Tiyatro kökenli oyuncularımızdan olan Irmak Aydın, Cevriye karakteriyle, ATV'nin sevilen dizisi Bir Zamanlar Çukurova'nın yeni sezonunda ekibe dahil oldu. Dizide canlandırdığı karakterin yanı sıra işine olan aşkını anlatan Aydın, oyunculuk serüvenini kendine has tarzıyla samimiyetiyle anlattı. Irmak Aydın 'Ben işimi tiyatro, dizi veya sinema olarak ayırmayı sevmiyorum. Ben tamamen mesleğime aşık biriyim. İşime büyük bir tutkuyla bağlıyım' diyor. Bir Zamanlar Çukurova'nın Cevriye'si Irmak Aydın'la hayat hikâyesini ve hayallerini konuştuk.
Bir Zamanlar Çukurova dört sezondur zirvede yer alıyor. Projeye nasıl dahil oldunuz, anlatır mısınız?
Beni çok destekleyen, benim için çok koşturan bir menajerim var. Benden bir audition istendi. Cevriye karakteri için. İyi bir audition vermek istedim karakteri de çok sevdim çünkü. Karaktere dair elimde olan bütün donelerle hazırlandım. Üstüne katmaya çalıştım. Sonuç tatlı oldu.
Diziye başlamadan önce neler yapıyordunuz?
Ben oyunculuk mezunuyum evet ama aynı zamanda drama öğretmeniyim. Özel bir kurumda ve kıymetli insanlarla çalışıyordum. 3-5 yaşlarında ve aynı zamanda ebeveynleriyle gelen mini minnacık, bir o kadar da tatlı çocuklarım vardı.
Canlandırdığınız Cevriye kimdir?
Cevriye, Raşit'in halasının kızı. Aynı zamanda tapu ortağı 😊 Raşit'i ziyarete diye gelip konağa çalışan olarak yerleşti. Biraz bilmiş, meraklı bir kadın. Dolayısıyla her şeye burnunu sokan biri. Fadik'e biraz görümcelik de yapıyor. Bütün bunlar Cevriye'yi itici gibi gösteriyor ki haklı olabilir insanlar bu konuda ama Cevriye tatlı ve eğlenceli bir karakter. En azından oynamak baya eğlenceli.😊
Cevriye'nin etkileyici yönü nedir sizce? İzleyenler Cevriye'yi gördüklerinde ne hissedecek?
Cevriye akıllı biri ve aklını kullanmasını bilen biri. En etkileyici yanı bu bence. İzleyici ilk aşamada biraz itici bulacak Cevriye'yi. Ancak zaman içinde sevecekler. Çünkü, bence Cevriye'nin kendi içinde bir derinliği var henüz kimsenin bilmediği. Ben Cevriye'yi itici yapan şeylerin kendini koruma yöntemi olduğunu düşünüyorum, öyle bir his yaratıyor bende başından beri. İzleyici Cevriye'yi tanıdıkça sevecekler. Bazı insanları zamanla seversiniz ya Cevriye de onlardan biri.
Dizi için yeni bir imaj çalışması yaptınız mı?
Hayır, çok köklü değişiklikler yapmadım. Biraz kilo aldım sadece. Ben zaten zayıf bir kadın değildim. O yüzden çok kilo almama gerek yoktu. Bunu kendi arzumla tamamen gözümde canlanan Cevriye için yaptım.
Bu projenin içinde olmayı hayal etmiş miydiniz?
4 sezondur ekranda olan ve her sezon her anlamda başarısı defalarca kanıtlamış bir projeden bahsediyoruz. Elbette birçok oyuncu gibi ben de çok istedim. Hayal etmekten çok, istedim aslında.
Dönem dizisiyle ekranda olmak nasıl bir duygu. Bir oyuncu olarak avantajlı yönleri nelerdir?
Bir dönem dizisinde olmak müthiş bir duygu. Zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissediyorum aslında. Mesele empati kurabilmek. Oyuncu olarak bir karakter yaratmanız ve her seferinde üstüne koya koya o karakteri inşaa etmeniz gerekiyor. Bu noktada empatinin önemi daha da artıyor. O dönemle empati kurabildiğiniz zaman çok güzel şeyler ortaya çıkmaya başlıyor. Çok fazla şey öğreniyorum en başta. Bu müthiş bir his.
1970'lerin sonunda geçen bir hikâye. Irmak Hanım, siz kendinizi o döneme ait hissediyor musunuz? O zamanda yaşamak ister miydiniz?
Teknoloji çağında yaşayan bir insanım. Aitlik meselesi değil ama o dönemler daha zor olmasına rağmen daha huzurlu gibi hissettiriyor bana. O yüzden ben eski dönemlerde yaşamayı isterdim.
Sizce o dönemin giyim tarzı ve kostümleri nasıl?
Ben bu konuda rahatıma çok düşkünüm. Bir taytla ömrümü geçirebilirim. Cevriye'nin kostümleri çok tatlı mesela ama hiç alışkın olmadığım için ilk günler zorlandım yalan yok. Şimdi alıştım tabii, çok keyifli. Aslında ben genel olarak o dönemin tarzının şimdiki dönemden çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. O dönemin çok daha şık olduğu aşikar.
Adana'da yapılıyor çekimler, nasıl karşıladı ekip sizi? Ekibe adapte olmakta güçlük çektiniz mi?
