Türk Telekom CEO'su Paul Doany, Türkiye'nin geleceğinin karartılmak istendiğini, 15 Temmuz hain darbe girişiminde, ülkenin iletişim altyapısının belkemiğini oluşturan Türk Telekom'un da, darbecilerin hedefinde olduğunu vurguladı. İletişimin ne denli önemli olduğunu bilen halkın o gece Türkiye'nin demokrasisine sahip çıktığı gibi Türkiye'nin lider iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom'a da sahip çıktığını söyleyen Doany, "Vatandaşlarımız meydanları doldurduğu gibi binalarımıza girmeye çalışan darbecilere de direndiler. Ve en önemlisi, halkımız Türkiye'yi hainlere teslim etmedikleri gibi, Türk Telekom binalarını da teslim etmedi" dedi. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Türkiye'nin iletişim omurgasını her an ayakta tutmayı başaran telekomünikasyon sektörünün, darbe girişiminin engellenmesinde son derece kritik bir görev üstlendiğini vurgulayan Doany, şöyle devam etti: "Türk Telekom olarak o gece çalışanlarımıza, sistemlerimize ve en önemlisi ülkemizin iletişim altyapısına zarar gelmesinin önlenmesi ve iletişim güvenliğinin sağlanması amacıyla ilk andan itibaren ilgili düzenleyici kurumlar ile temasa geçilerek gerekli tüm tedbirleri aldık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın vatandaşları demokrasiye sahip çıkmaları için meydanlara davet etmesi ve bu davete uyan vatandaşlarımızın Türk Telekom altyapısı sayesinde gece boyunca kesintisiz bir şekilde kendi aralarında iletişim kurup organize olabilmesi, o karanlık gecenin kaderini değiştiren olay olmuştu."
WI-FI NOKTALARINDA ÜCRETSİZ İNTERNET
Şirketin çalışmalarının 15 Temmuz sonrasında da devam ettiğini, meydanlarda demokrasi nöbeti tutan vatandaşların iletişim ihtiyaçlarının karşılanması için her yöne ücretsiz mobil ses, sabit telefonlardan şehir içi ve şehirlerarası arama ve toptan dâhil olmak üzere tüm abonelerine ek internet kotası ve meydanlarda bulunan Türk Telekom WiFi noktalarında ücretsiz internet gibi hizmetler sunulduğunu vurgulayan Paul Doany, "Ankesörlü telefonlardan ücretsiz yurtiçi ve yurt dışı konuşma imkânı sağladık. Türkiye'nin 81 ilinde bulunan mağazalarını, günlerce, geç saatlere kadar açık tutarak vatandaşlarımıza telefon ve şarj hizmeti verdik. Şehitlerimizin yakınlarına destek olmak üzere 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası'na, sayısı 33 bini bulan Türk Telekom çalışanımız ile katıldık ve kampanyaya 10 milyon TL tutarında bağışta bulunduk. Birliktelik ruhunu desteklemek adına Türk Telekom takipçilerimizi sosyal medya üzerinden #BirlikteCokGuzeliz hashtagiyle harekete geçirdik. Bu hashtag kampanyası sosyal medyada milyonlara organik olarak yayıldı ve kısa zamanda demokrasiye sahip çıkan herkesin ortak söylemi haline geldi. #BirlikteCokGuzeliz hashtag'i, hiçbir reklam desteği olmadan Twitter Trending Topics listesinde birinci sıraya yükseldi ve 12 saat boyunca da bu listede kaldı" şeklinde konuştu.
HER TÜRLÜ ACİL DURUMA HAZIRIZ
Türk Telekom'da ikinci defa göreve başladığı Eylül 2016'dan bu yana, güvenlik açısından her noktayı değerlendirip, şirketin organizasyon yapısı, bina ve tesisleri, hangi tesislerin inşa edilmesi gerektiği gibi konular üzerinde titizlikle çalıştıklarının altını çizen Doany, şunları söyledi: "Türk Telekom olarak, mevcut acil durum eylem planlarımızı 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar doğrultusunda güncelledik. Bu doğrultuda, coğrafi olarak yedekli yönetim merkezlerimizle şebeke ekipmanlarımız ve müşteri servislerimiz 7/24 operasyon sağlayabilir durumdadır. BTK tarafından bize iletilen ve bu tip durumlarda acil iletişimi sağlayan uyandırma, mesaj dinletme gibi altyapılarımızı da hazır hale getirdik ve kritik binalardaki fiziki güvenlik tedbirlerimizi arttırdık. Bu alandaki yatırımlarımızla altyapımızı son teknoloji güvenlik sistemleriyle donatmaya da devam ediyoruz.
HEM KAMU HEM ÖZEL SEKTÖR İÇİN HAZIRIZ
Paul Doany, TT'nin risk algısının sadece darbe gibi durumlardan oluşmadığını belirterek, "Pek çok farklı alanda riskli durumlar mevcut. BTK ile birlikte ve diğer operatörlerle iş birliği içinde, bu risklerin önüne geçmek için neler yapmamız gerektiğine dair pek çok kez toplandık. Bugün Türk Telekom başta olmak üzere tüm şirketler herhangi bir saldırıya karşı kendini koruma ve hizmetlerini kesintisiz sürdürme noktasında çok daha güçlü bir yapıya sahip" dedi.
2023 VİZYONU İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Doany, aynı zamanda, hükümetin 2023 vizyonu çerçevesinde Türkiye'nin dijital dönüşümünü tamamlamış ve teknoloji ihraç eden bir ülke olması yolunda 'çok değerli' adımlar attıklarını söyleyerek, "Bunu ise 5G gibi alanlarda ve TAMBU gibi ulusal ürünler ile alakalı küresel ölçekteki konsorsiyumlara katılarak ve projeler geliştirerek yapıyoruz. 2017 yılında üyesi olduğumuz ONF ve ONAP ile ülkemizin yerli ve milli teknoloji üretimini arttırma ve ihraç etme hedeflerine büyük katkı sağlıyoruz. Ar-Ge şirketimiz Argela ile de Türkiye'nin milli baz istasyonu ULAK'ın geliştirilmesine ve hayata geçirilmesine katkıda bulunduk. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması adına belirlemiş olduğumuz hedeflerden biri de 'yerli ve milli teknolojiler geliştirme' vizyonudur. Türk Telekom olarak hem teknolojimiz hem de yatırımlarımızla bu hedefe hizmet ediyor olmaktan gururluyuz" diye konuştu.