Muş'taki tarla ve bahçelerde üretilen sebze ve meyvelerin tüketicilere ulaştırılmasını sağlayan tarım işçileri, hayatlarının büyük bölümünü gurbette çalışarak geçiriyor. Ailelerine bakabilmek için yaşadıkları topraklardan yüzlerce kilometre uzaklıktaki illerden Muş'a çalışmaya gelen işçiler, tarlalarda çapa yapıp, aile ekonomisine katkı sağlamak amacıyla üretim sürecinin en zorlu dönemlerinde görev yapıyorlar. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerden kente gelen 450 tarım işçisi, şeker pancarı, nohut ve ayçiçeği ekimine başlanan tarlalarda yoğun mesai harcıyor. Günün ilk ışıklarıyla tarlanın yolunu tutan işçiler, akşam saatlerine kadar çapa yaparak ekmek parası kazanabilmek için ter döküyor.
"EKMEĞİMİZİN PEŞİNDEYİZ"
Diyarbakır'ın Çermik ilçesinden Muş Ovası'na gelen işçilerden Fehmi Koç, Muş Ovası'ndaki tarlalarda çalıştığını belirterek, "Şeker pancarı tarlasında çapa yapıyoruz. Ekmeğimizin peşindeyiz. Çalışmak zorundayız. Burada 40 gün çalıştıktan sonra fındık toplamak için Adapazarı'na gidiyoruz. Sabah saat 07 'de işe başlıyoruz akşam 17 00 de işi bırakıyoruz. Biz mevsimlik işçileri olarak geçim kaynağımız tarlalarda çalışarak sağlıyoruz. Yılda 6 ay çalışıyoruz, 6 ay yatırıyoruz. Başka bir gelirimiz yok. Çapa işçiliği için 450 kişi olarak Muş'a geldik. Tarla sahiplerinden de memnunuz" ifadesini kullandı.
"TARLADA İŞİMİZ BİTTİKTEN SONRA EVDE MESAİ BAŞLIYOR"
Diyarbakır'dan Muş'a gelen 4 çocuk annesi Kerime Koç ise, burada mayıs ayında başlayarak. Haziranın 20 'sine kadar pancar tarlasında çapa yapıyoruz. Saat 07.00'de iş başı yapıyoruz akşam 17.00'de paydos ediyoruz. Aslında biz kadınlar olarak saat 17.00'den sonra mesaimiz başlıyor. Tarladan çıktıktan sonra evde gece geç saatlere kadar iş yapmak zorundayız. Yemek, çamaşır, bulaşık, çocukların banyosu gibi işleri yetiştirmek zorundayız. Ekmek paramız için geliyoruz. Biz kadınlar olarak daha çok yoruluyoruz. Çalışmazsak bize bakacak kimse olmaz. Diyarbakır sıcak olduğu için daha serin olan Muş'a geliyoruz." diye konuştu.