Habere Fox TV'de rastladım. Bir 'Nazlı Yerebasmaz' haberiydi. (Bu genç muhabiri birazdan anlatacağım) Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir bölüm varmış. İsmi, Klinik Araştırmalar Merkezi... Burada yeni bulunan ilaçlar piyasaya çıkmadan önce test ediliyormuş. Hayır, fareler üzerinde değil, insanlar üzerinde ve bu merkez, gönüllü insan/kobaylar arıyormuş. Sigortası varmış, ücret de dolgunmuş(!) Gönüllülere klinikte yatacakları her gün için 100 ile 300 Euro arası bir ücret ödenecekmiş. Yani bir gün için bin lira yevmiye...
Kliniğin başındaki doktor, gönüllülerden mesaj yağdığını söylerken elindeki kağıttan bir başvuru mesajını okudu. Moldovalı bir genç kadın yurt dışından kabul edilmek için adeta yalvarıyormuş.
Moldova'yı bilmem ama bizim ülkemizden de talep yağacaktır. Hatta yakında 13 yataklı kliniğin önüne yığılan binlerce gönüllü arasında sınav yapılırsa, hiç şaşırmam. Neden? Çünkü bizim ülkemizde sahibinin hiçbir önlem almadığı madene günde 30 lira yevmiye için güle oynaya giren insanlar var da onun için. Risk, aynı risk. Hatta klinikte uzman doktorların gözetiminde yapılan testler çok daha güvenli olabilir. Bu nedenle İsviçre'de olsa 'şaka' sanılabilecek bu klinik çağrısı, bizde son derece ciddi talep yaratacaktır, benden söylemesi. Ben muhabir olsam, bugünden tezi yok o kliniğin önünde yatarım. Talebi görmek, gönüllülerle konuşmak, memlekette insan hayatının kaça gittiğini yerinde tespit etmek için...
Hazır söz muhabirlikten açılmışken, son keşfimi de söyleyeyim. Malum, daha ilk haberinde keşfettiğim birçok haberci arkadaş, şu sıralar anchor koltuğunda oturuyor. Övünmek gibi olmasın, haberciler konusundaki öngörülerimde bugüne kadar pek yanıldığım olmadı. Şimdilerde mercek altına aldığım kişi, Fox TV'nin genç muhabiri Nazlı Yerebasmaz. En çetrefilli, en zor anlatılacak haberi bile öyle basit, öyle eğlenceli ve vurucu hale getiriyor ki, adeta 'hap' gibi yutuveriyorsunuz. Muhabirler arasında bir transfer piyasası var mı bilmem. Ama varsa, bonservis bedeli en yüksek olan kesin bizim Nazlı'dır...