Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün Anma Etkinlikleri kapsamında moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Kazım Uysal’ın üstlendiği 15 Temmuz Paneli düzenledi.
Panelin açılışında konuşan Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, “15 Temmuz’u unutmayacak ve unutturmayacağız. Ülkemize büyük zararlar veren bu girişimi unutturmamak için Üniversitemiz çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bunlardan biri de 15 Temmuz Paneli. Faydalı bir panel olmasını diliyorum” dedi.
“Demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesilmiştir”
Daha sonra söz alan Doç. Dr. Arif Kolay konuşmasında şu ifadelere yer verdi,” Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesilmiştir. Aslında bu bizim tarihimizde eskiden beri devam edegelen kötü bir gelenektir. Dolayısıyla Osmanlı döneminde de asker birçok defa isyan ederek yönetime müdahale etmiş, Osmanlı padişahlarının yaklaşık üçte biri askerin müdahalesiyle değiştirilmiştir. Tarihimizde yaşanmış olan çeşitli darbe ve darbe teşebbüsleri hazin sonuçlara ve büyük felaketlere sebep olmuştur.
“Darbeye karşı sivil tepki ve direniş yıllarca unutulmayacaktır”
Tahttan indirilen 12 Osmanlı padişahını sayan Doç. Dr. Kolay, Cumhuriyet döneminde başarılı olan ya da girişimde kalan darbeleri açıkladıktan sonra, sözü 15 Temmuz 2016 tarihindeki başarısız darbe girişimine getirdi ve şöyle devam etti,” 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi kahraman Türk milleti, ordu içinde darbe karşıtı olan askerler ve kahraman emniyet güçlerinin direnişi sonrasında başarısız kılınmıştır. Darbenin başarısız kılınmasında hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rolü ve etkisi büyüktür. Darbeye karşı halkı meydanlara davet etmesi insanımıza büyük cesaret vermiştir. Bu olay şüphesiz Türkiye’de hafızalardan uzun yıllar silinmeyecek izler bırakmıştır. Özellikle darbe girişiminin sivil bir tepki ve direnişle bastırılması unutulmayacak bir öneme sahiptir. İnsanımızın darbecilere karşı gösterdiği direniş ve mücadele her türlü takdirin üzerinde bir değer sahiptir” diye konuştu.
Kolay’ın sunumunun ardından bir değerlendirmede bulunan Rektör Uysal, “Ülkemizde geçmişten bugüne çok darbe yaşandı. Bu kadar çok darbe yaşayan başka ülkeler var mı ve bu kadar çok darbeye maruz kalan Türk milletinin bu konudaki zayıf yönler nelerdir? Yeni darbeler yaşanmaması için bunları araştırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“FETÖ vekalet savaşlarındaki rolünü oynaması için oluşturuldu”
Günümüzde terör örgütlerinin sınırları önceden belli ideolojilerle hareket etmediğine vurgu yapan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemizin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, “Ayrıca günümüz dünyasında ‘vekâlet savaşları’ gibi bir gerçek var. Çünkü gerçek savaşlar maliyetli. FETÖ de bu şekilde bazı güçlere hizmet etmesi için yaratıldı. ‘Bu yapının İslami hassasiyeti vardı. Sonra CIA bu yapıya el attı’ dense de ben buna katılmıyorum. Terörist elebaşı Gülen’in 1966’da Erzurum’da komünizmle mücadele derneği kurduğunu ve aktif bir mücadele yaptığını biliyoruz” dedi.
“40 yıl bu yılanı koynumuzda beslediler ve başımıza bela ettiler”
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Uysal, “Bu sadece Türkiye’nin içinden doğan bir yapı değil. Aslında uluslararası güçlerin güdümünde bir maşa. Türk milletini savaş meydanlarında yıkamayanlar böyle bir yöntem buldular ve yaklaşık 40 yıl bu yılanı koynumuzda beslediler ve başımıza bela ettiler. İnsan kendisine verilen akılı iyiye kullanırsa meleklerin de üstüne çıkar, kötüye kullanırsa daha da aşağılık bir konuma düşer. Günümüzde dünya çok kötü bir dünya. Sonuçta yılan yılanlığını yapacak. Biz de tedbirimizi alarak, insandan örnek verecek olursak, vücut sistemimizi buna hazır ederek bunlarla baş edebiliriz. Yaşanan bu olumsuz süreçte en çok zararı hak dinimiz İslam gördü” ifadelerine yer verdi.
