FETÖ'nün darbe girişiminin karşısında ne tanklar, ne tüfekler durdurabildi onları. Bu vatan için kimi canını, kimi bacağını, kimi kolunu, kimi göğsünü siper etti. Kimi ise vücudunda kalan kurşunla yaşamak zorunda kaldı. Oğlu, eşi, babası bu vatan için şehit olanlar 'canları bu vatana helal olsun' dedi gururla. Ayağını kaybedip gazi olan ise 'ayaksız yaşanır ama vatansız yaşanmaz' deyip, kocaman yüreğini ortaya koydu. SABAH, 15 Temmuz Demokrasi ve Özgürlükler Günü'nün 2'nci yıldönümünde, bu anlamlı destanın anıtı olan 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nda destanın kahramanlarıyla bir araya geldi.
KOCAMAN AİLE OLDULAR
15 Temmuz'a kadar birbirlerini hiç tanımayan bu kahramanlar, hainlerin karşısında o karanlık gecede 'tek yumruk' oldu. 'Burası vatan toprağı hainler geçemez' dedi, canını tankların, kurşunların önüne siper etti. O gün yükselen birlik ruhu, bugün şehit yakınlarının, gazilerin kocaman ailesini yarattı. Şehitler Anıtı'nda buluşma anında herkes birbirini görmenin heyecanı içindeydi. O hiç unutmadıkları, akıllarından bir an olsun çıkmayan karanlık geceyi düşünüp, sarıldılar birbirlerine. 47'nci ameliyatta sağ bacağı diz altından kesilmiş, o ise ameliyata girerken "Ayaksız yaşanır ama vatansız yaşanmaz" diyen gazi Sabri Gündüz, kendisi gibi bacağını kaybeden gazi Vahide Şefkatlioğlu'na "Abla bacağın ağrıyor mu? Ben yeni protezime alışamadım. Ne acılar çektik. En ağır ağrı kesicilerle dindirmeye çalıştılar ağrımızı" deyip, ortak kaderlerini paylaştı. Az ileride 15 Temmuz'un en genç kadın gazisi Adviye Gül İsmailoğlu, başının üstüne taşıdığı Türk bayrağı ile karışıyor, ailesinin arasına. O karanlık gecede hayatında hiç tank kullanmadığı halde tankı sürerek, adını destana yazdıran Mehmet Köse de burada.
HEPSİ GURURLU VE DİMDİK
O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'na ineceği sırada suikast timinin iş başında olacağının duyulması üzerine havalimanına giden ve Erdoğan'ın uçağı iner inmez aprona koşan, bu sırada göğsünden vurulan Mehmet Bostan da orada. Eşi Şenol Sağma'yı o gece şehit veren Çilem Dilan Sağma da. Hepsi gururlu ve hepsi dimdik. Dillerinde ise "Vatan sağ olsun" sözleri. "Bu günü unutmayacağız, unutturmayacağız" diyen şehit yakınları ve gaziler, yazdıkları destanı kendi sözleriyle şöyle anlattı:
47 AMELİYATTA SAĞ BACAĞI KESİLDİ
Gazi Sabri Gündüz.. O darbeye kalkışan FETÖ'cü hainlerin karşısına 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde dikilen demokrasi kahramanı. 47'nci ameliyatta sağ bacağı diz altından kesilmiş, o ise ameliyata girerken "Ayaksız yaşanır ama vatansız yaşanmaz" demişti. Yeni protezi ile hayata adım attı. Anıta, kol değneğinden güç alarak yürüdü kahraman Sabri. Hala tedavisinin sürdüğünü anlatan Gazi Gündüz, "24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçilince ilk yaptığım şey zafer heyecanıyla kesilen bacağımın gömüldüğü yere gitmek oldu. Bacağımı Kayaşehir'de bir araziye gömmüştüm. Erdoğan kazanınca bacağımın mezarına gittim. 'Bacağım boşa gitmedin. Bana yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başımızda olduğunu gösterdin" dedim. Ardından vurulduğum yere yani 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne geldim. Sonra da eve gittim şükür namazı kıldım" diyor.
