İhbar, perşembe günü öğle saatlerinde gizli bir numaradan gelmişti. Büyük kanallardan birinde çalıştığını söyleyen bir hanımefendi,
"Seda Sayan'ın programında insanları kandırıyorlar. Oradaki mağdurlar gerçek değil, hepsi oyuncu Yüksel Bey" dedi. Bu tür ihbarlar, mesaimizin vazgeçilmez parçalarıydı ve çoğu da asılsız çıkardı. Araştıracağımı söyledim.
Antalya'da bulunmam, ister istemez hızımı kesmişti. Ertesi gün gördüm ki
Takvim gazetesindeki arkadaşlar ellerini daha çabuk tutmuşlar ve bombayı patlatmışlar.
Takvim'deki habere göre; 13 Ekim tarihinde
Seda Sayan'ın sunduğu
"Yalnız Değilsiniz" programında, 8 yıldır hasret olduğu 28 yaşındaki oğlu
Recep'e kavuşan ve
Seda Sayan'la birlikte ekran karşısındakileri hüngür hüngür ağlatan
"Hafize Ana" aslında bir ajansın kadrolu oyuncularından
Sevil Karviş'ten başkası değildi. Profesyonel oyuncu,
"Hafize Ana"yı oynamıştı. Görüntüler ise
"gerçek gibi" izleyiciye sunulmuştu. Oysa
Sevil Karviş'in gerçek hayatta bir kızı ve 48 yaşında bir oğlu vardı. Bu satırlar cuma öğle saatlerinde kaleme alınıyor. Bu nedenle şimdilik olan biten her şeyi
"iddia" olarak tanımlamakta fayda var. Ama eğer reyting adına böyle bir skandala imza atılmışsa, bu, öncelikle
Seda Sayan'ın neredeyse her gün koltukları kabararak tekrarladığı
"Türkiye'nin en güvenilir insanı" unvanına büyük zarar getirecektir. Benim tanıdığım
Seda Sayan, böyle bir şeye tevessül etmez. Büyük ihtimalle, olan bitenden haberli değildir. Ama ismini ve unvanını koyduğu bir programa
"hakim olmak" Seda Sayan'ın en başta gelen ödevi olmalıydı. Ve keşke, ülkenin en güvenilir habercilerinden biri olan
Kadir Çelik ile yollarını ayırmakta bu kadar aceleci ve hevesli davranmasıydı... Ne yazık ki bizim sektörde pek çok şey,
"yaşanarak" öğreniliyor.