Sözlerine küresel ekonomideki gelişmeleri değerlendirerek başlayan Aydemir, Salgın, Küresel İklim Değişikliği ve Savaş sebebiyle enerji maliyetleri başta olmak üzere gıda ve emtia fiyatlarında tarihi yükselişlerin meydana geldiğini; sonucunda da dünya genelinde enflasyon ve hayat pahalılığı sorununun yaşandığını ifade etti.
Aydemir, Türkiye'ye ekonomisini değerlendirmeden önce ülkemizin 2013 yılında Gezi Olayları ile başlayan ve 17-25 Aralık Operasyonu, MİT Tırları Operasyonu, Çukur Olayları, 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimi ve kur saldırıları ile aralıksız devam eden badireleri birer birer atlatarak Pandemiyle karşılaştığının altını çizdi.
Aydemir, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesinde ise salgın, iklim değişikliği ve savaş gibi hadiselerin dünya ekonomileri üzerinde yarattığı tahribattan ülkemizin de küresel ekonominin bir parçası olarak etkilendiğini belirtti. Özellikle enerjide dışa bağımlı bir ülke olmamız nedeniyle fiyat artışlarından olumsuz etkilendiğimizi ifade etti.
TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ
Dünya ekonomilerinde daralma yaşandığını ifade eden Aydemir, biz ise devreye aldığımız Türkiye Ekonomi Modeli ile yatırımları, istihdamı, üretimi ve ihracatımızı artırmaya devam ettiğimizi belirterek istihdam ve ihracat rakamlarını paylaştı.
Aydemir ayrıca, Enerjide ithalatçı konumda olan bir ülke olmamıza rağmen doğalgazda yüzde 80 ve elektrikte yüzde 50 devletimiz tarafından uygulanan sübvansiyonlar sayesinde Avrupa'da hane halkına en ucuz doğalgaz ve elektrik sağlayan ülkelerin başında geldiğimizi ifade etti.
Eğitim, sağlık, sosyal yardımlar gibi alanlarda da AK Parti Hükümetleri döneminde kat edilen mesafenin de altını çizen Aydemir, bizler 85 milyonun iktidarı, dünyadaki bütün mazlumların da hamisi olmaya Allah'ın izniyle devam edeceğiz, dedi.
BÜTÇE RAKAMLARI
Bütçe rakamları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Aydemir; "2002 yılında yüzde 34.8 olan Bütçe Açığı/Bütçe Büyüklüğü oranının,
2023 yılında yüzde 14.8 olarak gerçekleşmesinin öngörüldüğünü belirterek AK Parti döneminde bütçede gelir-gider dengesinde de önemli bir iyileşmenin sağlandığına vurgu yaptı.
Türkiye'nin AB Tanımlı Borç Stokunun ise; 2002 yılında yüzde 71,5 gibi yüksek bir oranda olduğunu ifade eden Aydemir, "Şuan da bu oranın yüzde 39,3'e gerilediğini ifade ederek borçluluk anlamında da olumlu bir gelişmenin sağlandığını vurguladı.
Borçlanma faizlerinde ve vadelerinde de çok önemli iyileşmelerin sağlandığını ifade eden Aydemir; Borçlanma vadesinin ortalama 9,4 aydan 69 aya çıkarıldığını, borçlanma faizinin de yüzde 62,7'den yüzde 18,59'a düşürüldüğünü belirtti.
DİJİTALLEŞME
Vergide dijitalleşme adımlarına da değinen Aydemir, bu konuda attığı adımlarla hem kamuya hem de özel sektöre örnek bir kurum olan Gelir İdaresi Başkanlığına da özverili çalışmalarından dolayı teşekkür eden Aydemir, Bakanlığın bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek sözlerini tamamladı.