Son yıllarda izlediğim en keyifli televizyon sohbetiydi.
Star'da sohbet programına başlayan Hülya Avşar, bu hafta 'kankası' Acun Ilıcalı'yı karşısına oturtunca, ortaya tadına doyulmaz bir muhabbet çıktı. Ama ne yalan söyleyeyim, bunda Hülya Avşar'ın pek bir dahli yoktu. Çünkü Acun, kadim dostunun programını yukarıya çekmek için 'hediyeleriyle' gelmişti.
Bir sohbet programcısı için en güzel hediye nedir?
Konuğunun o programda 'ilk kez' anlatacağı hikayeler, önümüze sereceği 'sıfır kilometre' itiraflar...
Acun da öyle yaptı. Nazikçe programın dümenini Hülya'nın elinden aldı. Öyle bombalar patlattı ki, Hülya'ya iş bırakmadı.
Bana göre Acun'un en ilginç sözleri, bir lise anısını paylaştığı sırada ortaya çıktı. Acun'un hayatında 'oyunun' çok önemli olduğunu biliyordum. Ama bunu 'yaşam felsefesi' haline getirdiğinden haberim yoktu, bu program sayesinde öğrendim. Acun, coğrafya dersinden nefret edermiş.
Öğretmeni ise neredeyse iki cümlede bir 'ifade ediyorum' dermiş. Bir gün Acun'un beyninde dersi, oyuna dönüştürmek için bir ampul yanmış. Arkadaşlarına dersten önce 'Hoca kaç defa 'İfade ediyorum' diyecek?' şeklinde loto oynatmış.
Kendi dahil, tüm sınıf o gün dersi hocanın 'ağzının içine bakarak' dinlemiş. İşte muhabirlikten medya patronluğuna uzanan yolun gizli formülü burada yatıyor.
Acun adeta oyun oynamak, oynatmak, eğlenmek ve eğlendirmek için yaratılmış. Acun'un başarı hikayesinin gizemi üzerine tonla yazı yazmaya artık hiç gerek kalmadı.
SULTAN'A YAPILIR MI?
Programda benim de kulağımı çınlattılar. Acun ile Hülya nikah şahitlerimdi. O gece Kahramanmaraş'tan, Acun'un özel uçağıyla son dakikada törene yetişebildiler. Acun'un sakat bacağı sargılar içindeydi. Sağ olsun, o haliyle beni kırmayıp gelmişti.
Ancak o gece benim bile haberdar olmadığım hikayeyi Hülya anlattı. Acun'u sevgili Türkan Şoray ile aynı masaya oturtmuşlar.
'Bakar kör' olduğunu her fırsatta dile getiren Acun, o telaşla Sultan'ı görmeden ve selamlaşmadan masaya oturmuş.
Neden sonra ayılıp Türkan Hanım'a "Kusura bakmayın, fark etmedim" demiş.
Sultan, o şahane gözlerini kocaman kocaman açıp yüklenmiş:
"Ne? Fark etmediniz mi?" Acun durumu toparlamak isterken daha da batmış:
"Yani baktım ama görmedim!.." Sultan, isyan bayrağını iyice açmış: "Bir de baktığınız halde görmediniz öyle mi!" Dedim ya, Acun stüdyoya 'hediyeleriyle' gelmişti. Hülya, tüm cesaretini toplayıp Acun'un çocuk sahibi olduğu hayat arkadaşı Şeyma Subaşı'yı sordu.
Acun belki de ilk ve son kez kameralar önünde bu konudan söz etti. "Yanlış bilinen bir gerçeği burada açıklamak istiyorum. Şeyma Hanım'ı görüp, tanıyıp ilişki yaşamak isteyen benim. Bu konuda onu ben ikna ettim, hatta ısrar ettim" dedi. Yani bir anlamda Şeyma Subaşı'nın 'yuva yıkan kadın' olmadığını 'ilk ağızdan' açıklayarak aşkına sahip çıktı.
Program bitti, bana da 'Ne Demiş?' ve 'Gaf Kürsüsü' kutuları da dahil, köşenin her yerini tıka basa dolduracak malzeme çıktı. Sohbet dediğin işte böyle olmalı...
Ayrıca... Acun, Hülya Avşar'ın sohbet programını seneye kendi ekranına taşırsa, en az şaşıran ben olacağım!