Haber bültenlerinde mutlaka izlemişsinizdir.
Çünkü geçen haftanın en fazla tekrar edilen görüntülerinden biriydi. İstanbul'un göbeğinde, Büyükdere Caddesi'nin Levent bölümünde siyah bir spor otomobilin sürücüsü; önce diğer otomobillere makas atıyor, daha sonra da trafik akarken sözde akrobatik hünerlerini göstermek adına akan trafiğin ortasında, kendi etrafında dönüp ortalığı lastik dumanına boğuyordu. Bu çılgını gören diğer otomobiller, ona ve birbirlerine çarpmamak için sert frenler yapıyor, sağa sola kaçışıyorlardı.
Daha sonra aynı sürücünün, İstanbul trafiğinde yaptığı numaraları(!) internette paylaştığı da ortaya çıktı. Ben kural tanımazlığın, sorumsuzluğun böylesine tavan yaptığı bir aymazlık daha görmedim.
Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde, yol katılımlarında, kavşaklarda drift (hızla otomobilin arkasını kaydırma) yapıyor, insan yaşamını hiçe sayıyordu.
NEREDE İBRETLİK CEZA?
Haberin devamında otomobilin plakasının trafik ekipleri tarafından internetteki incelemeler sonucu tespit edildiğini ve genç sürücüsünün yakalandığını öğrendim. "Hah" dedim içimden, "Şimdi alacağı büyük ceza herkese ibret olacak."
Ama bültendeki son cümleyi duyunca, dünya başıma yıkıldı sanki: "Sürücüye, trafiği tehlikeye düşürmekten para cezası kesildi ve ehliyetine iki ay el konulduktan sonra sürücü serbest bırakıldı..." 'Trafiği tehlikeye düşürmek' mi?
Yahu bu insanlık dışı eyleme bundan daha 'pembe' bir tanımlama yapılabilir mi?
Adam resmen milletin hayatına kast etmiş.
En az 60 kilometre hızla gidilen bir yolda spin atmaya başlamış. 10-15 aracın birbirine girmesi, ölümlerin, yaralanmaların yaşanması 'mucize' kabilinden gerçekleşmemiş.
İşin bir de 'teşvik' bölümü var ki, bu daha da vahim bir suç. Genç adam, trafikte işlediği tüm suçları maharetmiş gibi internette halkın 'beğenisine'(!) sunmuş. Eminim; aklı bir karış havada, baba parasıyla süper lüks otomobillere binen pek çok hız delisi züppe, o görüntüleri internette izledikten sonra 'Ben daha alasını yaparım' diyerek caddelere fırlamıştır...
Şimdi soruyorum; 186 liralık göstermelik ceza ve iki aylık 'mola'nın ardından o gencin yeniden bir canavar olarak aramıza dönmeyeceğini kim garanti edebilir?
ÇÖPTEN PARMAKLIK
Ya Güngören'deki minibüs faciasına ne demeli? Neresinden tutsanız, elinizde kalıyor.
İki kişinin yaşamını yitirdiği, ikisi ağır 13 kişinin yaralandığı kaza sonrasında minibüs şoförünün 2000 yılından beri tam 15 kez trafik cezası yediği ortaya çıkmış.
Daha da vahimi, 15 metre yüksekliğindeki üst geçide konulan sözde parmaklıklar...
Üfleseniz yıkılacak kadar eften püften bu demirler yerine darbeyi emici özelliği olan adam gibi bir bariyer olsaydı, en fazla 40 kilometre süratle gelen o minibüs oradan aşağı uçmayacaktı.
Fox'un Çalar Saat'inde izledim; kazadan sonra oraya yeniden aynı türde parmaklık yapılmış. Yayalar; dokunduklarında sallanan, eğilip bükülen çöp gibi parmaklıkları gösterip "Yanlışlıkla biz çarpsak bile aşağı düşeriz. Nasıl tutacak bunlar arabaları?" diye soruyorlardı.
Trafik canavarı sadece direksiyonu değil, 'ruhları' ele geçirmiş belli ki...