Michael Douglas, Robert De Niro, Morgan Freeman ve Kevin Kline... Dördü de yaşayan efsane; toplamda altı Oscar ödülü, dokuz Oscar adaylıkları var.
Bu dört efsane; bugün vizyona giren 'Last Vegas' filminde buluştu. Bu dört ustayı bir araya getirdiğinizde, gişeyi de garantiliyorsunuz zaten.
Peki ya senaryo ve yönetmenlik?
LAS VEGAS YOLCULARI
'Last Vegas'; dört ihtiyar delikanlının, içlerinden birinin bekarlığa veda partisi için Las Vegas'a gitmesini konu alıyor.
İçlerinden biri bu geziye zoraki katılıyor çünkü partiyi düzenleyen arkadaşına kırgın ve onunla eskiden kalma bir hesabı var.
Diğer üç ihtiyar ise filmin başlarında 'azgın teke' modunda.
Hatta birinin eşi, ona zarfın içinde Viagra ve prezervatif veriyor.
Fakat film daha sonra azgın teke sendromunun panzehirine dönüşüyor! İhtiyar bir adam, kendisinin yarı yaşında bir kadınla evlenir mi? Anlık bir mutluluk için eş aldatılır mı?.. Ölen bir eşin ardından hayata küsmeli mi?
Filmde, bunun gibi sorulara yanıt aranıyor.
İçinde dostluğa dair güzel mesajlar da var ama ihtiyar delikanlıların geçmiş maceraları çok kısa tutulduğu için, filmin vermek istediği duyguda bir kopukluk oluşuyor.
Filmin tamamını bir yaşlılar partisi olarak kabul edebiliriz.
Peki bu parti güldürüyor mu, duygulandırıyor mu?
Zaman zaman evet ama film genelinde, bu dört efsane için zayıf bir senaryoya sahip. Sanki yönetmen Jon Turteltaub; Douglas, De Niro, Freeman ve Kline'a 'Abilerim, Las Vegas'ta iki hafta tatil yapacağız, arada da film çekeceğiz' der gibi çekmiş filmini.
Robert De Niro'nun, uzunca bir süredir içeriği zayıf filmlerde oynayarak büyük bir hayalkırıklığı yarattığı malum.
Diğerleri için de, De Niro kadar olmasa da aynı yargıda bulunabiliriz.
Mesela Al Pacino, bu filmde oynamazdı!
Hollywood'un klasik 'zayıf senaryoya güçlü oyuncu kadrosu' taktiğiyle çektiği bir film 'Last Vegas'.
Tabii büyük beklentiler içine girmeden, kafa boşaltmak için izleyebilirsiniz...