Borusan CEO'su Agah Uğur, üzerinden iki yıl geçen hain darbe girişiminin Türkiye ekonomisine ve Borusan Grubu'na etkilerini değerlendirdi. Bu girişimin yabancı sermaye yatırımlarını, stratejik ortaklıkları ve turizmi olumsuz etkilediğini belirten Uğur, "Gerek ekonomi yönetimi gerekse iş dünyası bu zorlukları aşacak güçte olduğunu kanıtladı. Geçen yılki rekor büyümemiz bunun bir göstergesi" diye konuştu. Borusan Grubu açısından 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında OHAL kapsamında alınan tedbirlerden kaynaklanan herhangi bir olumsuz etkilenme yaşamadıklarını ifade eden Uğur, "Borusan şirketlerinin birçoğu bugün sadece Türkiye pazarlarında değil, dünya pazarlarında aktif faaliyet gösteriyorlar" dedi.
GELECEK İÇİN UMUTLANDIK
Darbe girişimine karşı toplumun tavrıyla gelecek için umutlandıklarını belirten Uğur, "15 Temmuz'dan sonra en önemli görevimizin ülkemizin bu badireleri atlatmasına yardım etmek olduğu inancıyla hareket ettik" dedi. Yurtdışındaki olumsuz algının giderilmesi için de yoğun çaba gösterdiklerini belirten Uğur şunları söyledi: "Başta stratejik ortaklık yaptığımız uluslararası şirket ve gruplar olmak üzere, iş yaptığımız ve ilişkide olduğumuz her kurum, kişi ve kuruluşa Türkiye ile ilgili gerçekleri anlattık. Olumsuz algıların olumluya dönüşmesi için çaba gösterdik."
KOBİ'LER EKONOMİNİN TEMEL GÜCÜ
Yaşanan zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin 2017'de yüzde 7.4 büyüdüğünü vurgulayan Uğur, bu başarının Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde yükseldiğini ortaya koyduğunu belirtti. Uğur, sözlerine şöyle devam etti: "Ekonomimizin temel gücü her zaman KOBİ'ler olmuştur. Şu veya bu nedenden ötürü bir ihracat pazarı kapandığında başka pazarlara girmek, kaybedilen müşterinin yerine yeni müşteriler bulmak veya turizmde bir ülkeden turist gelmeyince bunu başka ülkelerden gelen turistlerle telafi etmek gibi yetenekler Türkiye'deki girişimcilerde hayli gelişmiş."
REFORMLAR 3 ALANDA YOĞUNLAŞMALI
24 Haziran ile birlikte geçilen yeni sistemi de değerlendiren Uğur, "Önümüzdeki dönemde bu sistemin nasıl çalışacağını, sorunların ortaya çıkıp çıkmayacağını hep birlikte göreceğiz. Önemli olan toplumsal, siyasi ve ekonomik diyaloğu sürdürerek birlikte en iyi sonuçlara ulaşmak" ifadelerini kullandı. Ciddi bir reform sürecinin ülkenin geleceği açısından çok önemli olduğuna inandığını belirten Uğur, "Reformlar Türkiye ekonomisinin potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmesine yardımcı olacak. Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için reform iradesi 3 alanda öncelikle yoğunlaşmalıdır. Bunların başında tüm kamu yönetiminin liyakat ve performans temelli olarak yeniden tasarlanması geliyor. İkincisi; bilim ve teknolojinin daha fazla öne çıktığı bir eğitim sistemine geçişi sağlamak. Üçüncüsü ise gerçek anlamda her türlü etkiden bağımsız, hukuk devletine yakışır bir adalet sisteminin oluşmasıdır" dedi.