Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde düzenlenen 5. Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi sona erdi. Üç gün boyunca süren ve oturumları çevrim içi olarak yapılan kongre boyunca genel biyoloji, botanik, zooloji, mikrobiyoloji, moleküler biyoloji ve genetik, hidrobiyoloji, biyokimya, matematik, fizik, astrofizik, tıp, eczacılık, veterinerlik, ziraat, mühendislik bilimleri, coğrafya, jeoloji, paleontoloji, sosyoloji, psikoloji, dinler tarihi, güzel sanatlar, sanat tarihi, sinema, iktisat, uluslararası ticaret, temel İslam bilimleri, felsefe, edebiyat ve eğitim bilimleri alanından 46 farklı üniversiteden bilim insanları, 94 bildiri sundu. Kapanış oturumunda Kongre Düzenleme Kurulu adına söz alan Kongre Onursal Başkanı ve DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kâzım Uysal, kongrenin bildirisini şu ifadelerle kamuoyuna açıkladı:
İSLAM DİNİ BİLİMLE ÇATIŞMAZ
1.İslâm dini bilimle çatışmaz. "Din ayrı, bilim ayrıdır." düşüncesi materyalist felsefenin ürünüdür. Bilimle din, akılla vahiy arasındaki çatışma, İslâm medeniyetine ait değildir. Çünkü bilimlerin konusu, Allah'ın kudret sıfatının eseri olan kâinat kitabıdır. Kur'an-ı Kerim ise Allah'ın kelâmıdır ve kâinat kitabının tefsiridir. Bunlar arasında çelişki ve çatışma olamaz. Çünkü her iki kitap da Allah'ın kitabıdır. Çok sayıda ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere, İslâm dini; ilme ve bilim insanına büyük önem vermektedir.
2. Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altındadır. Materyalist felsefe; kâinattaki bütün varlıkları tesadüf, sebepler ve tabiatın eseri olarak görmekte ve sadece laboratuvara giren maddeleri bilimsel veri olarak kabul etmektedir. Bu felsefî görüşte; insanın ruhu, duygu ve düşünceleri dikkate alınmamaktadır. Hâlbuki kâinatın ve insanın yaratılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değildir. Bunun için bütüncül düşünceye ihtiyaç vardır. Yani maddenin yanında mananın da dikkate alınarak bilimin metotları çerçevesinde yaratılış hakikatinin değerlendirilmesi gerekir.
BİLİM ALLAH'IN KAİNATTAKİ SANAT ESERLERİNİ İNCELER
3. Bilim, Allah'ın kâinattaki sanat eserlerini inceler. Nobel ödülü alan Pakistanlı fizikçi Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam; ilimleri; "Allah'ın kâinattaki eserlerini inceleme sanatı" olarak tarif eder. Bilimler, kendi dilleriyle yaratıcının varlığını ve birliğini gösterir. Günümüz bilim camiasında genellikle kâinattan elde edilen bilgilerin takdiminde yaratıcı gizlenmekte; sebepler, doğrudan işi yapan fâil olarak sunulmaktadır. Yaratılış kongrelerinde fiilde fâilin, sanatta sanatkârın, eserde ustanın nazara verilmesinin zarureti dile getirilmiştir. Bir başka ifade ile ilmî metotlarla elde edilen bilgiler; tesadüf ve sebeplerle değil, yaratılış bakış açısı ile verilmelidir. Bilim dili olarak kültür değerlerimizle uyumlu bir dil kullanılmalıdır.
4. Yaratılış külli ve umumidir. Yaratıcı; bir varlığı belli süreçler içinde yarattığı gibi, bir anda sebepsiz olarak da yaratabilir. Sebepler çerçevesinde yaratılış; Allah'ın isimlerinin tecellisi, hikmetinin gereği ve imtihanın muktezasıdır.
5. Evrim ve yaratılış konusunda bir kavram kargaşası ve bilgi kirliliği vardır. Herkesin evrimden anladığı ve kastettiği farklıdır. Evrim; farklı anlama gelen otuza yakın tabir ve terimle ortaya konulan bir kavramdır. Bunlardan bir kısmı değişimi, başkalaşmayı ve farklılaşmayı ifade etmektedir. Bunlar teori değil, birer kanundur. Bir türden başka bir türün tesadüfen veya kendiliğinden meydana geldiğini ifade eden evolüsyon ise herhangi bir delile dayanmayan felsefî bir görüştür. Bu bakımdan evrim ile ilgili terminolojinin doğru anlaşılması gerekir.
YARATILIŞ BAKIŞ AÇISI İLE ELE ALINMALI
6. Eğitimin bütün safhalarında eğitim materyalleri ve kitaplar; yaratılış bakış açısı, dil ve üslubuyla ele alınmalıdır. Ders kitaplarında hâlâ Antik Yunan'da olduğu gibi, atom ve molekülleri ilâh seviyesine çıkaran materyalist bir eğitim sistemi hâkimdir. Her bir atoma bir ilâh gibi görev yükleyip akıl ve mantığın sınırlarını zorlayan bir eğitim modeli pedagojik formasyona da uygun değildir.
Eğitim materyalleri ve ders kitaplarında kâinattaki bütün varlıkların; sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir Yaratıcı'nın eseri olduğu vurgulandığında atomdan galaksilere kadar hiçbir şeyde karışıklık ve düzensizliğin olmadığı anlaşılacaktır. Bu durum da akılların aydınlatılmasına, vicdanların tatmin edilmesine ve kalplerin de nurlandırılmasına vesile olacaktır. Bu tür eğitim alan bir genç; bütün varlıklar gibi kendisinin de başıboş olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu bilecek; bütün nimetleri O'nun gönderdiğini anlayacak, kendisinin sahipsiz olmadığının bilincine vararak her türlü sıkıntı ve üzüntüsünde yanında olan ve her şeye sözü geçen bir İlâh'a sığınmanın mutluluğunu yaşayacaktır.
KONGRENİN HER YIL YAPILMASI ÖNERİLDİ
Gençlerimizi taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu, yaratılış bakış açısıyla yapılan bir eğitime bağlıdır. Kâinattaki varlıkların yapılarını ve mükemmelliklerini ortaya koyan kitap, makale ve belgesellerde evrimci bakış açısı yerine, kadim medeniyetimize uygun mânâ ve dilin kullanılması gerekmektedir.
7. Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerindeki bildirilerden teşkil edilen kitaplar, gençlerin eğitiminde hayati bir öneme sahiptir. Günümüzde gittikçe artan Darwinizm, sekülerizm ve deizm gibi düşüncelerin genç kuşaklarda sebep olduğu şüphelerin giderilmesinde bu kongrelerde sunulan bildirilerin önemli tesiri görülmüştür. Önceki kongrelerdeki bildirilerden bazıları, ortaöğretim seviyesinde hazırlanarak "Bilimlerin Dilinden" ve "Popüler Bilim Serisi" kitapları şeklinde öğrencilerin istifadesine sunulmuştur. Bu tür çalışmaların devam ettirilmesine karar verilmiştir.
Bildiride ayrıca Kongre sonrasında yaratılışla alâkalı panel ve konferansların devam ettirilmesi ve daha önceki kongrelerde alınan kararlar doğrultusunda Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerinin her yıl yapılması önerisinde de bulunuldu.