'Avrupa
Avrupa duy sesimizi' nidalarıyla büyümüş nesiller olarak, yurtdışında Türkiye'nin adını duyuran kişilere özel ilgi duyduğumuz aşikar. Bu ilgi nedeniyle basınımız da, bir Türkün Batı dünyasında elde ettiği en küçük başarıyı bile manşete taşımakta tereddüt etmiyor. Ancak büyük başarılara imza atmalarına rağmen hak ettikleri ilgiyi göremeyen isimler de var. Almanya'da, Türk bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen rapçi Kool Savaş onlardan biri. Gerçek adı Savaş Yurderi olan 36 yaşındaki müzisyen, bugüne kadar 50 Cent, Lumidee, Samy Deluxe ve Ying Yang Twins gibi dünyaca ünlü isimlerle ortak çalışmalara imza attı. Biz de Alman hayranlarının 'Kral' lakabıyla andığı Savaş ile ailesinin ilginç hikayesini, Türkiye'de neden tanınmadığını ve kendisine çizdiği hayat yolunu konuştuk.
- Anneniz Alman, babanız Türk. Nasıl tanışmışlar? Ailenizin hikayesini anlatır mısınız?
- Babam, Almanya'da öğrenciyken annemle tanışmış. Birbirlerine ilk görüşte âşık olmuşlar. Ama annemin ailesi koyu Katolik olduğu için kızlarının bir Türkle evlenmesini istememişler. İnat edip evlenmişler. Sonra da, 1980 yılında, babamın memleketi olan Çorum'a gitmişler. Babam orada siyasi görüşlerinden dolayı hapse atılınca, annem beni de yanına alıp Almanya'ya dönmüş. 1987'de ise babamın hapisten çıkmasıyla ailem yeniden bir araya gelmiş.
- Peki kendinizi Türk olarak mı yoksa Alman olarak mı görüyorsunuz?
- Hem Türk, hem Almanım. 36 yaşındayım ve hayatımın büyük bölümü Almanya'da geçti. Ama çocukken birkaç yıl Türkiye'de kaldım. Bu süreçte Türk kültürünü yakından tanıma şansım oldu. Berlin'de yaşadığım dönemde de Türk kültürüyle son derece içli dışlıydım.
- Almanya'daki Türk kökenliler arasında rap müzik oldukça yaygın. Sizin rap maceranız nasıl başladı?
- Her şey doğal gelişti. Yani hesap kitap yaparak başlamadım. Rap yapmak içimden geldi ve zamanla bu müziğe âşık oldum. Başlangıçta kendimi çok ciddiye almıyordum ama insanların müziğimi beğendiklerini görünce güvenim yerine geldi. Şimdi dünya yıldızlarıyla şarkılar yapıyorum.
- Peki sizi en çok etkileyen, daha doğrusu rap müziğin içine çeken müzisyenler kim oldu?
- Sevdiğim onlarca rapçi var ama NWA ve Ice Cube'un bendeki yeri ayrı. Rap dışındaki müzik tarzlarını da dinliyorum. Bu konuda çok açık fikirliyim. Madonna ve Falco'yu çok severim mesela.
- Türk kökenli olmak sizin için müzik konusunda bir avantaj mıydı, yoksa dezavantaj mı?
- Türk kanına sahip olmak bir avantaj. Çünkü Türkler, Batılılara kıyasla müziğin tüm dallarında daha büyük yeteneğe sahip. Onların kanında olmayan özel bir ritim duygumuz var.
- Biraz da son albümünüz Aura'dan bahsedelim. Bu albümün kariyerinizdeki önemi nedir?
- Derin ve gürültülü bir albüm oldu. Her albümde iç dünyamı biraz daha açıyorum. Bu albümde de kişiliğimin daha önce müziğime yansımayan yanlarını ortaya koymaya çalıştım. Ayrıca albümdeki
Nichts Bleibt Mehr adlı parçanın girişinde babam kendi şiirlerinden birini seslendirdi. Benim için özel anlama sahip bu şiirin sözleri şöyle: Yaşam bir nehir, sen de küçük bir balıksan/ Burada yüzgeç sallayan akıntıya karşı da yüzmeyi öğrenmelisin zaman geçmeden/ Bu nehir her zaman köpük köpük akmayabilir/ Balçık kaplı olabilir tabanı yer yer/ Besin bulmak, korunmak avcılardan dert olabilir/ Ama sen gerçek bir avcı olmak için korkmadan yüzmelisin akıntıya karşı minik yüzgeçlerinle/ Ancak bir taş arkasına saklanmaya çalışıyorsan, ben akıntıya karşı yüzemem diyorsan eğer/ Kal hiç çekinmeden balçıklı kıyılarda kurbağalar gibi/ Çünkü sen balık değilsin artık/ Balık yüzlü, kurbağa ruhlu bir zavallısın sadece.
