SORU: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi tekniker kadrosunda aday memur olarak çalışmakta iken anılan Kanunun 56. maddesi uyarınca ilişiğinin kesildiği, söz konusu ilişik kesme işleminin mahkeme kararı ile yürütmesinin durdurulduğu ve bu karara istinaden atamasının yapıldığından bahisle, ilişiğinin kesildiği tarihten söz konusu ilişik kesme işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği tarihe kadar geçen sürelerinin anılan Kanunun 64. maddesinde yer alan sekiz yıllık süre kapsamında değerlendirilmesi mümkün mü? Ayrıntılar Sabah Memurlar'da...
CEVAP: Anayasanın 128 inci maddesinin ikinci fıkrasında; "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve ." hükmünü amir olup memurların görev ve yetkileri, diğer özlük işleri kanunla düzenlenir hakları ve yükümlülükleri 657 sayılı Kanunda düzenlenmiştir. Söz konusu Kanunun 64 üncü maddesinde; "Kademe; derece içinde, görevin önemi veya sorumluluğu artmadan, memurun aylığındaki ilerlemedir. Memurun kademe ilerlemesinin yapılabilmesi için bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olması ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin bulunması şartları aranır. 72 nci madde gereğince belirli bir süre görev yapmak üzere, mecburî olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde bulunanlara, bu yörelerde fiilen çalışmak suretiyle geçirilen her iki yıl için bir kademe ilerlemesi daha verilir.
Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen çalışılmış sayılır. İki yıldan az süreler dikkate alınmaz. Son sekiz yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi uygulanır. Bu maddede belirtilen şartları haiz her sınıf ve derecedeki memurlar, hak kazandıkları tarihten geçerli olmak üzere ve başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bir ileri kademeye ilerlemiş sayılırlar. Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir. Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredebilirler. Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarınca her ay alınacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi yapmış sayılanlardan ilerlemeye müstahak olmadıkları sonradan tespit edilenlerin kademe ilerlemeleri, ilerlemiş sayıldıkları tarihten geçerli olmak üzere iptal edilir." hükmü bulunmaktadır.
Mezkûr hükümde kademe ilerlemesinin en az bir yıl çalışma şartına bağlanmış olması hasebiyle özel bir düzenleme bulunmadıkça memurların kademe ilerlemesinin bulundukları memur kadrosunda görev yapılan süreler üzerinden yapılabileceği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, Anayasanın 125 inci maddesinde, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanunun 28 inci maddesi uyarınca mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmesi halinde bu kararın icaplarına göre gecikmeksizin işlem tesis edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, söz konusu yürütmenin durdurulması kararı hukuki mahiyeti itibarıyla idari işleme etkisi bakımından iptal kararına benzemektedir.
Başka bir ifadeyle, idare tarafından tesis edilen işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde bu idari işlem tesis edildiği tarihten itibaren hükümsüz hale gelmektedir. Nitekim, konuya ilişkin Anayasa Mahkemesinin 2014/149 Esas ve 2014/151 Karar sayılı 2/10/2014 günlü kararında; "...Hak arama özgürlüğü bakımından kişilerin idareye karşı sahip oldukları en etkili yargısal koruma mekanizması iptal davasıdır. İptal davasında, idari işlemin hukuk kurallarına aykırılığının belirlenmesi hâlinde iptali yoluna gidilmekte ve bunun sonucunda idarenin hukuka bağlılığı ve hukuk düzeninin korunması sağlanmaktadır. Genel ilke, iptal kararlarının geriye yürümesi ve iptal edilen işlemi başından itibaren ortadan kaldırması, bu işleme ve ona dayanan sonuçların hiç mevcut olmamış gibi kabul edilmesi olmakla birlikte, bu ilke, idari işlemin iptal kararı verilinceye kadar mevcudiyetini sürdürmesine ve etki doğurmasına engel değildir.
Bu nedenle, kişileri iptal davası sonuçlanıncaya kadar hukuka aykırı idari işlemin olumsuz etkilerinden korumak, ileride giderilmesi veya düzeltilmesi imkânsız veya zor olan durumları önlemek, idarenin hem olası bir tazmin yükünden kurtarılması hem de hukuk sınırları içinde kalması sağlanarak hukuk devletinin kesintiye uğramadan devamını temin etmek amacıyla yürütmenin durdurulması kurumu öngörülmüştür. Yürütmenin durdurulması kurumu, yargının denetim etkinliğini artırıcı bir araç olarak dava hakkının bir parçasını oluşturduğu gibi kamu yararı ve kamu düzenini de sağlamaktadır. Yürütmenin durdurulması kararı ile dava konusu olan işlemin yapıldığı andan önceki durumun geri gelmesi sağlanmakta ve kişiler dava sonuçlanıncaya kadar bu işlemin olumsuz etkilerinden korunmaktadır... " ifadesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar muvacehesinde, 657 sayılı Kanuna tabi görev yapmaktayken anılan Kanunun 56 ncı maddesi uyarınca ilişiği kesilen sonrasında söz konusu ilişik kesme işlemine mahkeme tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararına istinaden ataması yapılan personelin ilişiğinin kesildiği tarihten yürütmenin durdurulması kararına istinaden atamasının yapıldığı tarihe kadar görevde bulunmadığı sürelerinin 657 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinde yer verilen sekiz yıllık süre içerisinde değerlendirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.