“15 Temmuz bir işgal girişimidir”
FETÖ’nün işgal girişimiyle hem toplumsal hem de İslam Dinine ciddi anlamda zarar verdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aktı, ‘FETÖ ve İslam’a İndirilen Darbe’ başlığını taşıyan konuşmasında şunları söyledi,” Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki ben bu hadiseyi özellikle ‘işgal’ olarak nitelendiriyorum. Çünkü yaşım itibariyle 12 Eylül Darbesi’ni çok net olarak hatırlayan biri olarak iki hadiseyi kıyasladığımda 15 Temmuz’daki hadisenin başka türlü nitelendirilemeyeceğini düşünüyorum. İki hadise arasındaki belki de en önemli fark altını çizerek ifade edeyim, darbelerde asker elinde bulundurduğu silahlı güçle siyasi yönetime el koymuş ve halk da buna mukavemet göstermemiştir. Ancak bu defa ordu ve millet el ele bu işgal girişimi karşısında hep birlikte, tek vücut mücadele etmiş ve FETÖ’nün işgal girişimini önlemiştir. Son olarak FETÖ hem itikadi hem de ameli anlamda bazı düşünce ve uygulamalarıyla İslami geleneğe darbe vurmuştur. Bu noktada bizlerin şu soruyu sorması gerekiyor: Nasıl oldu da FETÖ en son ve sahih dini kullanarak bu ihanete imza attı? Yeni 15 Temmuz’lar olmaması için bunu düşünmemiz ve anlamamız gerekiyor” diye konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Aktı’nın konuşmasının ardından söz alan Rektör Uysal, “Bu örgütün bir dış mihrak ayağı var ve o mihrakın amacı Türk milletini tarih sahnesinden silmek ve yok etmektir. FETÖ ve benzeri örgütlerinin amacı ise Cumhurbaşkanımızı indirmek, anayasal düzeni bozmak ve Gülen teröristinin ruhani lider olduğu bir düzen kurmaktır. Çok katmanlı örgütle mücadele etmek kolay değil. Allah milletimize bu anlamda güç kuvvet ve feraset versin” şeklinde konuştu.
Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Uğur Atan, panelde ‘15 Temmuz’u Sanat Yoluyla Anlamak’ başlıklı konuşma yaptı. Uğur Atan konuşmasında sanatın ve sanatçının tanımının yaptıktan sonra 15 Temmuz 2016 darbe girişimini konu alan afişlerden örnek vererek eserleri ve bu eserlerin arka planını çeşitli açılardan yorumladı.
“Türkiye’nin istikrarına ilk darbe 2013’te vuruldu”
Panelde son konuşmacı olan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Finans Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ercan Taşkın, ‘15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve Ekonomik Sonuçları’ başlıklı konuşmasında şöyle konuştu, “Tüm katılımcılar konuşmalarında 15 Temmuz darbe girişimini kendisi açısından değerlendirdiler. Ancak ben tüm bu anlatımların bir şekilde ekonomiyle ilgili olduğuna inanıyorum. Türkiye’de 2002 yılından bu yana ekonomik anlamda büyük değişimler yaşandı. Bunun 2013 yılındaki operasyonlara kadar istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü ve Türkiye’nin bu anlamda dünyadaki pek çok ülkenin arasından sıyrıldığını görüyoruz. Ancak 17-25 Aralık operasyonları ile yurt dışında Türkiye için kötü bir imajın yaratılması amaçlandı. Bunu planlayanlar amaçlarında kısmen başarılı olsa da ülkemiz kısa sürede bu olumsuzluğu kendi lehine çevirince bu kez darbe girişimine yönelerek Türkiye’yi pek çok parçaya bölüp iş yapamaz duruma getirmeyi hedeflediler.15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişimi ve ardından yaşanan süreç Ülkemiz için 350 milyar dolara yakın bir zararı doğurdu. Bunları aşmak hiçbir ülke için kolay değil. Ancak istikrarlı bir yönetimle bu sorunları aşmanız mümkün. Bugün bu gibi ekonomik sorunlardan çok Covid-19 ile mücadele ediyoruz” dedi.
Panelin sonunda tüm katılımcılara teşekkür eden Prof. Dr. Kazım Uysal, “Önceden açık açık yapılan hatta bakanlıkları bile kurulan sömürgecilik günümüzde gizli gizli yapılıyor. Ulusal ekonomilere yapılan saldırılarla ülkelerin sömürgeleştirilmesi amaçlanıyor. FETÖ’nün ‘himmet’ adı altında topladığı paraları ülkemizin aleyhine olan odaklara taşıyarak ülkemize büyük zarar verdiği de bilinen bir gerçek. Bu zarar, dünyaları verseniz ödenmez” ifadelerini kullandı.
Yerel Haberler kategorisinde bulunan hiçbir habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunulmamıştır. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı tarafından hazırlanan tüm Kutahya Haberleri, otomatik olarak servis edildiği şekilde bu sayfada yer almaktadır. Kutahya Haberleri bölümünde yer alan haberlerin tamamının hukuki muhatabı haberi servis eden ajanslardır.