EMİNEM DÜNYANIN EN İYİSİ
- Sizi diğer rapçilerden ayıran, onların önüne geçmenizi sağlayan özellikleriniz neler?
- Kendimi 'asi' olarak tanımlamıyorum ama kimse bana diğer sanatçılara yaptıkları gibi 'Şunu yap, bunu yap' diyemez. Bir şeyin doğru olduğuna inanıyorsam, o uğurda sonuna kadar giderim. İnsanların benim hakkında ne düşündüğünü de zerre kadar umursamam. Çocukluğumdan beri böyleyim ve bu özelliğim beni diğerlerinden ayrıştırıyor. Kendim olmam gerektiğini de hiçbir zaman unutmadım. Ayrıca en iyiyi yapabileceğime, sarsılmaz bir inancım var. Müziğimin hem en fanatik taraftarı hem de en sıkı eleştirmeniyim.
- Türkiye'de rap dinleyen geniş bir kitle olmasına rağmen, Almanya'daki kadar tanınmıyorsunuz. Bu durumun sebebi ne?
- Sanırım Türkçe seviyemin istediğim düzeyde olmamasından kaynaklanıyor. Ana dilimi iyi konuşamamak beni utandırıyor. Bu konuda kendimi geliştirip Türkçe parçalar yapmak, Türk sanatçılarla ortak çalışmalara imza atmak istiyorum.
- Sizce halen hayatta olanlar arasında dünyanın en başarılı rapçisi kim? Türk rapçilerden kimi beğeniyorsunuz?
- Eminem dünyanın tartışmasız en iyisi. Ayrıca onunla tarzımız benzerlik gösteriyor. Türkiye'den ise Fuat'ı (Ergin) çok başarılı buluyorum. Geçmişte onunla yakın arkadaştık. Değişik ve anlaşılması zor bir kişiliğe sahip olsa da, onu hâlâ çok seviyorum.
- En çok birlikte çalışmak istediğiniz kişi kim?
- Bugüne kadar 50 Cent, Lumidee, Samy Deluxe ve Ying Yang Twins başta olmak üzere istediğim isimlerin bir bölümüyle ortak çalışmalar yaptık. Gelecek için en çok istediklerim ise R. Kelly, Jamiroquai ve Eminem.
- Hayranlarınız sizi rap kralı olarak tanımlıyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Kral siz misiniz?
- Alman rapinin kralı benim. En azından öyle olmaya çalışıyorum. Kendimi Alman rapinin sözcüsü ve rol modeli olarak görüyorum.
- Peki, 10 veya 20 yıl önce sektörde bir yere gelmeye çalışan rapçilerle bugünkü rapçiler arasında nasıl bir fark var?
- İnternetin yaygınlaşması, sektörü tamamen değiştirdi. Eskiden yaptığın şarkıyı yapımcılara dinletebilmek yıllarca fırsat beklerdin. Şimdiyse şarkını internete yükleyip milyonlarca kişiye ulaşabiliyorsun. Tabii bu durumun dezavantajları da var. Müziğini sunan kişilerin sayısı arttıkça, onların arasından sıyrılmak da zorlaşıyor.
- Yapmak istediğiniz ama müzik nedeniyle yapamadığınız başka bir meslek var mı?
- Avukat olmayı çok isterdim. Çünkü onlar çok büyük bir güce sahip. Aldırmayı başardıkları kararlarla, sistemi değiştirebiliyorlar.
- Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- Türkiye'yi çok seviyorum. Almanya'da binlerce hayranım olsa da Türkiye'deki kardeşlerimin beni daha çok dinlemelerini, başarılarımla gurur duymalarını istiyorum. Çünkü ben yarı Türküm. Bu kültürle büyüdüm. Umarım yakın zamanda İstanbul'da konser verme şansını yakalarım.