Levent Semerci, 'Nefes'e başlamadan önce yaşayacaklarını görseydi, herhalde yönetmenliğe hiç soyunmazdı. İyi ki, soyunmuş. Çünkü Türkiye çok büyük bir yetenek kazandı. Ancak Türkiye'de her alanda olduğu gibi sinemada da meyve veren ağaç taşlanıyor. Derdim Semerci'nin avukatlığına soyunmak değil, ama bazı gerçekleri bilin istiyorum. Semerci'ye birçok anchorman ve genel yayın yönetmeni röportaj teklifinde bulundu ama o bugüne kadar hiç konuşmadı. Keşke konuşsa! Konuşsa da herkes gerçekleri öğrense... Adamı asker kaçağı, Ergenekon'cu bile yaptılar daha ne olsun yahu! Semerci istese, bu işten çok büyük paralar kazanırdı ama her mükemmeliyetçi insan gibi iyi olanın peşine düştü. Hem de ticari anlamda intihar etmeyi göze alarak! Baksanıza 'Nefes'in ucuz taklidini yapıp, büyük paralar kazanan Osman Sınav'a bile ses çıkarmadı. Semerci'nin elinde filmden kalan altı bölümlük bir dizi var ama o, TRT'de yayınlanan 'Sakarya Fırat' dizisinde milliyetçi duyguların sömürülmesinden midesi bulandığı için bu işe de kalkışmadı. Daha da ileri gideyim... Türkiye'de en büyük demokratik açılımı 'Nefes' yaptı ama kimse bunun farkında değil! Filmi izlemeden Semerci'yi milliyetçi olmakla eleştirenler şimdi ne düşünüyor acaba? 'Nefes'in Türkiye'ye yaptığı en büyük kıyak nedir biliyor musunuz? Filmin sloganından ve reklamlarından gaza gelip salonlara koşan milliyetçi gençliğe, Güneydoğu gerçeğini göstermesidir. O kitleye yıllardır Güneydoğu gerçeği anlatılıyordu ama onların fikrini değiştiren 'Nefes' oldu. Final sahnesini düşünün. Daha ne olsun!