Bugün geriye baktığımızda net olarak görüyoruz ki 15 Temmuz kalkışması, 7 Şubat MİT krizi ile başlayan; Gezi Olayları, 17- 25 Aralık girişimi ve çukur terörü ile tırmanan sistematik bir saldırı sürecinin en vahşi dönüm noktasıdır. 15 Temmuz'da bu milleti silahların, tankların ve savaş uçaklarının dahi durduramayacağını gören şer odakları, beslemeleri olan DEAŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin saldırıları ve ekonomik operasyonlar ile ülkemizi hedef almaya devam etti ama hiçbir sonuç alamadılar. Onlara milletimize diz çöktüremeyeceklerini anlamaları için kaç hezimet daha gerekiyorsa yaşatacağız.
'TARİHİ ADIMLAR ATTIK'
Bu mücadelede üzerimize düşeni, küresel güç odaklarının maşası olan alçak FETÖ militanlarının öncelikle ve iştahla saldırdığı stratejik kurumlarımızı bu illetten temizleyerek yapmaya başladık. Kurumlarımızı çağın gereklerine göre donatmak ve dışarıdan gelecek benzer saldırılara karşı güçlendirmek 15 Temmuz'dan itibaren temel hedefimiz oldu. Bu bağlamda askeriye, yargı ve eğitim sistemlerimizi reforme etmeye yöneldik ve bu noktalarda tarihi adımlar attık. Askeriyemizden cuntacı-darbeci zihniyeti, yargımızdan rüşvetçi-kumpasçı zihniyeti, eğitim sistemimizden hak yiyenkayırmacı zihniyeti söküp atmak için gece gündüz demeden çalıştık.
'ŞAHLANIŞ VE GÖZDAĞI'
15 Temmuz 2016, milletimizin vatanına ve istiklaline göz dikenlere karşı şahlanışı, yarın buna tekrar yeltenme gafletine düşecekler için ise gözdağıdır. Kahraman şehitlerimiz Allah rızası dışında hiçbir karşılık beklemeden vatanımızın bağımsızlığı için canlarını ortaya koymuşlardır. Biz de bu aziz millete layık olabilmek için hiçbir siyasi, bürokratik ya da sivil vesayet odağının dayatmalarla millî iradeyi tahakküm altına almasına izin vermedik, vermeyeceğiz. Ne yeni 15 Temmuzlara, ne de yeni 28 Şubatlara geçit vermeyeceğimizi artık herkes anlamalıdır.
'YARIN ELBET BİZİMDİR'
Son günlerde S-400 krizi ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ile ülkemizi hedef alan tehditler de kendine vurulan zincirleri tek tek parçalayan Türkiye'yi zapt altına almaya yetmeyecektir. Tam bağımsız politikalar üreten yerli ve milli kadrolarımız, muasır medeniyetler seviyesinin üstünde büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için azimle çalışmaktadır. Malazgirt'ten Kut'ül Amare ve Çanakkale Zaferine ve nihayet 15 Temmuz'a kadar dünden aldığımız ilhamla bugün üzerimize düşenleri hakkıyla yerine getirdiğimiz sürece yarın elbet bizimdir, bizim olacaktır.