Türkiye'nin son on yıllık dönemde, iç ve dış nedenlere dayalı, ekonomik ve siyasi içerikli çok ciddi şoklar yaşadığını belirten Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, "Küresel kriz Türkiye ekonomisini teğet geçti. Küresel krize dayanan Türkiye'yi içerden sarsma çabaları da durmadı. Bir yandan siyasi istikrarı bir yandan da ekonomik istikrarı zayıflatmaya yönelik türlü girişimler oldu. Oluşturulmak istenen kaos ortamında güven kaybolsun, piyasalar çalışmasın, üretim dursun, işsizlik artsın, yatırımlar yapılmasın, finansal sektör çöksün istendi. Bankacılık sektörüne çok özel ataklar yapıldı" dedi. Aydın, "Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, hukuk sitemimizi, piyasalarımız çökertme planı 15 Temmuz devreye alındı. Türk Milleti özgür iradesini en güçlü ortaya ülkesine ve geleceğine sahip çıktı, demokrasiye ve hukuka bağlılığını açık ve net biçimde dünyaya ilan etti. Ülkemiz için en doğru olanı yapmak adına "bir" olduk" diye konuştu.
SAPASAĞLAM AYAKTA DURDUK
"Ekonomimizin ve sektörümüzün gücünün farkında olarak, üstlendiğimiz sorumluluğun bilinci ile hareket ettik" diyen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her alanda, bankacılık sektörünün gücünü gerektiği şekilde kullandık. Beklenmedik durum planları harekete geçirildi, kriz ve şok yönetiminde deneyimli profesyonel bir anlayışıyla ve ilgili kurumlarımız ile işbirliği içinde öncelikler ve aksiyon planı belirlendi. İlk dakikadan itibaren Devletimizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla sapasağlam ayakta durduğu, seçilmiş idarecilerimizin duruma hakim olduğu, demokrasimizin ve hukuk sistemimizin çalışmaya devam ettiği bir dönemde bankacılık sektörü de güvenin, piyasaların ve ödeme sisteminin çalışmasına öncelik verdi; para, sermaye piyasaları açık tutuldu, her isteyen her istediğini pazarda bulmaya devam etti, müşterilerimize gerekli kolaylıklar sağlandı, ek vade ve ek kaynak talep edenlere gerekli kolaylıklar gösterildi, yapılandırma talepleri karşılandı, iletişim ve işbirliği en üst düzeyde oldu. Çok kısa sürede piyasalar normal seyrine döndü. Şok kısa sürede atlatıldı, faiz oranları düşürüldü ve kredi büyümesi yeniden hızlandı. Türkiye ekonomisi normal seyrine döndü." 2016 sonrasında da mutasyona uğramış şekilde farklı tehdit ve uygulamalara maruz kalındığını hatırlatan Aydın, "Proaktif önlemler, yüksek iletişim ve koordinasyon, cesaretli uygulamalar, Türkiye ekonomisinin menfaatlerini sektör menfaatlerinin üzerinde tutan yaklaşım sayesinde gerekli direnç gösterildi. Son dönemde likidite imkânları iyileşmeye başladı. Piyasalar daha sakin. Risk algısı iyileşiyor. TL talebi artıyor. Enflasyon baskısı azalıyor. Ekonomik faaliyette hareketlilik var. Faiz oranlarında düşüş eğilimi sürüyor. İhracat ve turizm gelirleri gayet iyi seyrediyor. Tasarruf açığımız azalmaya başladı. Gelişmeler açıkça göstermektedir ki ne 15 Temmuz ne de farklı şekillerde yaşanan bileşik hareket eden tehditler, demokrasimizi, hukuk sistemimizi ekonomimizi ve bankacılık sektörünü çökertememiştir. Ülkemizin refahını artırmaya sağlam şekilde kararlı adımlar ile yürümeye devam ediyoruz"
SERMAYE OLDUKÇA GÜÇLÜ
Sektörün, sağlıklı olarak çalışmaya ve ekonominin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ettiğini ifade eden Aydın, "Geniş bir tabana yayılmış sektör ve müşteri ilişkimiz var. Kredilerin yarıdan fazlası büyük işletmelere, yüzde 25'i KOBİ'lere ve beşte biri bireysel müşterilere kullandırılmıştır. Sektörel bazda, en çok kredi kullandırılan sektörler, imalat sanayi, enerji, döviz kazandırıcı alt sektörler, alt yapı yatırımlarıdır. İç kaynakların kullanımı kredilerin finansmanında oldukça iyi bir düzeyde. Kredilerin yüzde 89'u mevduat ile finanse edilmiştir. Sermaye riskler karşısında oldukça güçlü durumda. Sermaye yeterliliği oranı yüzde 17 düzeyindedir. Tecrübeli bir yönetim var" dedi.