Yazın gelmesini en çok ne için istiyorum, biliyor musunuz?
Tom ve Jerry için... Zira gündüz ekranı boşalınca, en reyting garantili yapım olan Tom ve Jerry'yi dayıyorlar gündüz ekranına...
Zamanında Kanal D'nin tüm gün reyting birinciliklerine epey bir katkısı olmuştu, bizim sevimli kahramanların.
Onca iddialı program içinde ilk 10'a filan giriyorlardı.
Bu yaz, Star ekranındalar.
Peki, sinema ve televizyon endüstrisi animasyonda, 3D teknolojisinde çağ atlarken, tüm hayaller bir bir gerçek olup ekran ve perdeye dökülürken; ben niye hâlâ 50 yıllık Tom ve Jerry'yi izliyorum?
Bir kere çok komik, aynı zamanda olağanüstü sevimliler. Yaratıcıları Hanna ve Barbara, çilekeş Tom ile muzip Jerry'yi öyle evrensel karakterlere oturtmuşlar ki; sanki ekranda değil, aramızda dolaşıyorlar. Her ikisi de birer akıl küpü.
Entrika ve tuzak kurma yetenekleri; bizim yerli dizi karakterlerden çok daha gelişkin, çok daha yaratıcı.
Ve hepsinden önemlisi; can düşmanı olsalar bile sonunda aynı evi paylaştıklarını hep hatırlıyorlar.
Ne kadar didişseler de, birbirleri olmadan yapamıyorlar.
İzlediğim son bölümde Tom, Jerry'nin uyurgezerken yaptıklarına dayanamayıp tası tarağı toplayarak evi terk etmeye kalkıyordu. Ardından Jerry de bavulunu toplayıp Tom'un peşine takılıyordu...
Aşık Veysel, "Koyun kurt ile gezerdi, fikir başka başka olmasa" diyor ama Tom ve Jerry'yi izleyince, dünya barışı adına insanın içine umut doluyor. Biliyorum, barış için iki hayal kahramanından medet ummak fazla fantastik gelebilir ama düşünüyorum da Tahrir'dekine de, Taksim'dekine de günde iki seans Tom ve Jerry izletsek, işler daha mı kolaylaşır acaba?