Yaş ilerledikçe yüzde sarkma ve belirginleşen kırışıklıklar hakkında açıklamalar yapan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Ünal, aynaya yansıyan görüntünün, kişiyi psikolojik olarak olumsuz etkileyebileceğini, yaşlı ve yorgun görünüme yol açan sarkmaların kişinin ifadesini bozmadan giderilebileceğini belirtti.
Yaşlanmış bir yüzde sırasıyla deri ve derialtı bağ dokusunda incelme ve gevşemeler meydana geldiğini söyleyen Doç. Dr. Çiğdem Ünal, ''Yüz gençliğinin en önemli belirtisi olan yağ kompartımanlarında ve hatta kemik dokusunda bile hacim kayıpları olur. Destek doku azaldığından yer çekiminin etkisiyle sarkmalar ve kırışıklıklarda belirginleşmeler görülür. Bu bulgular kendini, gözaltı torbalarında ve gözyaşı oluğunda belirginleşme, yanaklarda ve şakak bölgesinde hacim kaybı, çene kenarlarında ve boyunda sarkma, deri kalitesinde bozulma ile kendini belli eder.Yüz gençleştirme girişim ve ameliyatları hedef dokuya yönelik olması gerekir'' şeklinde konuştu.
DERİ KALİTESİNİ ARTIRICI İŞLEMLER
Doç. Dr. Ünal, 30'lu yaşlar ve 40'ların başında, incelen ve gerginliğini kaybeden derinin kalitesini arttırmak için, kontrollü hasar oluşturan ve dolayısıyla da kollajen yapımını artıran işlemlerin etkili olduğunu, aynı zamanda serbest hyaluronik asit veya derinin ihtiyacına göre bazen başka ajanlarla da bu kontrollü hasarın mezoterapi yöntemleriyle desteklenebileceğini belirtti. Lazer uygulamaları, radyofrekans ve derin doku ısıtma gibi yöntemlerin yaşlanmanın geciktirilmesine yardımcı olduğunu, deri kalitesinde bir miktar artışa yol açtığını ifade etti.
YÜZ GENÇLEŞTİRMEDE AMELİYATLARI NE ZAMAN YAPILMALI
Yüz gençleştirmede ameliyatları ne zaman yapılmalı konusunda açıklama yapan Doç. Dr. Ünal, ''Belli bir yaştan sonra artık deri kalitesini artırıcı işlemler, yani lazerler, kontrollü hasar oluşturan çeşitli girişimler, dolgular ve botox, daha derindeki bağ dokusu ve yağların sarkmasını artık engelleyemez hale geliyorlar. Örneğin; göz kapaklarında, orta yüz bölgesinde, çene kenarlarında ve boyunda giderilemeyen sarkmalar meydana geliyor. Eğer belli bir yaştan sonra yüzün üst 1/3'üne botoks yaptırmaya devam edip boyun, çene kenarları ve yanakların sarkmasına yönelik bir müdahale yapılmazsa, yapay bir görüntü oluşuyor. İşte bu aşamada göz kapağı ameliyatı, yüz ve boyun germe gibi ameliyatlar son derece yüz güldürücü sonuçlar veriyor. Ameliyatlar diğer ameliyatsız yöntemlere kıyasla çok daha uzun süreli ve daha etkin bir gençleşme sağlıyor, gerekli durumlarda ameliyatın tercih edilmesinin kişileri daha çok memnun ediyor'' dedi.
YÜZ GENÇLEŞTİRME AMELİYATLARI
Yüz gençleştirme ameliyatlarının neler olduğu hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ünal, ''Yüz gençleştirme isteyen bir kişide cerrahi olarak alt ve üst göz kapağı için göz kapağı ameliyatları yapılabilir. Eğer orta yüz bölgesinde çökmeler ve hacim kayıpları da varsa, orta yüz bölgesine alt göz kapağı ameliyatı sırasında hacim kazandırıcı işlemler yapılabilir. Bazı kişilerde bu aşamada deri kalitesini artırıcı ve hacim kazandırıcı yağ enjeksiyonlarından yararlanırız. Boyun ve çene kenarlarındaki sarkmalar için yüz ve boyun germe ameliyatlarını tercih ederiz. Boyun germe ameliyatı kişiyi en az 10 yaş gençleştiren ve ifadesini bozmayan bir cerrahidir'' diye konuştu.
AMELİYAT SONRASI SÜREÇ
Ameliyatın ardından yüzde şişlik, morluk, uyuşukluk ve gerginlik gibi hislerin olabileceği ancak bu birkaç gün ya da haftada geçeceğini dile getiren Doç. Dr. Ünal, ''Ameliyattan 1 ay kadar önce, varsa sigara kullanımının bırakılması oldukça önemlidir. Ameliyattan 2-3 gün sonra saçlar yıkanabilir. Hasta bir haftanın sonunda makyaj yapmaya başlayabilir.İlk bir iki hafta sonunda şişlik ve morluklar çok azalmış olur. Son halini bulması ise tüm ameliyatlarda olduğu gibi, birkaç ayı bulacaktır. Dikkat edilmesi gereken nokta ise güneş ışığından kaçınmak. Ameliyat sonrası dönemde sigara içilmemesi, beslenmeye ve varsa hipertansiyon gibi ek hastalıkları kontrol altında tutulması dikkat edilir" açıklamasında bulundu.