BU KURŞUNLAR BENİM ŞEREF MADALYAM
Gazi Yusuf Ak, beyninde 3 şarapnel parçası, bir mermi ile yaşıyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde tanklardan açılan ateş sonucunda yaralandı. Yusuf Ak, "Sağ ayak baş parmağım yok. Sağ ayağım felçli. 2 yıldır tedavi görüyorum. 7.5 ay ayağa kalkamadım. 1 yıl hastanede yattım. O karanlık gecenin sabahı aydınlık oldu ya bu kurşunlar benim şeref madalyamdır" diyor
Nasıl unutulur bu hainlik
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde vuruldu Şenol Sağma. Köprüdeki keskin nişancılar göğsünden vurdu onu. Hemen hastaneye götürüldü. Ama ameliyattan sonra vefat etti. Eşi Çilem Dilan Sağma, "İki yıl geçti darbe girişimin yaşandığı gecenin ardından ama acılarım daha tap taze. Bir tek o, yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizi hiç yalnız bırakmadı. Allah ondan razı olsun. Nasıl unutulur bu hainlik. Kalbimiz hala yaralı" diyor.
SIRTIMDAKİ KURŞUN O GECEYİ UNUTTURMUYOR
Gazi Yasin Okutan da TRT Harbiye binası önünde vurulanlardan. Hainler ona MP5 otomatik silahla ateş edip, sırtından vurdu. Kurşun, omuriliğe yakın olduğu için doktorlar onu oradan alamadı. Günlerce yoğun bakımda tedavi gördü. Gazi Okutan, "Her an aklımda. O geceyi unutmak mümkün değil. Sırtımdaki kurşun bana o geceyi hiç unutturmuyor. Çok şükür Cumhurbaşkanı Erdoğan başımızda" diyor.
'SİZ BİZİM ASKERİMİZSİNİZ BİZE SIKAMAZSINIZ' DEDİ, VURULDU
Gazi Üzeyir Civan, Sabiha Gökçen Havaalanı'nda vuruldu. Gazi Civan o geceyi şöyle anlatıyor: "Orhanlı'ya yöneldik üst taraftan havaalanına gidecektik. İleride askerler mevzi almıştı, o tarafa yöneldim. Askerler gözü dönmüş gibi ateş ediyordu. Tam o sırada askerlere elimi sallıyordum 'Yapmayın. Siz bizim askerimizsiniz, bize sıkamazsın' diyordum. Elimde bir acı hissettim. Şarapnel parçası isabet etmişti. Sol kolumu havaya kaldırıp, durmalarını işaret edecektim. Kolumu kaldıramadım ve fark ettiğimde, kolumu tutan sadece deri ve et parçası kalmıştı. Sol kolumu kaybettim. Bin yıl geçse unutmam hainlerin yaptığını."
10 BİN HAİNE YEMEK YAPMAMIZI İSTEDİLER
Gazi Bilal Özcan, AKOM'da vuruldu. 2 platin var sol ayağında. Alibeyköy Lojistikte aşçı olarak çalışıyordu. O gece hainler onlara 10 bin kişilik yemek yaptırmaya kalktılar. Gazi Özcan "Biz de yapmadık. Vatandaş bizi kurtarınca AKOM'a gittim. Hainler oraydı. Burada kurşunlandım. Sol ayağıma iki platin taktılar. O gece kabus gibi hiç aklımdan çıkmıyor" dedi.
TANKA GİRMEYE ÇALIŞTIM
Gazi Mustafa Öksüz, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde sol omzundan vuruldu. "Beni hain Adnan Yarbay vurdu" diyor ve şunları söylüyor: "Köprüye gittiğimde 50-60 kişi vardı. En öndeydim. Hainlere 1 metre kala Adnan Yarbay 'evinize dönün' dedi. Ben tanka atladım. Asker dipçikle indirdi. Bir daha denedim, yine dipçikle indirdi. 'Tankın altına girip, kapağı açıp, içeri gireyim oradaki hainleri etkisiz hale getireyim' dedim. Kapak açık değildi. Hain Mustafa Üsteğmen'in silahını tutup almaya çalıştım. Bu sırada G3'ü karnıma dayadı. Ben ona yumruk sallayınca, o da beni sol omzumdan vurdu."