Şu an bu projenin içinde olduğum için söylemiyorum, cidden en başından beri beni hiç yalnız bırakmayan, sürekli gülümseyen ve her konuda yardımcı olan kocaman bir ekip var hem arkamda duran hem yanımda olan. Adapte olmak hiç zor olmadı. Bu müthiş bir his. İlk geldiğim gün, Polen'in (Fadik) bana kocaman gülümsemeyle sarılmasını asla unutmam mesela. Şahin (Raşit) tüm samimiyetiyle geldi hoş geldin demeye. Yönetmenlerim inanılmaz insanlar. Murat hocayla da Evren hocayla da çalışmak muhteşem. Bana çok şey katıyorlar. Rejiden tutun da saç makyaj kostüm vs tek tek şu an sayamasam da o sette olan herkes bütün ekip şahane. Serpil Tamur çok büyür bir değer ve böyle bir değerin bana müthiş bir enerjiyle bakmasını nasıl açıklayabilirim inanın bilmiyorum. Ancak, bir isim var ki onu çok ayrı bir yerde tutuyorum. Bülent Polat, benim burada hem ağabeyim hem hocam oldu. Muhteşem bir enerjiye sahip. Hayatımda işine bu kadar tutkuyla bağlı bir insan daha görmedim ben. Çok bilgili ve kültürlü bir insan aynı zamanda. Her söylediği şey çok kıymetli. Her gün bir şeyler öğreniyorum Bülent abiden. Enerjimizin tutmasına inanılmaz seviniyorum. Çok minnettarım ona. Bütün ekip için söyleyebileceğim tek şey; iyi ki…
Biraz sizin hikayenize dönsek… Nerde başlıyor?
Ben kendimi bildim bileli oyuncu olmak istedim. Annem ilk zamanlar hiç istemedi. Çok da inatçı bir kadındır. Benim önümde bir hedef bırakmadın ben okulu bırakacağım okumayacağım dedim ama izin vermedi. Ben de bilerek lisede 2 sene üst üste kaldım ve atıldım. Zaman geçmeden açık liseye yazdırıldım ve müşteri olarak gittiğim kuaföre çırak olarak verildim. Ama o zaman 16 yaşındayım ve mutsuzluğumu size anlatamam. Halam beni oradan aldı, tiyatroya verdi. Aytekin Özen'le çalışmaya başladım. Sahnede elimi kolumu nereye koyacağımı bilmeyen biri olarak gittim ve Aytekin hoca beni çok güzel eğitti. 30 yaşına geldim söylediği her şeyi hatırlarım. Bana mesleğimi o öğretti. Annem benimle bir süre konuşmadı. Ta ki beni sahnede görene kadar. Şimdi en büyük destekçim annem. 😊 Sonra yetenek sınavlarına girdim kazandım. İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Drama ve Oyunculuk mezunuyum. Okulda çok kıymetli hocalardan ders aldım. Mezun olduktan 4 ay sonra 'Hababam Sınıfı Yeniden' sinema filminin ana castında Ayça karakterine can verdim. Pandemiyle birlikte evde olduğumuz süre içerisinde sürekli ürettim. Arkadaşlarımla birlikte projeler inşaa ettik. Zamanı geldiğinde izleyiciyle buluşturacağız. Aynı zamanda Devlet Tiyatrosu oyuncusuyum.
Çok küçük yaşta tiyatro eğitimi almışsınız ve tiyatro sahnesine çıkmışsınız. Hayattaki en büyük tutkunuz tiyatro mu?
Ben işimi tiyatro, dizi veya sinema olarak ayırmayı sevmiyorum. Ben tamamen mesleğime aşık biriyim. İşime büyük bir tutkuyla bağlıyım. Düşünün ki; mesleğimle arama annemi bile sokmadım zamanında. Bundan sonra da aynı aşkla ve tutkuyla işimi yapmaya devam edeceğim.
Özel hayatınız nasıl gidiyor?
Benim bir özel hayatım yok. Benim buna ayıracak bir vaktim yok. Aşk dediğimiz çok kıymetli bir şey. Eğer ben karşımdaki insana hak ettiği ilgiyi gösteremiyorsam bu çok büyük haksızlık demektir. O yüzden önce kariyerimde istediğim noktaya gelmeliyim. Aşkın beni bulacağı varsa bir yerlerde bulur elbet.
Nasıl karakterde birine aşık olursunuz?
Kıskanç olmamalı bir kere. Okumuş, kültürlü, zeki, ne istediğini bilen, arkamda ve yanımda her ne olursa olsun sapa sağlam duran, saygılı, sevgisini göstermekten çekinmeyen biri olmalı.
Hayata pozitif mi bakarsınız yoksa karamsar mısınız?
Beni karamsar görmeniz çok zordur. Çok nadir olur bu bana. Ben hep pozitif bir insan oldum ve öyle olmaya da devam edeceğim. Olumsuzluk, kötü duygular nedir bilmem. Bu tarz şeyler bana yüklenmemiş.
Sizi bu hayatta neler hüzünlendirir?
Ben bu hayatta her şeyin bir çözümü olduğuna inanıyorum. Ölüm dışında her şeyin çözümü var. O yüzden beni bir tek ölümler hüzünlendiriyor. Gidenler her daim gülümseyerek hatırladıklarımız oluyor. Bir tek bu durumun bir çözümü yok maalesef ki.
En büyük hayaliniz ne?
Ben küçüklüğümden itibaren bir kişiye benzetildim. Boyumdan posumdan, yüz hatlarımdan, gülüşümden bakışımdan ses tonuma kadar bir kişiye benzetildim. Çok büyük bir gururla söylüyorum; Meral Okay. Ben de farkındayım bu benzerliğin. Çok kıymetli bir isim. Keşke tanışabilseydim. En büyük hayalim; Meral Okay'ın hayatını oynamak.