temmuz gibi günler yaşamasın. Öğrenci olduğum için o zamanlar bütün duruşmalara katılamadım ama katılmam gerektiklerine katıldım. Mahkemede hainlerin hepsini gördüm. Verdikleri ifadelerde hiç pişman olmadıklarını gördüm. Başlarındaki rütbeli albay dalga geçer gibi o günü hatırlamadığını söylüyordu. Oradaki bütün insanlarla dalga geçer gibi sadece 15 Temmuz gecesini hatırlamadığını söylüyordu. Hatta ayın kişi o gece yaralanmış ve hastaneye kaldırılmış. Uyandığı zaman ise kendisinin gazi olduğunu söylemiş.