İş dünyasının çatı kurumu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 15 Temmuz darbe girişimiyle Türk ekonomisinin büyümesinde 2 puanlık kayıp olduğunu, 500 bin kişinin işsiz kaldığını, turizm gelirlerini düştüğünü söyledi. Hisarcıklıoğlu, güçli liderlik ve istikrarlı hükümetin bu sıkıntıların aşılmasında büyük etken olduğunu vurgulayarak, "Güçlü bir liderlik ve buna eklemlenen siyasi istikrar, 2023 hedeflerine ilerlemenin güvencesi durumunda" dedi. Hisarcıklıoğlu, SABAH'ın sorularını cevapladı.
15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimi ekonomiyi nasıl etkiledi?
Doğrudan ve dolaylı çok fazla etkisi var. Darbe girişimi olmasaydı ekonomi yüzde 5 civarında büyüme sağlayacaktı. 2 puana yakın büyümede kayıp oldu. Sadece bunun ekonomide yol açtığı maddi zararın karşılığı 17.3 milyar dolardır. İkinci olarak istihdamda yine aynı çeyrekte azalma var. Önceki yıllarda 3. çeyreklerde 700-800 bin artış yaşanırken, 2016 aynı dönemde bu artış 300 bine gerilemiş. Yani 500 bine yakın kişi normalde iş bulabilecekken işsiz kalmış. 2016'da turizm gelirleri de azaldı. Darbe girişiminin turizm gelirlerine 1 milyar dolar civarında olumsuz yansıdığı tahmin ediliyor.
Gezi ile başlayan süreçte ekonominin hedef alınmasının nedeni neydi?
2008'de başlayan küresel krizin etkilerini en hızlı atlatan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Zamanında hayata geçirilen destekler ve teşvikler sayesinde hem ekonomi yeniden hızlı büyümeye sürecine girdi, hem istihdam arttı, hem de faizler inişe geçti. Pek çok büyük proje tasarlandı ve inşa edilmeye başlandı. Özellikle faizlerin tarihi düşük seviyeye gerilemesi dikkat çekicidir. Türkiye'nin yıldızı yeniden parlamaya başlamıştı. Öyle ki genellikle ülkemize ön yargılı bakan kredi derecelendirme şirketleri bile nihayet hakkımızı teslim etmeye başlamış ve kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çıkartarak Türkiye ekonomisinin bir üst lige çıktığını teyit etmişlerdi. FETÖ'nün işte tüm bu kazanımlara karşı bu dönemde harekete geçtiğini ve darbe girişimize giden süreci başlattığını görüyoruz.
Türkiye'nin her saldırıyı püskürterek 2023 hedeflerine emin adımlarla yürümesinin arkasında neler yatıyor?
Türkiye'nin hızlı büyüme dönemleri hep mali ve siyasi istikrar ortamının sağlandığı ortamda gerçekleşti. 2009 küresel krizinin pek çok ülkeden daha hızlı atlatmamızın nedeni, siyasi istikrar sayesinde oldu.
24 Haziran süreciyle Türkiye ekonomisinde ne bekleniyor?
Seçim sonuçları milletin hükümete güvenini yenilemiş ve teyit etmiştir. Bunun ülkemizdeki güven ve istikrar ortamını sürdürmesini ve güçlendirmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle kamu idaresine hız ve etkinlik kazandırılması amaçlanıyor. Yurtdışında ekonomik çalkantıların ve belirsizliklerin arttığı, kur ve ticaret savaşlarının sözkonusu olduğu bir ortamda Türkiye istikrar adası olarak dünyada öne çıkabilir.
Demokrasiye müdahale girişiminden sonra ülke ekonomisine katkı sağlamak için neler yaptınız?
TOBB olarak faaliyetlerimizi 3 eksen üzerine oturttuk. Bunlardan ilki etkili bir ekonomi diplomasisi yürütmekti. Devletimizin resmi diplomasi sürecine iş dünyasının azami desteğini sağladık. Yurtdışındaki bilgi kirliliğini kaldırmak için 6 kıtada, 98 ülkedeki muhataplarımızla ve 25 çok uluslu iş örgütüyle temas kurduk. Ülkemizde yaşananları ilk elden anlattık. G-20 ve İslam ülkelerinin iş dünyalarına brifingler verdik. İkinci önemli konu yatırımcıların güvenini tesis etmekti. Türkiye'de yatırım yapmış 300 büyük yabancı şirketimizi Cumhurbaşkanımızla bir araya getirdik. Olan biteni doğrudan liderlerimizden dinleyince, tedirginlikleri kayboldu. Herkes ileriye bakmaya başladı. Odaklandığımız üçüncü alan da reformlardı. Zira TOBB olarak yıllardır hep şunu vurguladık; "Güçlü Ekonomi ve Kaliteli Demokrasi". Bu ikisi birbirini tamamlayan bir bütündür. Biri olmadan diğeri olmaz. İş ve yatırım ortamını iyileştirecek çeşitli düzenlemeler üzerinde kamu idaresiyle birlikte yaptığımız çalışmalarda önemli ilerlemeler sağladık. Tüm bu çalışmalar da sonuç verdi ve ekonomimiz yüksek büyüme sürecine girdi.
İstihdam kampanyasında işadamlarımızın verdiği katkılar nelerdir?
Kampanyanın başarıya ulaşmasında 81 ilde ve 160 ilçede bu işi sahiplenen oda-borsa camiasının payı büyük. Sahaya indiler, OSB'lere giderek şirketlerimizi ilk elden bilgilendirdiler. Bu işe dahil olmalarını sağladılar. Biz de TOBB olarak "bu iş olur" sloganıyla ulusal bir kampanya başlattık. Allaha çok şükür, "bu iş oldu". Seferberlik milyonlara iş ve aş oldu. İstihdamla büyüyen Türkiye oldu. Hükümetimizin büyük cesaretle hayata geçirdiği desteklerin boşa gitmediğini ve iş dünyamızda karşılık bulduğunu gördük. Yıllık istihdam artışında ülke tarihinde rekor kırdık. 2017'de yüzde 7'yi geçen büyüme ve 1,5 milyona ulaşan istihdamla Avrupa'da 1'ciyiz, G-20 ve OECD içindeyse 2'ciyiz.