Selfie çılgınlığı bu kez katil zanlısı Atalay Filiz'in yakalanma görüntüleriyle bir kez daha gündeme geldi.
Polisinden hemşiresine herkes, cani olduğu iddia edilen bir adamla selfie çektirmek için sıraya girdi. Peki neden? Konu sosyolog ve psikologların alanına girmesine rağmen benim de söyleyecek iki çift lafım var...
Selfie çekip sosyal medyada paylaşmak ve sonra da 'like', yani beğeni beklemek, günümüzde takdir görmenin en ucuz ve en zahmetsiz yöntemi. Selfie, aslında 'yalnızlığın' resmi.
Çünkü akıllı telefonlar icat edilmeden önce insanlar kendi fotoğraflarını çekmek için 'bir arkadaşlarına' ihtiyaç duyarlardı. Şimdilerde arkadaş yerine 'selfie çubuğu' taşımak yetiyor!
Yani selfie çubuğu, yeni çağın en keyif veren 'mutluluk çubuğu' olmuş...
Diyelim ki, zor şartlarda bir eğitim fakültesini bitirmişsiniz. Hedefiniz öğretmen olmak. Mezun olup atanmak için bekliyorsunuz.
Yıllar geçiyor, atanamıyorsunuz.
Çare ne? Polis olmak...
Kalem-kağıt yerine tabancatüfek kuşanıyorsunuz. Devlet sizi 'takdir' etmemiş, millet sizi 'görmezden' gelmiş...
Peki 'Bakın, ben de buradayım' demenin en pratik yöntemi ne?
Memleketin en popüler(!) adamıyla, yani 17 gün boyunca polisten kaçmayı başarmış(!) katil zanlısıyla selfie çekmek...
Ayıplamasına ayıplayalım tabii... Ama ilk taşı da aranızda en günahsız olan atsın lütfen!