Yarın sinemaseverlerle buluşacak "Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı" filminin yapımcılığını, senaristliğini ve proje tasarımını üstlenen Bozdağ, çekimlerin gerçekleştirildiği platoda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Bozdağ, 6 yıldır Osmanlı Devleti'nin kuruluş hikayesini ekrana taşıdıklarını dile getirerek, "Tarih kitaplarında okuyoruz, suyun öte yakasına 1351'de Çimpe Kalesi'ni alarak geçtik. Ancak nasıl oldu ki kısa sürede Balkanlarda Rumeli topraklarında büyük fütuhatlar (sefer, zafer) yaptık ve orada 6 asır devam edecek bir devletin de tohumlarını attık?" ifadelerini kullandı.
Osmanlı'nın Rumeli topraklarında birlikte yaşadığı milletlerle güzel eserler ortaya koyduğuna dikkati çeken Bozdağ, "Her ne kadar bugün siyasi hakimiyetimiz gitse de kültürel varlığımız ve o coğrafyaya bıraktığımız miras hala yaşıyor ve dimdik ayakta." değerlendirmesinde bulundu.
Yapımcı Bozdağ, ön hazırlığı iyi yapınca başarılı olunacağını söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Benim babam arıcı. Kayseri'de doğup büyüdüm. Bu coğrafyanın halkının, Türk milletinin neye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyorum. Çünkü aynı şeye benim de ihtiyacım var. Evvela projeleri kendi ruh dünyama yapıyorum. Çünkü ben yazdığım, hayalini yapmaya çalıştığım bütün hikayeleri evvela iç dünyamda yaşıyorum. Bizim temel felsefemiz şu, kendimizin beğenmediği hiçbir işi başkasına izletmemek. Bütün bunları oluşturup yola da çıkınca, ondan sonraki süreç Rabbimin bileceği iş, insanların teveccühü ama bunları sağlam yaparsanız, görüyorsunuz ki başarı geliyor. Biz o başarıya giden adımları ve stratejileri tüm ekip olarak doğru yapmaya çalışıyoruz."
- "Tarih kitaplarında yazanlar sinema perdesine yansısın"
Mehmet Bozdağ, Adaletin Kılıcı: Türkler Geliyor filminin hikayesini sinemaya aktarmayı hep istediğini kaydederek, şunları kaydetti:
"5 yıl, Diriliş ve Kuruluş ile Osmanlı Devleti'nin temelini attık. Sonraki süreçte 'Rumeli'ye nasıl fütuhatta bulunuruz'un hikayesini anlatmak istiyordum. Çünkü uzun süredir fütuhat aklını yitirmiş bulunmaktayız. İstedim ki tarih kitaplarında yazanlar sinema perdesine yansısın ve insanlar biraz da bu kadim, kudretli destanı görerek öğrensin."
Projeye bir yıl önce başladıklarını kaydeden Bozdağ, sanat, dekor ve kostüm çalışmalarının ise 6-7 ay sürdüğünü vurgulayarak, "Süreçte en temel meselelerden biri şu, Türkiye her ne kadar hikayesi bol olsa da (Türkiye'deki) sinema endüstrisi yeni yeni kuruluyor." dedi.
Yapımcı Bozdağ, bir film endüstrisi kurmayı başardıkları için tarihi projelerde ön plana çıktıklarını belirterek, "Bugün atlarımız, dekorlar, kostümler kendimize ait ve her şeyden önemlisi bunu yapabilecek insan kaynaklarını oluşturduk. Çünkü biz Diriliş'e ilk başladığımızda, Türkiye'de aynı anda koşacak at yoktu. Bütün atları aldık, eğittik. Çünkü at dediğiniz, tarihi filmlerde başrol oyuncusu. Aynı anda koşmalı, aynı anda durmalılar. Kameradan, aksiyon sahnelerinden, insanlardan ürkmemeleri lazım. Bunu her at beceremiyor ve mutlaka eğitilmesi lazım." ifadelerine yer verdi.
