Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi ya da kullandığı kısaltmayla DHKP-C'nin kökeni siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın sürdüğü, sağ-sol çatışmalarının damga vurduğu 1970'lere dayanıyor. Günümüzde Alevi-Sünni çatışmasını körüklemek için kullanılan uluslararası taşeron örgüt, yıllarca derin devletin sol ayağı olarak bilindi. Günümüzde DHKP-C adını alan Marksist-Leninist grup 1978'de, Devrimci Yol'dan ayrılan Dursun Karataş ve arkadaşları tarafından Devrimci Sol adıyla kuruldu. Örgüt, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi (THKP-C) lideri Mahir Çayan'ın tezlerini savunuyor. Türkiye'yi 'emperyalizme bağımlı, yeni sömürge' bir ülke olarak görüyor, silahlı mücadele ile sosyalist bir düzen kurmayı amaçladığını söylüyor. Duvarlara ve posterlere yazıldığı haliyle Dev-Sol, Türkiye'de birçok askeri ve siyasi hedefe saldırılar düzenledi. Yönetici kadrolarının önemli bir kısmı İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde yaşıyor. Türkiye'de en etkin olduğu kent İstanbul. Yürüttüğü propagandayla özellikle lise ve üniversitelilere ulaşmayı hedef alıyor. DHKP-C, AB ve ABD tarafından 'terör örgütü' olarak görülüyor. DHKP-C'nin o zamanki adıyla Dev-Sol olarak en ses getiren saldırıları 1980 yılında gerçekleştirildi. 12 Mart 1971 askeri müdahalesinden sonra 14 ay başbakanlık yapan Nihat Erim'e, İstanbul'un Kartal semtindeki evinde suikast düzenlediler. 19 Temmuz 1980'de Nihat Erim'in hayatını kaybettiği suikast, 12 Eylül 1980 darbesine giden süreci hızlandıran önemli etkenlerden biri oldu. Dev-Sol'un 1980'deki diğer önemli suikastıysa 1977-1978 arasında Gümrük ve Tekel Bakanlığı yapmış olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) önemli isimlerinden Gün Sazak oldu. Evinde silahla ağır yaralanan Sazak, hastaneye götürülürken hayatını kaybetti. 2013'te yayınlanan bir MİT raporuna göre, Sazak'a suikast emrini bizzat Devrimci Sol lideri Dursun Karataş verdi. 12 Eylül darbesiyle örgüt ağır bir darbe yedi. Başta örgütün kurucusu ve 'Dayı' lakabıyla bilinen Dursun Karataş olmak üzere birçok yöneticisi yakalandı. 1980'li yılların ortalarından itibaren cezaevlerinden tahliye edilen Devrimci Sol militanları, örgütü yeniden canlandırmaya ve silahlı gruplar oluşturmaya başladı. Ancak cezaevindeki Karataş, örgütün tartışmasız tek hâkimiydi. 1989'da cezaevinden kaçmasısının ardından örgütün eylemleri tırmandı. Devrimci Sol'un 1990'lardaki büyük saldırılarında hedef daha çok emekli generaller ile eski istihbarat yetkilileri oldu. Örgüt, 1990'da Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas'a suikast düzenledi. Ardından emekli generaller Memduh Ünlütürk, İsmail Selen, Adnan Ersöz, Hulusi Sayın ve Kemal Kayacan DHKP-C'in suikastlarında öldüler. Ancak örgüt Dursun Karataş ile askeri kanat sorumlusu Bedri Yağan arasındaki liderlik savaşıyla güç kaybetmeye başladı. Bedri Yağan'ın Karataş'ı devirme girişimi kanlı çatışmalara hatta örgütün bölünmesine yol açtı. Yağan, 13 Eylül 1992'de Karataş'ın kaldığı evi basıp örgüt liderliğini ele geçirmeye çalışsa da Karataş kaçınca bu girişim başarılı olamadı. Yağan, bir yıl sonra İstanbul'da polisin düzenlediği bir operasyonda öldürüldü. Bu liderlik kavgasının ardından örgüt 1994'te Devrimci Sol ismini terk edip Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) adını aldı. DHKP-C adıyla ses getiren ilk saldırısında Türkiye'nin en büyük holdinglerinden Sabancı Holding hedef alındı. Yakın tarihin en gizemli saldırılarından birinde, DHKP-C, işadamı Özdemir Sabancı'yı sıkı korunan Sabancı Kuleleri'nde öldürdü. Sabancı Kuleleri'nde çalışan örgüt üyesi Fehriye Erdal'ın yardımıyla düzenlenen saldırıda, Sabancı'yla birlikte holdingin en büyük şirketlerinden Toyota-Sa'nın Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe de hayatını kaybetti. Devrimci Sol ya da 1994'ten sonraki adıyla DHKP-C'nin adı 2000 yılında, 41 farklı cezaevindeki 1656 mahkûm tarafından sürdürülen uzun soluklu ölüm oruçları ve onu izleyen 'Hayata Dönüş Operasyonu'yla da gündeme geldi. Yüksek güvenlikli F-Tipi cezaevlerini ve onlara nakilleri protesto için başlayan ölüm oruçlarına güvenlik güçleri 19 Aralık günü müdahale etti. 'Hayata Dönüş' adı verilen operasyon 2'si asker 32 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Örgüt, 2009'da dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e suikast girişiminde bulunsa da başarılı olamadı. Operasyonun ardından DHKP-C, 2000'lerde daha düşük bir profil çizdi. 2008'de örgütün kurucusu Dursun Karataş Hollanda'da öldü. Karataş'tan sonra DHKP-C, daha çok El Kaide'yle özdeşleşen intihar saldırılarına başvurmaya başladı. 2012'den sonra bu tür saldırılar arttı. 2012'de Sultangazi'de bir polis karakoluna intihar saldırısı düzenlendi. 2013'te Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçiliği'ne de intihar eylemi düzenleyen saldırgan da DHKP-C üyesiydi. 30 Temmuz 2014'te HDP ve DHKP-C'liler arasında olaylar çıktı.16 yaşındaki İbrahim Öksüz öldü. 1 Ocak 2015'te bir DHKP-C militanı Dolmabahçe'de nöbet tutan polise el bombalarıyla saldırdı. Fakat bombalar patlamayınca saldırgan Ferhat Özçelik yakalandı. Ve bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde memur davalarına bakan Savcı Mehmet Selim Kiraz DHKP-C üyesi teröristler tarafından rehin alındı. Çağlayan Adliyesi'nin girişinde havalimanlarındakine benzer güvenlik önlemleri yer alıyor. Dava için gelenler, tepeden tırnağa aranıp X-Ray cihazından geçirildikten sonra içeriye alınıyor. Yasal düzenlemeler uyarınca sadece kimlik gösteren avukatlar içeriye girerken aranamıyor. (Aljazeeratürk)