Eski basketbolcu Yalçın Granit 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Türk basketbolunun efsane isimlerinden biri olan isim 1932 yılında İstanbul'da doğmuş ve Darüşşafaka Lisesi'ni bitirmiştir. Ölümü sosyal medya üzerinden duyurulunca hakkındaki araştırmalar da arttı. Peki; Türk basketbolunun efsane isimlerinden Yalçın Granit kimdir, neden öldü?
Türk basketbolunun efsane ismi Yalçın Granit, 88 yaşında hayatını kaybetti.
Peki; Yalçın Granit kimdir, kaç yaşında vefat etti ve nereli? Hakkında tüm merak edilenler haberimizin devamında…
1932 yılında İstanbul'da doğdu. Babasını henüz iki yaşındayken kaybetti ve çocukluğunu Arnavutköy'de geçirdikten sonra, ortaokul ve liseyi o yıllarda Fatih'te bulunan Darüşşafaka Lisesi'nde okudu. Burada basketbola başladı ve okulda basketbolun yaygınlaşmasına öncülük ettikten sonra 1949 yılında liseden mezun oldu.
YALÇIN GRANİT KİMDİR?
Darüşşafaka'da eğitim alan Yalçın Granit, bu kurumda basketbol kulübünün kurulmasında öncülük etti. Sarı-kırmızılı camiayla, kulübün kurucu başkanı Ali Sam Yen sayesinde tanışan Granit, Galatasaray'ın basketbolda 1950'li yıllarda elde ettiği "Yenilmez Armada" unvanında takımın önemli ismi oldu. Sadece 25 yaşına kadar oynadığı basketbolda kulüp takımlarındaki başarısını Granit, A Milli Takım'a da yansıttı.
Milli takımla 3 Avrupa Şampiyonası görüp en skorer isim olan Granit, 1952 Helsinki Olmipiyat Oyunları'nda da ay-yıldızlı formayı terletti.
Olimpiyatlarda dünya basketboluna kendini gösteren Granit, Fransa'ya giderek Avrupa'ya transfer olan ilk basketbolcu unvanını elde etti. Erken yaştan basketbolu bırakan Granit, başantrenörlük ile yöneticilik hayatında da önemli işlere ve başarılara imza attı.
Sırtında pota taşıdı
Granit, zamanın şartlarından dolayı birçok sıkıntı çektiğini hatta basketbol oynamak için sırtında pota taşıdığını söylemişti. Türk basketbolunun önemli isimlerinden Samim Göreç'in de kendisiyle Arnavutköy'de oturduğunu belirten 84 yaşındaki Granit, "İstanbul'da, Arnavutköy'de büyüdüm. Türkiye'ye basketbolu getiren adam Samim Göreç de orada oturuyordu. Basketbola onun zamanında, Arnavutköy'de başladık. Basketbol sahası yoktu. Yukarıda Robert Koleji'nin sahası vardı. Aşağıda pota yaptırdık. Basketbol oynamak ve antrenman yapmak için potayı sırtımızla taşırdık. Sonra Darüşşafaka'ya başladım. Darüşşafaka'nın sahasının yapımı için çimentolar vardı. Her antrenmanda yüzümüze, gözümüze toprak bulaşırdı. Arnavutköy'de doğan basketbol sevgimi Darüşşafaka'ya ilettim." ifadelerini kullanmıştı
Ali Sami Yen sayesinde Galatasaray'la tanıştı
Yalçın Granit, efsaneleri arasına girdiği Galatasaray'la da ilginç bir şekilde tanıştı.
Darüşşafaka'da eğitimini bitirdikten sonra 17 yaşında Ankara'da Mülkiye'den teklif alan Granit, Galatasaray Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen sayesinde İstanbul'da kaldığını aktardı.
Fransa macerası
Granit, Helsinki'de düzenlenen 1952 Olimpiyat Oyunları'nda Fransa'nın ünlü basketbol adamı Robert Busnel'in dikkatini çekti.
Yalçın Granit, Busnel'in teklifiyle eğitimine de katkı sağlayacağını düşündüğü için 20 yaşında Racing Club Paris'e transfer oldu.
Fransa'da ilginç bir olay yaşadığını vurgulayan Granit, 64 yıl önceki anısını şu cümlelerle paylaşmıştı:
"Robert Busnel, Fransa'nın antrenörüydü. Daha sonra Uluslararası Basketbol Federasyonu Başkanı da oldu. Beni Racing'e transfer ettirdi. Daha takımında basketbol oynamadan beni Fransa'nın her şehrinde dolaştırdı. Benim şut atarken Allah'tan gelen yetenekten dolayı bileğim çok yumuşaktı. Şut atarken elimdeki dört parmak yere bakıyor. Halbuki baş parmağın da yere bakması lazım. Robert Busnel, beni Fransa'nın bütün şehirlerinde gezdirip, elimi gösterdi. Zannettim ki, beni iyi bir oyuncuyum diye tanıtıyor. Halbuki şu atarken bileğimin halini elimin özelliğini göstermek için Fransa'yı gezdirmiş."
"14 dakika topu elimde tuttum"
Efsane basketbol adamı, en ilginç maç hikayesini anlatırken şunları kaydetmişti:
"Galatasaray'dayken Moda'yla bir maç oynadık. Rakibimiz alan savunması yapıyordu. Biz de adam adama oynayıp üzerimize gelmelerini istiyorduk. O dönemde hücum süresi yoktu. Topu bana attılar. Bana baskı yapsınlar diye 14 dakika topu elimde tuttum. Maç bitmeden sahayı terk ettiler ve öyle kazandık."