FADİK SEVİN ATASOY
■ 'Muse' oyununu ilk Amerika'da yazdım İngilizce olarak. Los Angeles'ta prömiyer yaptı.
Erdal Beşikçioğlu, benim yakın arkadaşımdır. Kendisi "Hadi bunu Türkiye'ye getirelim" dedi.
1-2 Ekim'de Zorlu'da oynuyoruz.
'BURS KAZANDIM'
■ Bir dükkana girdiğimde bana "Siz bize rahmetli babanızın (Sönmez Atasoy), Halo Dayı'nın emanetisiniz" diyorlar. Dünyanın en büyük takdiri bile bu cümlenin yanında hiç kalıyor.
■ Çok göz önünde değilim, dizi yapmıyorum ama şöhret olmakla saygınlık arasında fark var.
Ben seyircinin gözüne girdiğime inanıyorum.
■ Senelerce yazar olduğumu sakladım. Amerika'da burs kazandım, o bursla okudum. Baktım her şey Amerikalılar için yazılmış, benim oynayabileceğim bir şey yok; Ben de yazdığımı çıkıp oynadım.
'Ne güzelmiş, yazarı kim?' tepkileri geldi.
'Muse nin tohumları böyle atıldı.
■ Hiçbir zaman bir Amerikalıyı oynamadım.
Oynadığım roller genelde İtalyan, Rus, Ortadoğulu oldu. Doğrusu da bu.
■ 'Muse'un İngilizce metninde İngiliz seyircisinin anlayacağı espriler yazdım. Türkçesinde ise Türklerin anlayabileceği bir yapı var.
■ Benimle ilgili İngiltere'de iki eleştiri çıktı. Biri bana çok kızdı, beni yerden yere vurdu. Oyuncu olarak çok beğenmiş ama yazar olarak kızmış Shakspeare'e nasıl laf edermişim diye.
■ Antik Roma'daki hümanizm, insan sevgisi çıkış noktam oldu yazarken. Baktığımız zaman çağımızda hepimizin elinde cep telefonları...
Çok uzaklaştık birbirimizden ve insan olmanın güzelliğinden.
'TÜRKLER HER YERDE'
■ Dostlarımı özleyebilirdim yurt dışında ama buna fırsat kalmadı çünkü hepsi arkamdan yanıma geldi. Aslında insanın Türk olarak yalnız kalması mümkün değil. Türkler her yerde. Çünkü dünyanın her yerinde her işteyiz.
■ Yeni oyuncular sinema yapmak istiyorlarsa Los Angeles doğru bir yer.
Ama aslında dijital platformların ortaya çıkmasıyla oraya gitmeye de çok gerek kalmadı.
ÜMİT KANTARCILAR
'Filmi cebimize para girsin hırsıyla yapmadık'
■ Bir gün bir film izledik, 'Biz böyle bir şey yapmak istesek yapımcılar bize kapıyı açmaz' diye düşündük. Ve kendimiz çekmeye karar verdik. Hiçbir şey yapmamaktan iyidir kötü bir şey yapmak.
■ 'Dert Bende'nin çekimlerinde çok eğlendik. "İyi ki yapmışız" dediğimiz bir iş oldu.
'ÇOK ZOR İŞ'
■ Yapımcılığa soyununca, sektörün ne kadar meşakkatli olduğunu anladım. Çok yorucu. Şansım, filmi arkadaşlarımla yapmam. Şu an telaş içindeyim, yakında gala var.
■ Babalık, sorumluluk duygumu geliştirdi. Sorunların üstesinden gelmeye ve kahraman olmaya çalışıyorsun.
■ Filmde kullandığımız arabayı satın aldım ama ikinci filme yatırım olsun diye. Cebimize para girsin hırsıyla yapmadık filmi. İnanılmaz şeyler beklemiyoruz zaten. Ortak kasa yapalım, o dolsun ve ikinci filmi çekelim. Her yıl bir film yapalım.
