İstanbul'daki Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala, 15 darbe girişimi sırasındaki çatışmada 7 kurşunla vurulmasına rağmen kahramanca direniş göstererek kışlasını darbecilere teslim etmedi. YAŞ kararıyla Tuğgeneral rütbesine terfi eden Ala, "Vatan söz konusu olduğunda sağlığımı da, canımı da vücudumu da feda etmeye hazırım." dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapısı değiştirilen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısıyla Tuğgeneralliğe yükselerek Askeralma Genel Müdürü (ASAL) olan Ala, hain darbe girişiminin ikinci yılında SABAH'a konuştu. 15 Temmuz kahramanı Tuğgeneral Davut Ala, televizyonlardan kendi tugayına ait tankların sokaklara çıktığını görünce o gece darbeciler tarafından şehit edilen Kurmay Albay Sait Ertürk ile irtibata geçti. Ardından kışlaya girmeyi başardı. Kışlaya vardıktan sonra gece uçuşu yapan bir helikopter gördü. Çevrede dolaşıp darbeye bulaşmayan askerleri topladı. Plan yapıp emir gereği Tugay Komutanı başta olmak üzere tüm hainleri yakalamaya karar verdi. Helikopteri durdurmak için darbeci askerlerle çatışmaya girdi. Sağ işaret parmağı ve dizinden vuruldu. Diğer eli ile silahı kullanarak çatışmaya devam etti. Parmağı kopsa da silahını bırakmadı. Çatışma bittiğinde kendinden geçmişti. Gözünü hastanede açtı. Bir parmağı kopmuştu. Karaciğerinin yarısı gitmiş, diyaframı delinmişti. Kaburgasının bir bölümü yok, bir bölümü kırıktı. Sağ tarafı tamamen paramparça olmuştu. 10 gün yoğun bakımda kaldı. İlk hastaneye götürüldüğünde öldü diye kenara bırakılan Tuğgeneral Davut Ala, bir mucizeye imza atarak hayata tutundu. Geçirdiği ameliyatların ardından hızla sağlığına kavuşan Tuğgeneral Ala, 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yılında duygularını şöyle dile getirdi: "Çeşitli ameliyatlar geçirdim ve tedavi süreci yaşadım, şimdi hamd olsun çok iyi durumdayım. Vatana söz konusu olduğunda sağlığımı da, canımı da vücudumu da feda etmeye hazırım." Tuğgeneral Ala şöyle devam etti:
"BU VATAN SAHİPSİZ DEĞİL"
"15 Temmuz'da Türkiye tarihinde ilk kez silahlı bir darbe teşebbüsü asker, polis ve millet ittifakı ile el ele omuz omuza karşı konularak engellenmiştir. 15 Temmuz'un sadece ülkemiz için değil yaşadığımız coğrafya ve milleteler açısından da bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. 15 Temmuz'da şahadet şerbetini içen tüm insanlarımız bu milletin tarihine isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır. O akşam bir de cesaretini şahitsiz gösteren kahramanlarımız vardı. Milletine ve devletine bağlı nice isimsiz kahraman, bu vatanın sahipsiz olmadığını herkese gösterdi. 15 Temmuz'da milletimiz tüm dünyaya, tarihin Türkiyesiz yazılamayacağını bir kez daha gösterdi."
"MEYDANLARI BIRAKMADIK"
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Milletimiz meydanı darbecilere bırakmamış, tarihi bir duruş sergilemiştir' sözü benim için 15 Temmuz'un anlamıdır. Milletimiz üzerine ateş açanlara, atılan bombalara, yöneltilen tehditlere gözlerinin önünde vurulan insanlara rağmen asla geri adım atmamış, meydanı silahlı asker görünümlü teröristlere bırakmamıştır. Asker görünümlü teröristler karşısında dik duruşuyla memleketine ve geleceğine sahip çıkan milletimiz gece boyunca sayısız kahramanlık destanı yazmıştır. Bıyıkları henüz terlememiş gençlerden 70 yaşındaki ihtiyarlara, işçisinden patronuna, köylüsünden şehirlisine kadar milletimizin tüm fertleri parti, siyasi görüş farkı dinlemeden darbeciler karşısında tek vücut oldular."
MÜCADELE SÜRÜYOR
FETÖ ile mücadelenin devam ettiği söyleyen Davut Ala, "15 Temmuz'un ardından vatanımızı milletimiz yok etmeye, bölmeye çalışan hainler yüce milletimizin vicdanında yargılanıp hak ettikleri kahredici yeri aldıkları gibi yüce adalet karşısında hesap vermeye devam edip en ağır cezaları alacaklaradır. Devletimizin tüm kurumları başta Cumhurbaşkanımız ve devlet büyüklerimiz, FETÖ ile etkin ve kararlı mücadeleyi sürdürüyor. 15 Temmuz'un anlamını bu milletin hafızasında daima canlı tutup, yaşatarak, hatırlanmasını sağlayarak, evlatlarımıza, öğrencilerimize vatan ve bayrak sevgisi aşılamaya milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaya çalışacağız" diye konuştu.