Koleksiyonun temelini oluşturan bu hikaye aristokrat bir yaşamın içinde dünyaya gelen bir kızın daha sonra her şeyi bırakıp bir çiftliğe yerleşmesi ve çiftlik hayatını yaşamasını konu alıyor.
Düşeslikten çiftlik hayatına uzanan bu yolculuk koleksiyonun ilham kaynağını oluştururken; basitlik ve zenginliğin karşıtlığında folk-romantik bir his yaratıyor.
Feminenliğin yeni bir tanımı olarak sunulan koleksiyon aslında güçlü ve yumuşak unsurların birarada olabileceğini ortaya koyarken; bu karşıtlık koleksiyonda sert ve yumuşak kumaşların harmonisiyle vücut buluyor.
Kalın el nakışlarının, zengin ve yoğun renklerin yanında pastel tonlarının kombinasyonu ve siyahlarla kontrastı koleksiyon boyunca devam ediyor. Koyu kırmızılar, pembeler, fuşyalar ve patlıcan morları koleksiyona dramatik bir romantizm katıyor.
Geleneksel, modern ve sofistike kombinasyonlar, baskılı ve nakışlı silüetlerde de görünüyor.
Zengin ve cömertce kullanılan drapaj elbiseler, strüktürel palto ve ceketler, pelerinler ve gömlekler koleksiyonun fonksiyonel kullanımına yardımcı oluyor.
Bora'nın esin kaynaklarından birisi olan, Csaba Pálfi'nin koreografisini yaptığı Macar dans filmi, koleksiyona ayrı bir etnik katmer ekliyor. Macar kostümlerindeki detaylar, pileler, nakışlar koleksiyonda yer yer göze çarpıyor.
Koleksiyonun bir başka esin kaynağı da yüzleri olmayan geleneksel 'Amish' bez bebekler.
Konuşmaktan aciz ve herhangi bir yüz ifadesi olmayan bu bebekler dürüst, elyapımı ve benzersizler ve her birinin insanoğlu gibi kendisine özgü anlatacak bir hikayesi var.
Bora Aksu'nun Sonbahar/Kış 2016-17 Folk-Romantik koleksiyonu da tıpkı bu yüz ifadesi olmayan bebekler gibi kendi hikayesini taşıyor.