- "Tek gayem, Allah'ın rızasını kazanmak"
Oyuncuların seçimine de değinen başarılı yapımcı, "Bütün projelerde aynı hareket noktasından yürüyorum. Bir projeyi hikaye ederken, yazarken zihnimde oyuncuların siması belirginleşiyor. Ona çeşitli anlamlar ve görsellik yüklüyor, buna en uygun insanı seçmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Mehmet Bozdağ, filmde "Akıncı Sungur"u canlandıran Emre Kıvılcım'ın çok sayıda kişi arasından seçildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Bu arkadaşın (Emre Kıvılcım) ruhu ve aklı benimle örtüşüyordu, projeye çok uygundu. Hayalimdeki o 'Akıncı' simasını, yüzünü yansıtacak bir ruh dünyası ve görünümü vardı. Aynı zamanda çok çalışkan bir arkadaştı. Çok kısa sürede istediğimiz role girdi. Kolay değil, 6 ay boyunca gece gündüz çalıştı. Sadece oyunculuk anlamında değil, atla kılıç, okçuluk çalıştı. Her şeyden önce, ona çok yakın bir yoldaşı, bir kuşu var filmde. O kuşla beraber gece gündüz çalıştılar, beraber kampa girdiler."
Oyuncuların hepsinin hayalinde canlandırdığı karakterlere uygun, iyi oyuncular olduğunun altını çizen yapımcı, "Her şeyden önemlisi çok iyi oyuncu olmasına, verdiğimiz rolü hakkıyla yerine getirip getirmemesine bakıyoruz. Bugüne kadar da ekip olarak bu konuda çok başarılı olduğumuzu düşünüyorum. 10-15 bin kişi arasından seçerek bu arkadaşlara rolleri verdik." değerlendirmesini yaptı.
Gişedeki beklentisine ilişkin ise Bozdağ, şöyle konuştu:
"Ben başarılı olup olmadığımı var olan resmi rakamlara göre düşünmüyorum. Filmde karakterimiz Sungur Bey'e 'Akıncıların gayesi nedir?' diye soruluyor. O da cevap veriyor, 'Allah'ın rızasını kazanmak'. Benim de bütün bu projeleri yaparken tek gayem, Allah'ın rızasını kazanmak. Başarı dediğiniz hadise Rabbim verirse olur. Gişe, para, reyting gibi başarılar elbette çok önemli ama yola çıkıp, bu kadar risk almamızın ana nedeni bu değil. Evvela Allah rızasını kazanmak. Maalesef biz kendi tarihimize kendi kimliğimize yabancı bir hale geldik. O bağı ve köprüyü oluşturma gayem var. Onu başarabilirsem, ecdadın ruhunu da incitmeden güzel hikayelere imza atabilirsek benim için en büyük başarı bu."
Yapımcı Bozdağ, "Diriliş: Ertuğrul" ve "Kuruluş: Osman" dizilerinin dünyanın her yerinde izlendiğine dikkati çekerek, "Bir işi doğru yaparsanız ve doğru yapmanın metodolojisini uygularsanız büyük başarılar geliyor. Bugün Diriliş ve Kuruluş, bütün cihanda izleniyor. Kahraman ecdadımızın hikayesini öğrenerek de birçok insan buraya ziyaretimize geldi. Televizyonda, medyada da görmüşsünüzdür, bazıları Müslüman oldu. Birçok devlet başkanını ağırladık burada. Bu anlamda kendi kültürümüzün cihanda beğeni bulması, bizim için en büyük başarıdır. Bundan daha büyük başarı olduğunu düşünmüyorum. Çok reyting almış, rekorlar kırmışız, elbet bunlar önemli ama esas gayeyi, çıkış noktasını unutmamak gerektiğini düşünüyorum." ifadelerine yer verdi.