JESSİCA MAY
'Türkiye benim ikinci vatanım'
■ 'Dert Bende'de rol aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Ümit çok yakın arkadaşım.
Çok eğlenceli geçti film seti. Sinema seti de çok farklı bir tecrübe kattı bana. Sinemada daha yavaş bir tempo var. Dizide hızlı bir şekilde sahneleri çekmeye çalışıyoruz.
■ Filmde ilk defa Türk isimli bir karakter oynadım, adı 'Pelin'. İsim Türk olunca o yabancı kılıftan çıkıp kendimi daha çok Türk gibi hissettim. Türkçemden dolayı oynadığım karakterler mutlaka yabancı kökenli oluyor.
■ Türkiye ikinci vatanım.
Türk dizilerinde olmayı da çok seviyorum. Kendimi burada rahat hissediyorum.
BURCU BİNİCİ
'Hayatım sadece 6.5 saat içinde değişti'
■ Tam bir iş koliğim. Sette disiplinliyim.
Sabah erkenden gidip hazırlanmayı severim.
■ Bir gün hayatım 6.5 saat içinde değişti. Ben o dönem Anadolu Ateşi'nde dans ediyordum.
Meral Okay'a benden bahsetmişler. 'Karadeniz şivesi lazım bize' deyip görüşmeye çağırdılar.
6.5 saatin sonunda elimde beş bölüm senaryo vardı. Meral Okay ile beraber gittik. Ensemden tuttu, "Eti sizin kemiği benim" dedi.
■ Dansçılığı bıraktıktan sonra sette her gün ağlıyordum, beni kovarlar diye düşünüyordum. Öyle olunca da seti öğrenmek benim için çok zordu. Çok zorladılar beni. İyi de yapmışlar.
■ Tiyatro oyunum başlıyor Kasım'ın ortasına doğru. Bir Fransız oyunu, şaşkın aşıklar...
Güzel bir oyun oldu.
BATU AKDENİZ
'Avşar beni hep destekliyor'
■ 5 yaşından beri şarkı söylüyorum.
Bir çocuk korosunda başladım.
2006 senesi civarında gitarı elime aldım, bir daha da bırakamadım. Sonra bir rock grubu oluşturduk. Bir yıldır da kendi dilimde şarkılar yapıyorum.
■ Yeni albümde sekiz parça var, biri düet. Söz ve müzikleri bana ait hepsinin.
Rock'u, en çok beni yansıtan müzik olduğu için seviyorum.
■ Bir gün cover yapıp sosyal medyada paylaştım. Sonra telefonuma bir bildirim geldi 'Hülya Avşar hikayesinde senden bahsetti' diye. Sağ olsun hep destekliyor beni, sürekli konuşuyoruz. Gelecek hayalim İngilizce albüm yapıp kendimi kanıtladıktan sonra yurt dışında müzik yapmak.
SELEN SERVİ
'Şarkıların ve sofraların birleştiremeyeceği kimse yok'
■ Bu yola girdikten sonra hep şunu söyledim: "Şarkı söylemek istiyorsan sadece şarkı söyle. Bir ondan, bir ondan hayır." Bu işe odaklandıktan sonra karşılığını aldım.
■ Ben sahne şöhretiyim. Şarkıların ve sofraların birleştiremeyeceği kimse yok. Ben ikisini de seviyorum. Huysuz Virjin hayranı olarak büyüdüm ben. Ona yakışan şeyler ayrı tabii ama iletişimi canlı tutmayı seviyorum.
■ Çok doğru şarkı söylemek, güzel sesli olmak gibi şeylere takılmıyorum ben sahnede. Gerçek olmaya daha çok takılıyorum.
■ Hayalim sonuna kadar şarkı söylemek. Bir projem var. Kadın-erkek ilişkileri üzerinden şarkılarla duyguları anlatacağız.