Günümüzde gelişen teknolojiyle beraber diş sağlığı alanında da birçok yeni tedavi yöntemleri gelişti. Gelişen yeni tedavi yöntemleriyle beraber gülüş estetiği yöntemlerini her yaştan insanın tercih ettiğini belirten Dentakademi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Kumru Sular, porselen dolgu ve bonding restorasyonlarında dikkat edilmesi gereken noktalar üzerine açıklama yaptı.
Ön dişlerin gülüş estetiğini sağlamak için Bonding restorasyonlarında sık kullanıldığını belirten Dr. Sular, "Ön diş restorasyonu için öncelikli olarak, hastanın röntgen ve fotoğrafları çekilerek hasta ile bir planlama yapılır ve lamina uygulamasının porselen mi yoksa bonding mi olacağına karar verlilir. Porselen türü seçildikten sonra ise prova tekniği ile hastaya üç boyutlu olarak yapılacak işlemler gösterilir ve hastanın onayı alınır. Buradaki önemli iki etken; hastanın istekleri ile hekimin uzmanlığı ve yetenekleridir.
Bonding ile porselen uygulaması arasında tercih yaparken, hastanın ağız hijyenine, alkol, çay, kahve gibi renkli içecekler, sigara ve gazlı içecek tüketimine dikkat edilmelidir. Bunları tüketen hastalara porselen lamina önerilmelidir çünkü porselen laminalar renk veya şekil değiştirmezler. Bonding uygulamalarında ise kompozit lamina kullanılmaktadır ve zamanla renk değişimine uğrayabilirler" dedi.
"KOMPOZİT DOLGULAR VE PORSELEN DOLGULAR ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?"
Dr. Kumru Sular, "Kompozit kaplamanın avantajlarından biri de hasta kontrole geldiğinde ve kompozit lamina yapılmaya karar verildiğinde bir saat içinde uygulama gerlekleştirilip hastalar tek seansta yeni gülüşlerine kavuşabilirler. Ancak porselen lamina da laminaların bir teknisyen tarafından özel olarak yapılması gerekmektedir ve bu işlem iki seans sürmektedir. Olası bir kırılma durumunda, kompozit lamina tamiri mümkünken porselen laminada bu mümkün olmamaktadır" ifadelerini kullandı.
LAMİNA UYGULAMALARINDAN SONRA KÖTÜ ALIŞKANLIKLARA DİKKAT
Lamina uygulamaları, ön dişlerdeki küçük çarpıklıkların düzeltilmesinde, iki diş arasındaki boşlukların doldurulmasında, dişler uzatılmak istendiği zaman ya da beyazlatma işleminde yeterli sonuç alınamadığında daha çok tercih edildiğini kaydeden Dr. Sular, lamine uygulamasından sonra hastaların yapması gereken, dişlerinin günlük bakımına devam ederek altı ayda bir kontrole gelmeleri gerektiğini söyledi.
Dr. Kumru Sular, sözlerine şöyle devam etti: "Porselen lamina uygulamasında, porselen olduğu için lamina renk değişimine uğramamaktadır. Çünkü porselen çay, kahve gibi renkli içeceklerden etkilenmez ve leke tutmamaktadır. Bu nedenle de lamina uygulamalarından sonra beyazlatma işlemine gerek duyulmamaktadır. Lamina uygulamalarından sonra kalem ısırmamaya, tırnak yeme alışkanlığını bırakmaya, sert meyveleri ısırarak yememeye ve sert kabuklu kuruyemişleri diş ile kırmamaya özen göstermek gerekmektedir. Aslında normal dişlere zarar veren ve yapılmaması önerilen şeyleri lamina uygulamasından sonra da yapmamaya özen gösterilmelidir".
ZİRKONYUM KAPLAMA NE ZAMAN TERCİH EDİLİR?
Dişleri çok fazla çapraşık olan, antibiyotik lekelerinin bulunduğu ve beyazlatma işleminin işe yaramadığı zaman hastaya zirkonyum kaplama önerilmediğini belirten Dr. Kumru Sular, "Çünkü porselen lamina çok ince bir yapıya sahiptir ve böyle bir durumda porselen lamina alttaki rengi üst tarafa yansıtacağı için zirkonyum kaplama tercih edilmelidir. Lamina kaplamalar, özellikle ön dişler için tercih edilmektedir.
Yaprak kalınlığında olduğu için arka dişlerde uygulandığında ve herhangi bir şey ısırıldığında kaplamalar kırılabilir. Zirkonyum kaplama ön dişlerde uygulanabildiği gibi arka dişlerde de rahatlıkla tercih edilebilir. Genellikle ön dişlere lamina uygulaması yapıldıktan sonra arka dişlere zirkonyum kaplama ile devam edilir ve estetik gülüş tamamlanır" dedi.