Milletlerin tarihlerinde kader anları, dönüm noktaları vardır. Bu kritik anlardaki tavır ve duruşlarıyla toplumlar, geleceklerine yön verir; millet olmanın, kardeşliğin, aynı kaderi paylaşmanın şuuruna varır.
Anadolu'yu vatan kıldığımız Malazgirt zaferi, Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olduğumuz İstanbul'un fethi, dünyanın en güçlü ordularını dize getirdiğimiz Çanakkale zaferi, tüm yokluk, yoksulluk ve imkânsızlıklara rağmen zaferle taçlandırdığımız İstiklal Harbi, bizim tarihimizin köşe taşlarıdır. İkinci yılını idrak ettiğimiz 15 Temmuz destanı ise bu iftihar silsilemizin günümüzdeki son halkasıdır.
15 Temmuz gecesi milletimiz, tıpkı bir asır evvel Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde olduğu gibi bağımsızlığına, onuruna ve istikbaline kast eden elleri kırarak, bir kez daha iradesine sahip çıktı. Kadını erkeği, genci yaşlısıyla Türk Milletinin her bir ferdi, o gece tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak, yekvücut halinde FETÖ'nün işgal teşebbüsünü püskürttü.
Siyasi tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri, milletimizin fedakârlığı, cesareti ve mücadelesi sayesinde demokrasi zaferine dönüştü. Karanlığın ülkemizin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü o meş'um gecede, minarelerden yükselen salalar, aydınlığın müjdecisi oldu. Vatan topraklarının şehit kanlarıyla sulandığı o gece sabaha dönerken, güneş sadece bir sonraki günü değil, milletimizin geleceğini de aydınlatarak doğmuştur. "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" nidasıyla, "Bayrak inmez, ezan susmaz" diyerek, tekbirlerle en modern silahların üzerine yürüyen bir milletin esir edilemeyeceğine, o gece tüm dünya şahit oldu.
Şüphesiz bu zaferde en büyük pay sahibi "Gün, vatana sahip çıkma günüdür" diyerek tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okuyan aziz şehitlerimiz ile gazilerimizdir.
Bugün şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, özlemle ve şükranla yâd ediyor, gazilerimize Allah'tan sağlıklı, hayırlı uzun ömürler diliyoruz.
15 Temmuz gibi felaketler, ülkelerin ve milletlerin birliklerinin, beraberliklerinin, dayanışmalarının, maziden atiye uzanan ortak değerlerinin adeta test edildiği imtihanlardır.
Hamdolsun biz devlet ve millet olarak bu imtihanı alnımızın akıyla verdik. Artık ülkemiz üzerinde karanlık emeller besleyenlerin, bunun için kanlı senaryolar yazanların, kendilerine ihanet ortakları devşirenlerin işi çok daha zordur.
Milletimiz de devletimiz de Meclisimiz de oynanan oyunu görmüş ve tepkisini tek bir yumruk gibi terör örgütlerinin, ihanet çetelerinin tepesine inerek ortaya koymuştur. İki yıldır bir taraftan özgürlüğümüze kast edenleri yargı önüne çıkartırken, diğer taraftan demokrasimizi daha da güçlendirmenin, tahkim etmenin mücadelesini veriyoruz. Ülkemizi ve milletimizi bir daha böyle felaketlerle karşı karşıya bırakmamak için gereken tüm önlemleri alıyoruz.
Bugün artık, 40 senedir kamudan iş dünyasına, eğitimden spora kadar hemen her alanda örgütlenen FETÖ'yü büyük oranda tasfiye ettik.
16 ülkede örgütün kurumlarını kapattırarak yurtdışı yapılanmasına ciddi darbe vurduk. Çok sayıda firari örgüt üyesinin ülkemize iadesini sağlayarak, dünyanın hiçbir ülkesinin FETÖ'cü teröristler için güvenli olmadığını gösterdik.
FETÖ'nün elebaşının iadesi için başlattığımız hukuki süreci kararlı ve tavizsiz bir şekilde devam ettireceğiz. Son FETÖ'cü alçak da hukuk önünde hesap verene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu süreçte sadece FETÖ ile mücadele etmedik, aynı zamanda pek çok reformu hayata geçirerek sivil iradeyi vesayet odakları karşısında daha da güçlendirdik.
16 Nisan halkoylamasında milletimizin oylarıyla kabul edilen, 24 Haziran seçimleriyle yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, hiç şüphesiz siyasi tarihimizin en önemli reformlarından biridir.
Böylece Türkiye, istikrarı ve güveni garanti eden yepyeni bir yönetim modeline kavuştu.
Aynı zamanda ülkemiz darbe heveslilerini cesaretlendiren, demokrasisine pranga vuran, millet egemenliğini gölgeleyen, ekonomik büyümesini sekteye uğratan ağır bir yükten de kurtuldu.
15 Temmuz gecesi dökülen şehit kanları bağımsızlığımızı korumanın yanında ülkemizin önünde yeni kapılar açtı. Karanlık bir gece, Türk Milleti için asırlara sari aydınlık bir geleceğe vesile oldu. Bugün 15 Temmuz öncesine göre her açıdan daha güçlü, daha dirayetli, daha demokratik bir Türkiye var. Bugün iki yıl öncesine nazaran birlik, beraberlik ve kardeşliğine daha çok sahip çıkan bir Türkiye'ye sahibiz.
"15 Temmuz ruhu" bu topraklarda diri olduğu müddetçe hiçbir güç milletimizi esir alamayacak, bir daha asla iradesine el uzatamayacaktır.
Yeni dönemde Türkiye, 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonu doğrultusunda yoluna kararlı bir şekilde devam edecektir.
Recep Tayyip ERDOĞAN Türkiye Cumhurbaşkanı
Başkan Erdoğan 15 Temmuz Destanı’nı kaleme aldı