Dizi çekmek zor iş... Hele ki her hafta 80-90 dakika dizi çekmek, çok daha zor bir iş... Bu sütunlarda dizileri eleştirirken bu güçlükleri gözardı etmeden,
"emeğe saygı göstererek" ve ölçüyü kaçırmadan
"usulünce" yazmaya özen gösteriyorum. Ama hataların altını çizmenin, sektöre fayda sağlayacağını da bir an olsun aklımdan çıkarmıyorum. Bu hafta yine
"dizi dizi hatalar" birbirini izledi. Kimine ben rastgeldim, kimini seyircilerimizin
"ihbarıyla" kayıtlardan izledim. İşte haftanın
"arıza" raporu:
BECERİKSİZLER VADİSİ
"Kurtlar Vadisi: Pusu"nun kahramanlarının
"beceriksizlikleri" bu sütunlarda çokça konu edilmiştir. Bu sezon
Polat Alemdar ve ekibi yetenek konusunda yine sınıfta kaldılar.
Polat,
İskender Büyük'ü,
Cumhurbaşkanı'nın önünde öldürmeye kalktı, başaramadı.
Başbakan'ın vurulmasını önleyemedi.
Müsteşar Albay'ın kurban edilmesinin önüne geçemedi.
Muro'yu da,
Çeto'yu da, füze planlarına sahip profesörü de koruyamadı. Hele
Polat'ın kayınpederinin, adalete teslim edilmek istenirken, bizim ekip tarafından öldürülmesi, affedilir gibi değildi. Yani insan bu ekibe bırakın canını, iki kilo patlıcanını emanet etmek için bile düşünmeli! Haftanın tuhaflığına gelince: Kibritçi Cevat, Memati tarafından ateşe verilmişti. Hastanede
Cevat'ın her yerini bandajlı gördük. Belli ki ileri derecede yanık tedavisi uygulanmaktaydı. Ama ne gariptir ki, bandajın arasından görünen kirpikleri ve kaşları zerre yanmamıştı!..
ANKARA'DA "KORSAN" TAKSİ!
FOX'taki
"Deniz Yıldızı"nda adam, intihara kalkışan kızını kurtarmak için kapıyı omuz darbesi ile kırıyor. Ama gelin görün ki, kapı içeriye değil, dışarıya doğru açılmakta. Haydi, maharet gösterip, kırdı diyelim. Ama odadan çıkarken görüyoruz ki, kapı yine dışa doğru açık!..
"Aşk-ı Memnu"da
Beşir,
Bihter'le
Behlül'ün ihanetini
Adnan Bey'e anlatmak için sözlerini kamerayla kaydetmek istiyor. Kayıt tuşuna basıyor ve 5 saniyelik bir aradan sonra konuşmaya başlıyor. Ancak o sırada kameraya döndüğünde
Beşir'in tam 1 dakika 43 saniye kayıtta olduğunu görüyoruz!.. Aynı dizide
Nihat ve ablasının iş için gittikleri
Ankara'da bindikleri taksinin plakası
06 TMM 09... Ama
Ankara'daki taksi plakaları yalnızca bir tek
"T" harfi taşıyabiliyorlar!.. Örneğin
06 T 1234 gibi...
"Unutulmaz" dizisinde
Eda ile
Tolga'nın büyük bir maddi sıkıntı içinde olduklarını biliyoruz. Ama çift,
Ağva'dan
İstanbul'a taksi ile dönüyorlar!..
GEL DE BOŞAN BAKALIM!
"Benim Annem Bir Melek" te
Neriman Turuncu ve ailesi kahvaltı yaparken diğer bir karede kapıcılar babasının yeni evinde
"Artık her akşam buradayız" diyorlar. Bir sonraki kare ise
Metin ve
Çetin'in işe gitme sahnesi... Belli ki dizinin içinde akşam ile sabah birbirine karışmış...
"Bir Bulut Olsam"da
Narin'in babasının öldürülmesi ile ilgili davada, davacı ve davalı, hakimin yanlış taraflarında bulunuyor. Hakimin sağında davacının, solunda davalının durması gerekirken, tam tersi bir durum sözkornusu. Ayrıca
Mustafa'nın eşinden onun haberi bile olmadan boşanmaya kalkması ve avukatın bunu halledebileceğini söylemesi, bunu da eşinden aldığı nüfus cüzdanı ve dört fotoğraf ile halledeceğini söylemesi de saçma. Dava için vekalet verirken, vekalet veren kişinin şahsen orada bulunması gerekir, ayrıca boşanma davası anlaşmalı dahi olsa ilk celsede her iki taraf da hazır olmadan karar verilmez. (Bunları bilmek için köşemize ihbarda bulunan Avukat Ayşenur Baytaroğlu gibi hukukçu olmaya gerek var mı?) Aynı dizideki bir başka
"dalgınlığa" gelince:
Narin'i almaya gelen kocası
Harun, 35 plakalı arabayla geliyor ve
Söke'den geldiğini söylüyor. Giderken 47 plakalı araçla dönüyor. Araç aynı ama nasıl olmuşsa plakası farklı...