Yasalarımızda var olan kısa çalışma ödeneği özellikle pandemi döneminde hem işçileri hem de işyerlerini koruyan çok önemli bir işlev gördü. Hala da görmeye devam ediyor.
Üretimi kısmen ya da tamamen duran işletmelerin çalışanlarının maaşlarını devlet ödüyor. Bu noktada kısa çalışma ödeneği almanın ve başvurmanın şartları da esnetilmişti. Başvurularda beyan esas alınıp işlemler hızlandırılırken, prim şartları da 600 günden 450 güne çekilerek daha çok işçinin yararlanması sağlandı. Gelinen noktada 3.5 milyondan fazla işçi kısa çalışma ödeneği aldı. Bunların bir kısmı işlerine geri dönerken yeni başvurular için de 30 Ocak'a kadar süre tanındı.
NAKDİ ÜCRET DESTEĞİ VAR
Yine İş Kanunu geçici 10. Maddesi uyarınca da tek taraflı ücretsiz izin imkanı getirildi, bunun mağduriyetini önlemek için de nakdi ücret desteği sağlandı. Hem kısa çalışma ödeneği hem de ücretsiz izin dönemlerinde ödenen paralar birer sosyal yardım şeklinde olmaktadır. Dolayısıyla bu dönemler ücretlendirilmediği gibi SGK primleri de yatırılmamaktadır. Bu dönemlerde iş akdi sona erdirilmemekte adeta askıya alınmaktadır.
ÜÇ ŞART YERİNE GELMELİ
İşsizlik maaşı almak için üç ayrı şart bulunmaktadır. Birincisi işçinin kendi istek ve kusuru dışında işten çıkartılmış olması, ikincisi son 3 yılda 600 gün priminin bulunması ve son 120 günde de hizmet akdine bağlı olarak çalışmış olmak. Şimdi ilk iki kuralı yerine getiren çalışanlar eğer kısa çalışma ödeneği alıyorlarsa üçüncü kuralın oluşmamasından dolayı endişe etmektedirler. Ancak endişe edilecek bir durum bulunmuyor. Çünkü kısa çalışma ödeneği sırasında yukarıda da söylediğiniz gibi iş akdi kesintiye uğramıyor. Yani işten çıkartma durumu olmuyor. Prim yatırılmasa da sözleşme devam ediyor. O yüzden eğer son 3 yılda 600 gün priminiz varsa son 120 gün şartı da yerine gelmiş olacaktır.