Çocuklarının dağa kaçırılmasından sorumlu tuttukları HDP'nin Muş il binası önünde her hafta çarşamba günü bir araya gelen aileler, bugünkü eylemde "Yavrumu verin bana", "Anneler direniyor", "Artık yeter, yakamızdan düşün", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" ve "Evlatlarımızı vereceksiniz" yazılı pankartlar açtı. Çocuklarının fotoğraflarını taşıyan anne ve babalar, HDP aleyhine slogan attı, tepkilerini dile getirdi.
2014 yılında Bulanık ilçesinde bağlı Gölyanı köyünde oğlu kaçırılan anne Altun Kömür ve aynı yıl Malatya İnönü Üniversitesi'nde okurken oğlu kaçırılan baba Halit Altun, eyleme katılmaya karar verdi. Eylemde bir anda fenalaşarak yere yığılan anne Atik Kılıç, polis ve ailelerin yardımıyla bir süre sonra kendine geldi. Eyleme yeni katılan Halit Altun, oğlunun Malatya İnönü Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliğini okuduğunu ve son sınıf öğrencisi olduğunu söyledi. Çocuğu okul okurken kandırılarak dağa götürüldüğünü ifade eden Altın, şöyle konuştu: "Onlardan çocuğumu istiyorum. Biran evvel çocuklarımızı göndersinler. Çocuklarımızı PKK götürdü, HDP götürdü. HDP'ye sesleniyorum. Çocuklarımızı getirin. Bu karda kışta burada neredeyse donuyoruz, çocuklarımızı istiyoruz sizlerden. 7 yıldır çocuğumu görmedim. Çocuğumdan her hangi bir irtibata girmedim. Gitmediğim ve gezmediğim yer kalmadı. Hedefime de ulaşamadım. Gittiğim yerlerde de çocuğumu benden sakladılar. Çocuğum sağ mıdır? ölü müdür? halen bilmiyorum. Oğlum gel evin, yuvan, toprağımız, bağımız, bahçemiz ve her şeyimiz burada. Türkiyemiz burada. O pis yerde senin ne işin var. Annen ve baban burada. Yeter bu acıyı çektik. Orası bize göre değil. Gel devletimize sığın. Devlet hepimizin devletidir. Devlet babamızdır, devlet her şeyimizdir. Gel babana sığın. Eğer sana bir şey olursa bil ki baban sana yanlış konuşuyor."
"BEN, HDP'Lİ DEĞİLİM, TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIYIM"
Baba Mehmet Zeki Budak ise oğlunun 2014'ten beri HDP tarafından kandırılıp dağa götürüldüğünü hatırlattı. 7 yıldır oğlumu aradığını bildiren Budak, şunları kaydetti: "Gezmediğim kapı, gitmediğim kamp kalmadı. Her tarafta kapılar yüzüme kapandı. Evimi dahi 90 bin liraya sattım gitmediğim yer kalmadı. Evim dahi elimden gitti. Şu anda evim yok. Oğlumu HDP'den istiyorum. HDP demek, PKK demek. Oğlumu bıraksınlar gelsin. Kendi çocukları 2 üniversite okumuş benin çocuğum aç susuz kim bilir esir kampında. Çocuklarımız esirler. Çocuklarımızın başlarında silah, arkalarında kamera tuvalete dahi gidemiyorlar. Onların çocukları mühendis, mimar, Avrupalarda yaşıyor ama benim oğlum kim bilir hangi delikte. Biri öldüğü zaman diyorum acaba Yusuf mudur? Ben de babayım, oğlumu istiyorum. Ben, HDP'li değilim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Oğlum nerede olursan ol gel devletine teslim ol. Devletimiz büyüktür. Cumhurbaşkanımız merhametlidir, İçişleri Bakanımız merhametli bir insandır. Onlara (terör örgütü PKK) kölelik yapmayın. Çünkü onlar Amerikan uşağıdır, onlar Fransız uşağıdır. Onların ne dini, ne imanı, ne ırkı, ne de inancı var." Eyleme yeni katılan anne Altun Kömür, de "Oğlum 14 yaşındaydı. Kaçırdılar nereye götürdüklerini bilmiyoruz. Oğlumun gelmesini istiyorum. Köyde çobanlık yaparken kaçırıldı. Oğlum korkmasın gelsin." dedi.