Marka tescili, günümüzde işletmelerin en önemli varlıklarından biri haline gelirken, birçok işletme marka tescili yapmadığı için hukuki ve cezai yaptırımlara maruz kalıyor. Marka Patent Hukuk Uzmanı Avukat Murat Altındere, marka tescilinin önemi, tescilsiz marka kullanmanın hukuki ve cezai sorumluluğu hakkında açıklamalarda bulundu. Altındere, tescilsiz bir markanın hukuki açıdan korunmasının mümkün olmadığını belirterek, "Marka hakkı sahibi, tecavüz fiilini gerçekleştirenler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak ayrıca bu kişilerin cezalandırılmasını da talep edebilir. Tescilsiz bir markanın, cezai korumadan faydalanabilmesi ise mümkün değildir. Marka bir işletmenin en büyük sermayesidir. Bu yönüyle bakıldığında marka tescili işletmeler için hayati önem arz etmektedir" dedi. Markanın artık işletmeler için somut bir varlık haline geldiğini vurgulayan Altındere, "İşletmelerin gücü maddi varlıklarından çok markalarının değeri ile ölçülmektedir. İşletmeler için böylesine önemli bir varlık olan markanın da korunması oldukça önemlidir. Bunun için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde marka tescil işlemleri yapılarak markanızın korunması sağlanabilir. Marka tescili, marka olarak kullanılan işaretlerin aynısının ya da benzerlerinin rakipleri tarafından kullanılmaması için en geçerli kanuni yoldur. Markanızı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirmediğiniz taktirde markanız her türlü taklit tehlikeye açık olacaktır. Ayrıca işletmenizin kullandığı markayı bir başkası tescil ettirerek sizin bu markayı kullanma hakkınızı elinizden alabilir. Yıllarca markanıza yaptığınız yatırımlar tehlikeye girebilir" dedi. Tescilli bir markayı kullanma hakkının yalnızca o marka hakkı sahibine ait olduğunu belirten Avukat Altındere, "Marka hakkı sahibinin izni olmaksızın, markayı kullanmak, taklit etmek, markanın taklit edildiği ürünleri satmak, ticari alanda kullanmak marka hakkına tecavüz ve ihlalini oluşturur. Marka hakkı sahibinin izni olmaksızın markanın haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılması 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ('SMK') kapsamında hukuki ve cezai yaptırımları bulunmaktadır" diye konuştu.
Maddi ve manevi tazminat davası açılabilir
Marka hakkı sahibinin, markayı izinsiz kullananlar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunabileceğinin altını çizen Altındere, "Marka hakkı sahibi, tecavüz fiilini gerçekleştirenler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak ayrıca bu kişilerin cezalandırılmasını da talep edebilir. Marka hakkının ihlali halinde uygulanacak cezai yaptırımlara ilişkin düzenlemeler 6769 sayılı 'SMK'nun 30. maddesinde belirtilmiş olup marka hakkına tecavüz fiilleri için üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca SMK Madde 149/1'e göre marka hakkı ihlal edilen kişi uğradığı zararların tazmini için maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir. Marka hakkı sahibinin tazminat davası açması halinde, taklit marka satışından elde edilen tüm gelir tazminat olarak taklitçilerden alınabilecek ve mahkeme kararı ulusal gazetede yayınlanacaktır" dedi.
Yerel Haberler kategorisinde bulunan hiçbir habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunulmamıştır. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı tarafından hazırlanan tüm Mersin Haberleri, otomatik olarak servis edildiği şekilde bu sayfada yer almaktadır. Mersin Haberleri bölümünde yer alan haberlerin tamamının hukuki muhatabı haberi servis eden ajanslardır.