Hayatımda izlediğim en kötü televizyon yarışmasıydı... Show TV'de cumartesi gecesi gala yapan Ben Burdan Atlarım adlı yarışma, tekniğinden içeriğine kadar tek kelime ile 'skandal'dı.
Belli ki hiçbir ön hazırlık yapmadan 'Kervan yolda düzülür' mantığıyla kendilerini ekranın önüne atmışlar.
Jüride iki uzman, iki de bu sporla hiç alakası olmayan, 'tatlandırıcı' vardı.
Ben en çok sevgili Rahşan Gülşan ile Armağan Çağlayan'a üzüldüm.
Bu yarışmaya fazlaydılar.
Tamam, olimpik bir yarışma yapılmıyor.
Her şey 'şov' için. Ama bu kadarı da olmaz ki! Ekranda yarışmacının 'parende' atacağı yazıyor, bir bakıyorsunuz rahmetli İnönü çivilemesi...
Derken ışıklar kararıveriyor. Belli ki elektrik tesisatının bile gönlü bu yarışmayı göstermekten yana değil... Karanlıklar içinde kalan sunucu Gamze Özçelik şaşkın. Devam mı etsin, reklama mı pas atsın bilemiyor.
Armağan dayanamayıp "Ne oluyor yahu?" diye isyan ediyor.
ANKARA'NIN YOLLARI
Semiha Yankı, Ankara havası ile oynaya zıplaya kuleye tırmanırken, birden gözyaşlarına boğuluyor. Kaybettiği ağabeyinin fotoğrafını görmüş. Olabilir, anlayışla karşılıyoruz. Ama iki dakika sonra yine Ankara havası ve tekrar eller havaya: "Angara'nın bağları da büglüm büglüm yolları..."
Eğer atlama sporu olimpiyatlardan çıkarılırsa, bilin ki sebebi Semiha Yankı'dır!
Bu gel-gitler jüriyi de etkiliyor haliyle. Bir önceki genç yarışmacıya "Ne var ağlayacak? Yakıştı mı şimdi bu görüntüler sana?" diye çemkiren Rahşan; Semiha Yankı ağlayınca, "Hayat bu... Türküz sonuçta. Bir ağlarız, bir güleriz" diyor.
Yarışmanın erkek sunucusunun adı Mesut Bahtiyar...
Nasıl mesut, bahtiyar olmasın ki? Manken kızları yanına alınca hooop, eller bellerine, ahtapot durumu... Nedense(!) aynı samimiyeti Bayhan ya da Üşümezsoy Hoca göremiyor!
Bir de 'R'leri her söyleyemeyen iyi sunucu olacak diye bir kural yok. Benden hatırlatması...
Bu arada yarışma, mayo defilelerini gölgede bırakacak bir iddia da taşıyor. Belli ki yarışmacı mankenlerin giydiği seksi bikinilerden ya da uğrayacakları 'frikik kazalarından' reyting bekleniyor. Yoksa sportif bir yarışmada niye yüzücü mayosu, yerine straplez bikini giyilsin ki?
DAHA CESURU VAR MI?
Tolga Karel'in eşi Günay Musayeva yüzme bilmediği halde yarışmaya katılmış. Bir haftada yüzme öğrenmiş.
Kuleden atlarken de can simidini fırlatıp atmasın mı?
Peki sonuç?
İlk gecenin eleneni Günay... Peki o zaman niye 'cesaret' puanı veriliyor ki? Bundan daha cesur davranış olabilir mi?
Final ise tam bir fiyasko... Önce son iki yarışmacının jüri puanlaması 2-2 eşit çıkıyor. Ardından seyirci oylamasına geçiliyor.
Nur Gümüşdoğrayan'ın kaybettiği açıklanıyor. Nur gözyaşına boğuluyor. Sonra deniliyor ki, "Pardon, yanlış puanlamışız. Sen kaldın Nur'cum, Günay elendi!.."
Bu arada, Günay'ın performansının ardından jüri üyesi Yasemin, önce dört verip daha sonra puanını beşe çıkarmıştı. Ama tabloda puan dört olarak kaldı. Yani bunca skandala bir de 'kural hatası' eklendi.
Ben Burdan Atlarım yarışmasını iki hafta daha izlersem, gidip Boğaz Köprüsü'nden atlarım diye korkuyorum!