Antalya Altın Portakal Film Festivali eleştiriliyor.
"Renksiz" geçtiği için...
"Renk"ten kasıt ne, doğrusu çok merak ediyorum. Örneğin; en çok yazılıp, çizilen festival,
Metin Akpınar'ın otel balkonunda çıplak görüntülendiği yıldı. Bu yıl öyle pek
"sansasyon" olmadı. Aslında en
"babası" oldu da pek manşetlere çıkmadı. Bir
Kürt filminde adamın biri
"Ben vatanımı, Kürdistanımı arıyorum" deyince, fuayede kıyamet koptu. Halk galeyana geldi. Yönetmenin üzerine yürüyenler oldu.
"Kürdistanınızı aramaya devam edeceksiniz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde asla bir Kürdistan kurulamayacak" diyen bir kız, elindeki mikrofonu
"dan" diye yönetmenin masasına atıp, sohbet toplantısını terk etti. Herkes pancar gibi kızardı. E, bundan büyük
"renk" olur mu? Bir de festivale önemli bir sanatçı gelmediğinden dem vuruyorlar.
"Önemli"den ne kastettiklerini de anlamış değilim ya neyse...
Alain Delon geldiğinde ne oluyor peki? Sinemamıza ne katkı sağlıyor? Bu yıl yoktu ama
Antalyalılar yine galaları tıka basa doldurdu. Yıllar sonra ilk kez kortejde izdiham yaşandı. Ve yine bu yıl ilk kez
"Halkın Portakalı" diye bir yarışma yapıldı. Sade vatandaş
"kendi filmiyle" yarıştı. O akşam
Kültür Park'ta vatandaşın bir kaç filmini izledim. Hani ön jüride ben görev alsam, festivaldeki iki-üç yarışma filmi yerine vatandaşın ürettiklerinden alırdım. Bir de şöyle bir etrafıma bakındım,
"Halkın Portakalı" yarışmasını izleyen bir tek yönetmen göremedim. (Umarım ben görememişimdir) Oysa genç yönetmenlerin yerinde olsam, böyle bir laboratuvar çalışmasını asla ıskalamaz, herkesten önce gelir, en ön sıraya oturur, halkın nasıl bir sinema beklentisi içinde olduğunu bizzat yerinde tespit ederdim. Ederdim ki, yaptığım filmden sonra vatandaş birbirine bakıp,
"Eee, ne anlatmış ki bu adam şimdi?" diye sormasın!.. Bu arada festivalin bana göre en iyi oyuncusu
Nergis Öztürk'tü. Nitekim ödüller arasında
"en az tartışılanın" sahibi oldu.
"Kıskanmak" filmindeki enfes oyununu izleyince,
"İyi ki bu yıl festivale gelmişim" dedim.
Zeki Demirkubuz'un
"Kıskanmak"ı ve
Nergis'in oyunculuk resitali, izlediğim pek çok kötü filmin ve yetersiz oyunculuk performansının panzehiri oldu... Eminim,
Öztürk sahnedeyken pek çok kadın oyuncu, ruhunda yeni
"Kıskanmak" senaryoları yazıyordu.
Öner Erkan'ı en iyi erkek oyuncu ödülünü almak üzere sahnede görmek ise azıcık koltuklarımı kabarttı. Zira
"İki Aile" dizisindeki daha ilk gününde o müthiş performansını bu köşede keyifle anlatıp, adının yanına
"tik" atmak, bana nasip olmuştu..