Pazar sabahı içimize kor düşüren saldırı haberi ekranlara alt yazı olarak düştü.
Şemdinli'deki hain saldırıda altı asker şehit olmuştu, yedi de yaralı vardı. (Şehit ve yaralı sayısı ilerleyen dakikalarda arttı.) O sırada önümde Habertürk açıktı. Oylum Talu, konuklarıyla magazin sohbetleri yapıyordu.
Bekledim ki, Şemdinli'ye bağlanılsın, son gelişmeler aktarılsın.
Tam bir saat boyunca magazin sohbeti devam etti.
Üstelik o alt yazı orada öylece dönüp dururken...
CNN Türk'ü açtım. Şeffaf Oda'nın sunucusu Güneri Cıvaoğlu'nun şarkıcı konuğu, piyano başında 'Domates, biber, patlıcan'ı söylüyordu. Neler olup bittiğini NTV ve a Haber'e dönünce öğrenebildim...
İşte son durumumuz bu...
İşte bu kadar nasırlaştık. İşte habercilik refleksimiz bu denli gevşedi. Aklımız mı tutuldu, vicdanımız mı nasır bağladı, yoksa terör canımızı daha fazla acıtmasın diye deliye mi bağladık; orasını bilemiyorum.
Ama görüntü dehşet verici.
Altı vatan evladı şehit düşmüş, yedisi yaralanmış. Aslında sayı önemli değil. Önemli olan, onların 'sayı' olmadığını bilmek, görmek... O anda birçok annenin, babanın, eşin, sevgilinin yüreğine kor ateş düşmüş.
Onlar ve onlarca yakını ne olup bittiğini öğrenmek için çaresizce haber(!) kanallarına umut bağlamış. Sadece onlar mı; vatanını, milletini gönülden seven herkes burnunu ekrana dayamış. Ama o sırada CNN Türk'te 'Domates, biber, patlıcan', Habertürk'te Best Model of Turkey kulisleri var. Üstelik, olay yerinden en taze görüntüleri servis eden de DHA, yani Doğan Haber Ajansı.
Yani CNN Türk'ün bağlı olduğu yayın grubunun haber ajansı... (Saldırı 09.45'de gerçekleşti, CNN Türk, Şeffaf Oda'yı kesip haberi vermeyi ancak iki saat sonra, 11.44'de akıl edebildi.) Irak ve Suriye halkını mahveden de işte buydu. Terör ve onun aldığı canlar giderek istatistik, alışkanlık ve yadsıma haline geldikçe, üzerinde yaşadıkları topraklar 'vatan' olmaktan çıktı. 'Duyarsızlaştırma, nasırlaştırma', terörün kullandığı kalleş bir kalkandır.
Bu tuzağa düşmeyelim...