- "Tarih yaşanmaya devam ediyor"
Tarihi filmler çekmeye devam edeceklerini vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:
"Sosyolojik olarak tarihimize yabancılaşmış durumdayız. Doğru tarihe süratle ihtiyaç var. Tarih dediğiniz hadise, sadece geçmişte yaşananlar değil. Biz aslında sadece tarihi film çekmiyoruz. O tarihi film içerisinde, günümüz insanına çok önemli mesajlar veriyoruz. Hikaye, mücadele değişmedi. Halen devam eden bir mücadele süreci içerisindeyiz. Tarih bugün yaşanmaya devam ediyor ve gelecekte de yaşanmaya devam edecek. Ben aslında Diriliş Osman'da Yunus Emre yaptık Kut'ül Amare yaptık şimdi Celalettin Harzemşah projesini yapıyoruz Akıncıları yaptık, tarihte yaşanmış bitmiş bir hikaye anlatmadık. Bugün devam eden gelecekte de devam edecek olan bir hikayeye tarih penceresinden bakarak anlatmaya çalıştık. Tarihi projeleri yapmaya devam edeceğiz."
Bozdağ, çok iyi bir ekip oluşturduklarını kaydederek, "Biz Türkiye'deki endüstrinin gelişmesi için iyi bir yatırım yaptık ve Türklerin büyük projelere nasıl imza atabileceğini ilerleyen süreçte göstereceğiz. Dünyada malum dizi süreleri 45-60 dakika. Biz 120-140 dakika içerisinde çalışmaya gayret ediyoruz ve Türk dizileriyle başarı sağladık. Eğer iyi sistem kurulabilirse bizim insanımızın başaramayacağı hiçbir şey yok. Bugün dünyanın birçok noktasında farklı diziler yayınlanıyor ama bizim diziler 100 ülkede yayın yapabiliyor. Bu önemli bir başarı. Biz de bu başarının içerisinde tarih kulvarında yola devam etme gayesiyle kurulduk. Şu anda kadar güzel projeler imza attık atmaya devam edeceğiz." dedi.
Filmin Güney Kore, Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerinin de aralarında bulunduğu 40-45 ülkede gösterileceğini dile getiren yapımcı, izleyicilerin büyük bir devletin temelini atan insanların ruh dünyasını bulacağını ve destansı bir aşk izleyeceğini ifade etti.
Mehmet Bozdağ, filmi uzun bir süre herhangi bir kablolu ya da internet üzerinden yayın yapan mecralara satmayı düşünmediğinin altını çizerek, "Çünkü ben bu filmi sinema için yaptım. Sinemanın teknik gücünü kullanarak izleyiciye hikayemi daha iyi anlatabilmek için yaptım. Para vererek gelen sinema seyircisinin de gönlünü kırmak istemiyorum. Her şeyin para olmadığını gayet iyi biliyoruz. Zaten yapacağımızı yaptık. Seyirci bu filmi izlediği zaman 5 ay sonra 6 ay sonra 1 yıl sonra platformda görmeyecek. Buna emin olabilirler."
Yönetmen koltuğuna Kamil Aydın'ın oturduğu film, İstanbul'u fethinin ardından yönünü Roma'ya çeviren Fatih Sultan Mehmet'in akıncılarının, anarşi ve zulümle dolu Balkan coğrafyasında Sırp kralı Lazar'a karşı verdikleri zorlu mücadeleyi ve cihan devletinin köklerinin bu coğrafyada yeşermesini konu alıyor.
"Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı"nın oyuncu kadrosunda Emre Kıvılcım, Ece Çeşmi̇oğlu, Levent Özdi̇lek, Eren Vurdem, Ebru Özkan, Seray Kaya, Ogün Kaptanoğlu, Cemal Hünal, Selda Alkor, Serdar Gökhan ve Sezgin Erdemir yer alıyor.