Ahmet (25) ve Mehmet (25) Oruç, bir de komşu oğlu Yunus Uğur (24)... Onlar FETÖ'nün kalkıştıkları 15 Temmuz darbe ihanetinde şehit edilen 251 kişiden üçü. Aynı mahallede büyüdüler, aynı okulda, aynı sınıfın sıralarında okudular. Liseden sonra aldıkları eğitimin ardından polis olarak kep attılar. Henüz üç yıllık polisken, kanlı gecede kursiyer olmalarına rağmen, 'biz de varız' diyerek hainlere karşı direndiler. F-16 ile atılan bomba ile yan yana şehit düştüler... SABAH, ikiz Oruç kardeşler ve çocukluk arkadaşları, Yunus Uğur'un şehadetinin ardından yürekleri dağlayan yeni detaylara ulaştı.
YA ÜÇÜMÜZ YA HİÇBİRİMİZ
Birlikte yola çıkan üç arkadaş, iyi birer polis olarak göreve başladı. Oruç kardeşler evlendi, Yunus da nişanlandı. Üç can yoldaşının bir hedefleri daha vardı, helikopter pilotu olmak istiyordu. Polis üniformasına 'pilot' nişanı eklemek için üçü de, Kasım 2016'da Ankara Gölbaşı Havacılık Daire Başkanlığı'nın kursuna başvurdu. Seçme sınavlarında Yunus ile birlikte ikizlerden biri geçti, ancak diğeri sayısal hesaplamalardaki sıkıntı nedeniyle jüriden geçemedi. Bunun üzerine Jüriye başvuran üç arkadaş 'Biz bugüne kadar hiç ayrılmadık, birlikte büyüdük, bu mesleği çok istiyor ve birlikte pilot olmak istiyoruz. Ya bizim üçümüzü de alın ya da üçümüzü de eleyin' dedi.
JÜRİ DE AYIRMADI
Üç arkadaşın talebini özel olarak gündeme alan kurs jürisi, onları ayırmama kararı aldı. Üçü de kursa kabul edildi.
GÖREVLİ DEĞİLLERDİ
FETÖ'cü hainlerin Gölbaşı Özel Harekat Dairesi'nde saldırı anında görevli olmayan ikizler ve Yunus, 8 aydır orada kursiyerdi. Olaylar sırasında öğrenci oldukları için görevli değillerdi. Buna rağmen olayları duyar duymaz, 'gün durma günü değil' deyip sorumlu başkanlarının yanına gidip, görev almış, helikoptere yakıl ikmali yaptıkları sırada hainlerce atılan bomba ile yan yana şehadete yürümüşlerdi. Ölümün bile ayıramadığı üç arkadaştan geriye ise yürekleri dağlayan fedakarlıkları ve kalplerinde taşıdıkları örnek vatan sevdası kaldı.