Kral ve Kraliçeler her zaman asaletleri ve şık kıyafetleriyle değil, çılgınlıklarıyla da gündeme geliyor. Tarihe damgasını vuran 9 çılgın kral ve kraliçeyi sizler için inceledik... ELMAELMA - ÖZEL İÇERİK Tarih çılgın hükümdarlarla ve zulümlerle dolu. Birçoğu filmlere ve romanlara konu olan çılgınlıklar keşfedilmeyi bekliyor. Şu anda o dönemleri gözümüzde canlandırmakta zorlansak da, bir zamanlar koskoca ülkeler yalnızca doğuştan şanslı bir kişinin sözleriyle idare ediliyordu. Tarihin tozlu sayfaları çılgın karakterlerle dolu. Sizler için ismini tarihin karanlık dehlizlerine yazdırmış 9 kral ve kraliçeyi araştırdık.. Listenin ilk sırasında Bram Stoker'ın 'Drakula' adlı romanına ilham veren Kazıklı Voyvoda ve Kont Drakula olarak bilinen Voyvoda III. Vlad Tepeş var. Voyvoda III. Vlad, esir aldığı askerleri, özellikle Osmanlı askerlerini, kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiş. III. Vlad'ın kanla beslenen bir vampir olduğu söylentisi ise kazığa geçirdiği askerlerin kanını fıçılarda toplayıp daha sonra şarap içer gibi içtiğine dair dedikodulardan kaynaklanıyor. Yaklaşık 20,000 kişiyi bu şekilde öldürdüğü söylenen Kont Drakula, iyi anılmayan tarihi karakterlerden yalnızca biri. İspanya Kralı II. Carlos listenin 2. sırasında yer alıyor. Akraba evliliği nedeniyle fiziksel ve zihinsel engeli bulunan Carlos hanedanın tek erkek varisi olması sebebiyle tahta çıktı. 10 yaşına kadar bir bebek gibi bakılan Carlos, iyi bir hükümdar olamadı. O dönemde baba VI. Felipe'ye büyü yapıldığı için kral Carlos'un farklı doğduğuna inanılıyordu. Normalden daha büyük bir dili bulunan Carlos'un söyledikleri de oldukça güç anlaşılıyordu. Yaşamının son zamanlarında duygusallaşıp içine kapanan çılgın kral, ailesini görebilmek için cenazeleri mezardan çıkarttırmasıyla ünlü. Aşkı filmlere konu olan çılgın Kraliçe Kastilya'lı Juana, tarihin en ilginç karakterlerinden biri. Kocası Yakışıklı Philip'e olan aşkıyla anılan Juana, tifo hastalığına yakalanıp ölen eşinin cenazesini sıksık topraktan çıkarıp öpmesiyle anılıyor. Fransa Kralı VI. Charles'ın lakabı 'Deli Kral'. 12 yaşında tahta çıkan Charles, sarayın eğlence hayatına kendini kaptırdı. 1392'de akıl sağlığını kaybeden kral 4 adamını bir uşağın mızrağı yere düşürmesi nedeniyle öldürmüş. Deli Charles ayrıca kemiklerinin camdan olduğunu düşünerek, kırılmalarını önlemek için kıyafetlerine demir bilyelerden oluşan bir zırh diktirmiştir. Tarihçilere göre Bizans Kralı II. Justin, kesinlikle deliydi. Zihninde sesler duyan ve hizmetçileri ısıran Justin'in efsanelere göre iki kişiyi de yediği söylenir. Bizans Kralını sakinleştirmek için tek yöntem ise onu büyük oyuncak bir kale içerisine koyup gerçek kalesinin etrafında gezdirmekmiş Rus Çariçesi Anna, kendisini yönlendirmeye çalışan aristokratlara işkence yapmasıyla ünlüydü. Çariça Anna bir hizmetçisini yaşlı prenslerden biriyle evlendirmek için düğüne özel buzdan bir kale yaptırdı ve düğün gecesi buz kalede konakladı. Hazırlattığı gelinlik ise gerçek bir palyaço kostümüydü. Osmanlı Padişahı I. İbrahim, 'Deli İbrahim' lakabıyla anılıyor. Aşırı kilolu kadınlara duyduğu ilgi ve balıklarını altın sikkelerle beslemesi Deli İbrahim denilince akla gelen ilk şeylerden biri. Padişah I. İbrahim, 20 yıl bir zindanda kapalı tutulmasının ardından tahta çıkmıştır. Akıl sağlığı yerinde olmadığı düşünülen İbrahim, saraydaki cinci hocaların etkisinde kalmıştır. Cinler diyarındaki sarayın samur kaplı olduğu yalanına inanarak Osmanlı sarayını samurla kaplatmaya kalkmıştır. Haremindeki kadınların başka erkelerle görüştüğünü öğrendiğinde 280 kadını boğarak öldürttüğü bilinir. Tarihçi İlber Ortaylı'ya göre kendisinin gerçek bir akıl sağlığı bulunmamakla birlikte üzerindeki baskılar nedeniyle anormal davranışlara yönelmiştir. Korkunç İvan Lakabıyla anılan İvan Vasiliyeviç, tarihin eli kanlı hükümdarlarında biri. Annesi ve babasının ölümünden sonra ülke yönetiminde yer alan kişilere yıllarca kötü muamele etmiştir. 14 yaşındayken hükümetin başındaki kişinin kellesini köpek sürüsüne yedirerek üklenin başına geçmiştir. Hükümdarlığı sırasında olumlu değişimler görülse de, birçok ayaklanmayı kanlı baskınlarla sonlandırmış ve kendi oğlunu bile öldürmüştür. Ölümünden yıllar sonra mezarını açan arkeologlar, kehanetlerde öleceği tarih belirtilen İvan'ın zehirlendiğini kanıtladı. İmparator Caligula oldukça sıradışı bir sadist ve psikopattı. Kurbanlarının birkaçını bayıltmadan testislerini çiğnemiş ve önünde tepe taklaş asmıştır. Bir adamın ona hakaret etmesinin ardından adamı ve ailesini yaş sırasına göre öldürerek 12 yaşındaki küçük kızı sona bırakmıştı. O sırada adamlarından biri kızı bakire olduğu için öldüremeyeceğini söyleyince kıza önce tecavüz edip sonra öldürmüştür. Caligula'nın psikopatlığına başka bir örnek ise Denizler Tanrısı Poseidon'a savaş açması. Yunan Tanrısı Poseidon'la savaşmak için askerlerine bomboş denize ok atmalarını emretmişti.