Hepimizin uykularını kaçıran katil zanlısı yakalandı ve rahatladık. Peki katili kim yakaladı? Tabii ki emniyet güçleri. Ama başarının arkasında başka kahramanlar da vardı. Örneğin; Atalay Filiz'in bindiği minibüsün 15 yaşındaki muavini gibi... Zanlıyı tanımış, hatta uzattığı parayı parmak izi bozulmasın diye peçete ile tutmuş, bindiği diğer minibüsün hattını da anında polise ihbar etmişti. Peki o çocuk, zanlıyı nasıl tanıdı? Medya sayesinde... Kriminal olayları halka ulaştırma şekli nedeniyle sürekli eleştirilen o medyamız sayesinde... Şimdi soruyorum: Müge Anlı cinayet olayını ekrana taşıyıp günlerce gündemde tutmasa, 'seri katil olma ihtimalini' akla getirip tüm medyayı ayağa kaldırmasa; katil zanlısı için neredeyse ülke çapında 'seferberlik' başlatılabilir miydi? Ve geliyorum can alıcı konuya... Öğrendik ki, ilk cinayetin mahkeme aşamasında 'gizlilik kararı' çıkartılmış. Belki de bu karar alınmasa, olay daha önce medyanın ve halkın gündemine oturacak, cinayetlerin 'seri' hale gelmesi önlenecekti. Müge Anlı'nın programı bu ülkenin adı konulmamış 'kırmızı bülteni'dir; sıklıkla kullanılmalı.