Ekranların yeni dizisi Ya İstiklal Ya Ölüm yeni bölümüyle bu akşam TRT1'de yayınlanacak. Tarihi konulu dizinin başrollerinde İlker Kızmaz, Birkan Sokullu, Rıza Kocaoğlu gibi ünlü isimler yer alıyor. Pazartesi akşamı ekrana gelecek olan yeni bölümde işgal Kuvvetleri karşılarında gitgide direnen bir halk, Anadolu'ya geçip Milli Mücadele'ye katılma eğilimleri artan Mebuslar ve giderek güçlenen bir Kuva-yı Milliye hareketini bulacaklardır. Peki Ya İstiklal Ya Ölüm yeni bölümde neler oluyor? İşte Ya İstiklal Ya ölüm son bölüm özeti ve yeni bölüm fragmanı!
İşgal Kuvvetleri karşılarında gitgide direnen bir halk, Anadolu'ya geçip Milli Mücadele'ye katılma eğilimleri artan Mebuslar ve giderek güçlenen bir Kuva-yı Milliye hareketini bulacaklardır.
16 Mart 1920'de İtilaf Devletleri'nin askerlerince işgal edilen İstanbul'da moraller bozuk olmasına rağmen kurtuluş yolları aranmaktadır… İşgal sonrası Meclis-i Mebusan'ın kapatılması; Mustafa Kemal'in Anadolu'da kurmayı planladığı meclisin açılması adına önemli bir adımın başlangıcı olur… Mebusan Meclisi'ndeki mebusların bazıları işgal güçleri tarafından tutuklanırken bazıları da kendi imkanları ile Mustafa Kemal'in çağrısına uyarak Anadolu'ya geçmeye çalışmaktadırlar. Tutuklanan mebuslara karşılık Mustafa Kemal'in de işgal güçlerinden önemli kişilerin tutuklanması fikrini ortaya atması, İtilaf Devletleri'nin kumandanlarında şaşkınlık yaratır. İşgal karşısında alınan tedbirlerden biri de, Osmanlı vilayetlerindeki mülki ve askeri memurların "Heyet-i Temsiliye" ile irtibat kurmalarının kararı alınması olacaktır.
Dünya'ya "medeniyet taşıma misyonuna" sahip olduklarını iddia eden işgal kuvvetleri askerleri ise gerçek yüzlerini göstermiştir… Sokaklarda, caddelerde insanları rastgele çevirip, üstlerini aramaya, silah bulurlarsa darp edip tutuklamaya, hatta paralarına, saatlerine el koymaya başlamışlardır. Buna karşılık Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ise işgal kuvvetlerinin elçiliklerine, hükümetlerine, protesto telgrafları çekilmektedir. İşgale karşı kadın erkek geniş katılımlı mitingler düzenlenmekte; kürsülerden de halk direnişe ve Kuva-yı Milliye'ye katılmaya çağırılmaktadır.
İşgal güçleri, işgal karşısındaki tepkilerden ve Mustafa Kemal'in Ankara'da yeni bir meclis kurma fikrinden son derecede rahatsızlardır… İstanbul'da yakalayamadıkları mebuslar ve milli mücadeleye destek verecek diğer kişiler, Anadolu'ya geçip teşkilatlanma çalışmalarına destek verecektir. İşgal güçleri ise bu direnişi kırmak ve Anadolu'da kurulacak yeni bir Meclis'in açılışını engellemek için milli mücadelenin başında yer alan Mustafa Kemal'i suikast ile ortadan kaldırmak için harekete geçerler.
Tarihler bundan tam 100 sene önce 16 Mart 1920'yi göstermektedir. Bomboş sokakların sessizliğini işgal kuvvetlerine ait askerlerin postal sesleri bozmaktadır. Kamyonlardan inen Hindu ve İngiliz askerlerinin girdiği karakolda çıkan çatışmalar sonucu acı kayıplar yaşanmaktadır.
İstanbul Telgraf Merkezi'ne işgalin haberi ulaştığında moraller bozulmuştur. Fakat böylesine zorlu bir günde dimdik ayakta durmak gerekmektedir. Ankara ile irtibat kurmayı başaran İstanbul Telgraf Merkezi, kendi üzerine düşen vazifeyi öğrenecektir. Ancak işgal kuvvetlerinin oraya da baskın yapması, durumu vahim bir hale getirecektir.
İstanbul'da tüm bunlar yaşanırken, Ankara'da teyakkuz halindedir. İşgal güçlerinin İstanbul'da yaptıkları, Ankara'da bulunan Mustafa Kemal ve yanındakileri de birçok tedbir almaya itmektedir. İstanbul'daki Mebussan Meclisi'nin işgal güçlerince zorla kapatılması, Ankara'da meclis kurma fikrine daha da yardımcı olmuştur ve İstanbul'daki mebuslar zor koşullar altında Ankara'ya gitmeye çalışmaktadırlar.
İstanbul'un işgali halk arasında da huzursuzluğa neden olmuştur ve vatanseverler vatanı kurtarmak için çareler aramaya başlamıştır. Topkapılı Mehmet, Hüsamettin Bey, Ethem Pehlivan, Galip, Halide Edip başta olmak üzere, daha nice isimsiz kahramanın bu işgal karşısında tek bir düşüncesi vardır: "Ya İstiklal Ya Ölüm."