REİSİMİZİ YALNIZ BIRAKAMAZDIK
Gazi Mehmet Bostan, o gece Atatürk Havalimanı'na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağı indiğinde aprona koştu. Tam o sırada vuruldu. Kurşun sol göğsüden girdi, sırtından çıktı. Gazi Bostan o geceyi şöyle anlatıyor: "Tedavim devam ediyor. Cumhurbaşkanı'nı korumak için daldık aprona. Arkamda büyük kalabalık vardı. 15 yaşında Mahir Aybak vardı hemen yanımda. O şehit oldu. Suikast timi apronda diye duyduk. Reisi yalnız bırakamazdık. Daldık apronun içine, hainler ateş açtı. Reisimizi bırakmayız, kurşunlar bizi durduramaz."
VÜCUDUNDAKİ 3 SANTİMETRELİK KURŞUNLA YAŞIYOR
Gazi Tarık Solak, o karanlık gecede TRT Harbiye binası önünde 3 kurşunla yaralandı. Kurşun, iki göğsünün arasından girip, diyaframını parçalayıp, kaburgalarından karaciğerine saplanmıştı. Doktorlar, 3 santimetre büyüklüğündeki mermiyi hayati risk nedeniyle karaciğerinden çıkaramadı. Gazi Tarık Solak, şimdi o kurşunla yaşamak zorunda. Gazi Solak, "Hala o günün acısıyla yaşıyoruz. Yaşadığımız acılar ne bir yılda ne de yıllar geçse gitmez. Sağlık sorunlarım devam ediyor. Kurşun içeride rahatsız veriyor" diyor.
BİR DAHAKİ SEFER UÇAK KULLANACAĞIM
Mehmet Köse'nin 15 Temmuz'daki hikayesi Karadeniz fıkralarına taş çıkartan cinsten. O da Rizeli. Hayatında hiç tank kullanmadığı halde, o gece tankın direksiyonuna geçme hikayesini anlatan Mehmet Köse, şunları söylüyor: "İBB'de yol bakım onarım müdürlüğünde çalışıyorum. Askerde jandarma komandosuydum. Hainlerin tankları vatandaşın üzerine sürdüğü gece görevdeydim. Vinç operatörü olarak sokakları kapatan araçları kaldırıyordum. Sabaha karşı, Üsküdar Ünalan'da vatandaşlar, hainlerin kullandığı tankı ele geçirmiş. Ama onu oradan götüremiyor. 50-60 tonluk bir tankı, 20 tonluk bir vinç nasıl kaldıracak. 'Ben tankı sürerim' dedim. Benim daha önce tank sürmediğimi kimse bilmiyor. İçine bir girdim. Anahtarı yok. Hayatımda tank görmedim de diyemiyorum. Çalıştırdım. Kadıköy Hasanpaşa'ya çektim tankı. Ya Türk'ün karşısında kim durabilmiş bu hainler duracak. Bir daha uçak kullanacağım haberleri olsun."
14 YAŞINDA HAİNLERİN KARŞISINA DİKİLDİ
Adı Adviye Gül İsmailoğlu. Türk bayrağı başının üstünde taşıyan en genç kadın gazi. 14 yaşındaydı hainlerin karşısına dikildiğinde, şimdi ise 16... İBB'yi işgale gelen hainlerin karşısına dikildi. Keskin nişancıların ateşiyle G3 mermisi sol kolundan girdi, 15 santimetrelik koca bir delik açıp, sırtını parçalayarak çıktı. Adviye, "Yargılandıkları mahkemede karşılarına dikildim. 'Bana cevap vermeyeceğinizi biliyorum ama yüzünüze haykırmak istiyorum' dedim. Ve 'Siz daha 14 yaşında bir kız çocuğu ile baş edemediniz. Bu ülkeyi ele geçirmeyi, hele hele de yönetmeyi nasıl düşündünüz. Bakın ben dimdik karşınızdayım ama siz sanık koltuğundasınız' dedim. Bir baktım ki hakim ağlıyor. Duruşma salonuna hainleri getiren askerler ağlıyor. Hainlerin dördünün ailesi gelip, bu sözlerim üzerine benden özür diledi" dedi. "Ben artık sadece Adviye değilim. Gazi Adviye'yim" diyen kahraman gazi şunları söyledi: "O kabus dolu gece, üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bir an bile aklından çıkmadı. Tek yumruk olarak çıktık hainlerin karşısına. Ne kadar zaman geçerse geçsin, o geceyi unutmayacağız, unutturmayacağız."