'Arka Sokaklar', ekranın neredeyse tek polisiye dizisi olarak yıllara ve reyting canavarına meydan okuyor. Dizi, polisiye hikayeleri ekrana taşırken, güncel olaylara da kayıtsız kalmıyor. 'Arka Sokaklar', bu hafta herhangi bir polisiye dizi olmanın ötesine geçip 'posta güvercini' görevine soyunarak bize polislik mesleğinin giderek daha dramatik hale gelen iç evreninden haberler taşıdı.
Şiddet olaylarında onları 'sayı' olarak algılamaya öyle alıştık ki; şehit polislerin de bir dünyaları olduğunu, umutlar, endişeler barındırdıklarını unutur hale geldik.
Oysa onlar birer 'istatistik veri' değil. Al bayrağa sarıp toprağa verdiğimiz aslan yürekli gençlerimizin yarım bıraktıklarından pek azımız haberdar.
'Arka Sokaklar', işte ıskaladığımız bu gerçeği ekrana taşıdı. 15 gün sonra evlenmeye hazırlanan gencecik bir polis memurunun 10 Aralık'taki Vodafone Arena saldırısında ağır yaralanmasını öyle sade ama öyle sahici ve etkileyici bir tarzda anlattı ki; karşımıza bültenlerde 'sayı' olarak çıkan o kayıpların hikayelerinin orada bitmediğini, yakınları, sevdikleri için asıl o zaman başladığını hatırlattı.
Polislik, askerlik, itfaiyecilik, cankurtaranlık bana göre dünyanın en kutsal meslekleri. Zira hiç tanımadığınız insanların hayatını korumak için kendi hayatınızı ortaya koymanın 'maaş' olarak bir karşılığı yok.
Polislik ise askerlikle birlikte bu aralar en fazla fedakarlık gerektiren meslek. Aldıkları ücretler ise gösterdikleri fedakarlığın yanında devede kulak.
Hepsinin sorunlarla yüklü olduklarını yakinen biliyorum.
Özetle, 'sevmeden' yapılabilecek bir meslek değil.
(Dizinin reklam arasında haber kanalları İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne roketli saldırı haberini veriyordu) 'Arka Sokaklar', bugüne kadar polislik mesleğinin sorunlarına eli erdiğince, dili döndüğünce değinen bir dizi olarak fark yarattı. Ama bu kez hepimizi 'damardan' yakaladı. Bu bölüm, haftalardır süren 'Polisimizle elele' kampanyalarının tümüne bedeldi.
Teşekkürler Türker İnanoğlu.
Elleriniz dert görmesin 'Arka Sokaklar' ekibi. Gururumuz polislerimizi, arka sokakların karanlıklarına terk etmediğiniz, unutmadığınız için.