15 Temmuz gecesi FETÖ'cülerin hain darbe girişimi sırasında en önemli stratejik noktalarından biri iki köprü arasında bulunan Çengelköy Polis Merkezi'ydi. Ancak o gece, Çengelköy halkı asker kılığındaki hainlerin yaylım ateşine kendini siper ederek, hainlere geçit vermedi. O polis merkezinin önünde darbecilere karşı direnirken vurularak yaralanan Çengelköy muhtarı Can Cumhurcu, "15 Temmuz akşamı bir diriliş, şahlanış hikayesi. İlk yazıldığı yerlerden bir tanesidir Çengelköy. Ülkemizin hiçbir tarafında bir hareketlilik yokken, Çengelköy bu kalkışmanın içindeydi. Kuleli Askeri Lisesi'nde konuşlanmış terör örgütü üyelerinin burayı karargah olarak kullanması bu işi bizim ilk önce yaşamamıza neden oldu. " diye konuştu. O geceyi anlatan Can Cumhurcu, "Çengelköy'de karakoldan içeri girdiğimde Sayın Emniyet Müdürümüz Mustafa Çalışkan'ın terör örgütü üyeleriyle kavgasını telsizde dinlemeye başladık. İlk önce aklıma ihtilal gibi bir şey gelmedi. Saat 21.15'e doğru Kuleli Askeri Lisesi'nden bir yüzbaşının havaya silah sıkarak gelmesi ve 'Ordu yönetime el koydu' demesi üzerine artık bizde burada bir direniş, diriliş harekatını başlattık" ifadelerini kullandı.
DEDELERİMİZİN RUHU BURADAYDI
En büyük zaaflarının 'Türk askeri halkına sıkmaz' noktasında olduğunu söyleyen Cumhurcu, "O sırada karakolun önündeki projektörler yanıyordu. İçeri girip projektörleri söndürdüm. Dışarı çıktığımda G-3 kurşunu ile vuruldum. Kasığımı parçaladı. Yere düştüm. Çengelköy'ün gençleri beni o ateş hattından çekmeye çalıştı. Sağ olsun gençler üzerime kapaklanarak beni oradan aldılar. 4 gün yoğun bakımda kaldım. Ameliyata aldılar. Ayağımdaki kılcal damarların kanaması durmuyordu. Bacağım mosmordu. 15 Temmuz ruhunu, Seyit Onbaşı'yı hepimiz okuduk. Sadece okuyorduk. Biz 15 Temmuz'da bunları canlı yaşadık. O gençlerin, o gece sokaklarda neler yaptığına canlı şahit olduk. Dedelerimizin ruhaniyeti o gece Çengelköy sokaklarındaydı. Bu ruh bambaşka bir ruhtu. Diriliş ruhuydu" diye konuştu.